Aile Seti – 1

111

İslami aile

Hz. Ayşe (r anha) dan bir anekdot ile başlayalım.

Bir gün Hz. Ayşe Peygamberimize sorar:

Beni seviyor musun ya Resulallah?

Peygamberimiz evet ya Ayşe diye cevap verir.

Hz Ayşe. Bana karşı olan sevgini nasıl tarif edersin diye soruyu tekrar eder.

Peygamberimizde cevaben:

İpe atılan düğüm gibi der.

Aradan yıllar geçer,

Hz Ayşe bir gün yine peygamberimize sorar:

Düğüm ne âlemde ya Resulallah?

Peygamberimiz ilk günkü gibi taze ve canlı diye cevaplar.

Yorum yapmaya izah etmeye gerek var mı?

Peki, sizin düğümünüz ne âlemde?

Aile nikâhla oluşur.

Nikâh Allah(c.c) ın emri

Peygamber(sav) in sünnetidir.

Peygamberimiz(sav) ise,

Nikâh benim sünnetimdir.

‘Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir’. Buyuruyor.

Ailenin huzurlu olması için temelinin sağlam yani İslam’a göre atılması gerekir.

Haram – günah ile içkili ve sarhoş bir kafa ile atılan temel çürük,

Kurulan yuva huzursuz olur.

Hayatta bir defa olduğu için dini kuralları ihlal etmek,

Şeytanın hoşuna gidecek şekilde hareket etmek yanlıştır.

Huzurlu bir aile hayatı için

a)Eşlerin birbirlerine karşı görev ve sorumlulukları vardır.

b)Kardeşlerin birbirlerine karşı görev ve sorumlulukları vardır.

c)Anne- babanın çocuklara,

d)Çocuklara anne babaya karşı görev ve sorumlulukları vardır.

Bizim inancımızda evlilik ömür boyudur.

Hatta cennette de bunun devamı söz konusudur.

Allah katında en sevimsiz mubah boşanmaktır.

Sebepsiz yere kocasından ayrılan kadına, hanımını boşayan beye,

Allah cennetin kokusunu haram kılmıştır.

Kız ve erkek çocuklar evlilik yaşına geldikleri zaman doğru olan onları uygun olan eşlerle evlendirmektir.

Evliliği tehir etmek onların harama, günaha girmelerine sebep olur.

Evlilikte dikkat edilecek önemli bir husus tarafların birbirlerine karşı anlayışlı olmaları israfa kaçmamalarıdır.

Her şeyin en pahalısını alıp ya da aldırıpta kendinizi, karşı tarafı da çocukları da sıkıntıya sokmak doğru değildir.

Eşler arasındaki sevgi her zaman başlangıçtaki gibi canlı ve diri olmaz.

Zamanla aşınır zaman zaman geçimsizlikler, huzursuzluklar olabilir.

 Böle durumlarda da eşlerden birisi kızınca diğeri susmalı, ikisi birden konuşmamalıdır.

İşi gereğinden fazla abartmamaya kabalığa, kırıcılığa ve kaba güç ve şiddete başvurulmamalı,

Bilinmelidir ki şefkat-merhamet sıcak bir ilgi sevgi ve saygı her zaman sertlikten daha iyidir:

Sertliğin yapamadığı işi, sevgi yapar.

Rüzgâr ve güneş 

Bir gün rüzgâr ile güneş kuvvet gösterisine girmişler.

İkisi de en kuvvetli kendilerinin olduğunu iddia etmiş.

Rüzgâr şimdi sana gücümü ispat edeceğim demiş.

Şu genç adamı görüyor musun?

Onun ceketini sırtından çıkartıp atacağım.

Ardından şiddetle esmeye başlamış,

Güneş bir bulutun arkasına girip onu seyretmeye başlamış.

Fırtınalar kopmuş, yer yerinden oynamış her şey havaya savrulmuş,

Genç ise ceketini başına çekmiş sıkıca ceketine sarılarak bir kenarda bükülüvermiş,

Rüzgâr ne yaptıysa ceketi gencin sırtından alamamış.

Pes etmiş çekilmiş.

Sonra Güneş ortaya çıkmış,

Etrafa tatlı bir sıcaklık yaymaya başlamış,

Genç bükülmüş belini yavaş yavaş doğrultarak derin bir oh çekmiş.

Bir müddet sonra terleyince de ceketini çıkarıvermiş.

Güneş rüzgâra dönerek,

Gördün mü?

Nezaket ve yumuşaklık sertlik ve kabalıktan daha güçlüdür demiş.

Sizce de öyle değil mi?

Deneyin doğru olduğunu göreceksiniz.

Sevgi düğümünüzü gevşetmeyiniz.

Gevşetilmesine de müsaade etmeyiniz.

Zaman içerisinde gevşerse de hediye ve sürprizlerle de kuvvetlendiriniz.

 

Devam edecek