Allah Temizleri Sever

104

İnsanı güzel bir surette yaratan yüce Allah, onun temiz bir hayat yaşayabilmesi için kâinata büyük bir temizlik kanunu koymuş ve bütün mahlûkatın bu kanuna göre hareket etmelerini emretmiştir. Çevremize şöyle bir göz gezdirdiğimiz zaman, atomlardan güneşe, zerrelerden yıldızlara kadar bütün varlıkların, bu temizlik ilkelerine uyduğunu görürüz.

Temiz; duru olan, pis ve kirli olmayan, kendisine her hangi bir şey bulaşmayandır. Temizlik, maddi ve manevi (görünen ve görünmeyen) her hangi bir şeyde yapılan temizleme işidir. Temizliğin dinî ıstılahtaki manası ise necaset denilen maddî pislik ve hades denilen, ibadetlere mâni hükmî kirlilik hallerinden temizlenmek demektir. Yani temizlenmek isteyen bir kimsenin gerek hakiki pisliği (necaseti), gerekse hades denilen manevi pisliği gidermek için meşru bir surette suyu veya toprağı yahut her ikisini birden kullanmasıdır.

Bazı ibadetlerin yapılabilmesi için hakiki veya hükmi olan pisliklerin temizlenmesi şarttır. Her Müslümanın nelerin temiz olduğunu, nelerin temizlenmesi gerektiğini, temizliğin ne zaman ve nasıl yapılacağını bilmesi şarttır. Çünkü temizlik imandandır, imanın yarısıdır.

Dinimizde kirlenen her şeyin bir an önce temizlenmesi istenmekte, temizlikte suyun esas olduğu belirtilmektedir. Namaz kılmak için abdest almak, gusül abdesti gerektiğinde gusletmek farz olan bir temizliktir. Esasen Allah Teâlâ’ya hakkı ile kulluk edebilmek ve O’nun rızasını kazanmak için temizlik şarttır. İslâm fıkhında; taharetsiz yapılması mümkün olmayan birçok ibadet vardır. Bunların başında, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in “Dinin direği” olarak nitelendirdiği namaz gelir. Gerek hakiki pisliği (necaseti), gerekse hades denilen manevi pisliği temizlemeden namaz kılınmaz.

Genel olarak vücut temizliği yapmak, elbiselerini temiz ve düzenli tutmak; saç ve sakalı temiz tutmak ve düzeltmek, insanların hoşlanacağı, nefret etmeyeceği şekilde temiz olmak sünnettir. Gerekli olmasa dahi haftada bir defa olsun vücudu yıkamak müstehaptır. Cuma günü yıkanmak da daha iyidir.

Temizlikle ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şu ayetler yer almaktadır:

“Şüphesiz Allah, çok tövbe edenleri, çok temizlenenleri sever…” (Bakara, 2/222)  “(Bu abdest ve teyemmüm emriyle) Allah sizin için güçlük dilemez, fakat sizi tertemiz etmek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Ta ki şükredesiniz.” (Mâide, 5/6) “Allah, üzerinize gökten yağmur indiriyor; onunla sizi pisliklerden temizlesin diye…” (Enfâl, 8/11) “Orada ter-temiz olmak isteyen kimseler vardır. Allah da ter-temiz olanları sever.” (Tevbe, 9/108)

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de hadis-i şeriflerinde; “Her kim Allah Teâlâ’nın emrettiği gibi abdest alırsa, farz namazlar arasındaki günahlara keffaret olur.” (Müslim, Tahare, 4/ 11) “Temizlik imanın yarısıdır” (Müslim, Tahare, 1/1) buyurarak temizliğin önemine işaret etmiştir.

Allah Teâlâ mü’minlere; elbiselerini temiz tutmalarını, pislikten arınmalarını ve ter-temiz olmalarını emretmiş, Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu konuda mü’minlere örnek olmuştur. İslam âlimleri fıkıh ve ilmihal kitaplarını yazmaya “Temizlik” bahsini öne alarak başlamışlardır. Bütün bunlar göstermektedir ki; Müslümanlar temizlik hususunda çok hassas olmak durumundadırlar.

Temizliği, sadece beden temizliği olarak anlamak yanlış olur. Beden temizliği kadar, hatta ondan da önce kalp temizliği, niyet dürüstlüğü, ahlâk güzelliği gereklidir. Nitekim niyeti temiz olmayanın ibadeti halis olmaz, dolayısıyla, Allah katında kabul görmez. Bu sebeple Müslümanda kalp temizliği ile beden temizliği birleşmeli, ancak her ikisinin de temiz tutulması halinde kâmil bir Müslüman olunacağı bilinmelidir. Beden ve kalp temizliği, İslâm’ın temeli ve en mühim bir esasıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hâdis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “İslâm, temizlik temeli üzerine bina edildi.” (Kütüb-ü Sitte, 10/29) Diğer bir hâdis-i şeriflerinde de “Allah temizdir, temizleri sever” (Tirmizi, Edep, 41) buyurarak, temizliğin Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanma vesilesi olduğunu belirtmiştir.