Çanakkale şehidi Bağdatlı Hamit 
Yine Bağdat’ta yine mücahit 
Füzeye benziyor diye minareleri 
Biricik oğlu ve iki torunu 
Avlusunda bombalandı İmam- Âzam Câmii’nin 
Kerkük’e kaçarken torunları ve gelini 
Etrafı Amerikan devriyeleriyle çevrildi 
Üçüne de vurulduktan sonra militan süsü verildi 
Ki henüz yedi yaşındaydı üçüncüsü 
Üçüncü kuşak militan adayıydı 
Hep dinlerdi babaannesinden 
Çanakkale’yi, Yemen’i, Büyükdedesini 
Babası dayılarından hoyrat okur o dinlerdi 
Şehitlerin tekrar şehit olma isteklerini 
Ve Türklerin birgün geri geleceklerini 
Anlatır dururlardı o da dinlerdi 
Karnına ve boğazına saplanan üç mermi 
Döke döke bitirmişti kanını 
Canı çekiliyor gök dökülüyordu 
Hamit Dede ve silah arkadaşlarının 
Birer birer yanına geldiğini gördü 
Boyabatlı Emin, Urfalı Celil, Hemşinli Hafız 
Henüz kınaları bile taze 
Kemâl adı bile savaştan kalmaydı 
Güç bela soluk almaktaydı 
Bir an kendini çok yalnız hissetti 
‘Torunlarınız nerde torunlarınız? ‘ dedi 
Ve teslim etti nefesini 
Sonra sözler Habur Sınırına gitti 
Oradan Gelibolu’ya, Şehitlik’e aksetti; 
“Torunlarınız nerede torunlarınız? “
Rövanş – II
“Maraba Çanakkale ! Ha, ha, ha…”


