Kasım 2010 Olacak Gibi

108

Seçim tarihi yaklaştıkça telaşı artıyor Sayın Başbakan’ın. Çok da haksız sayılmaz yani. Gidip de gelmemek var. Gelip de hesap vermek var. Kum saatinde azalan kum tanecikleri gibi Başbakan’ın da bu iktidar günleri gelip geçmektedir.

Erken seçim haberlerine önce “kesinlikle gününde yapılacak” diyen Başbakan, şimdi de “birkaç ay yakına alabiliriz” demeye başladı.

MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin verdiği Kasım 2010 tarihini de çok yakında zikretmeye başladığını göreceksiniz Başbakan’ın.

Zira telaffuz ettiği Mart veya Nisan ayı, kış kıyamette Hükümet’ten” kömür” konusunda merhamet bekleyen fakir fukara için, zulümden az da olsa kurtulmaya başladığı zaman dilimidir. Zaten 7 yıldır “ha bu gün biter, ha yarın düzelir” diye avutulan halkın, böyle bir zamanda gazabına uğramak istemeyecektir Sayın Başbakan.

Ve kendisi için ideal olan seçim takviminin de, MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin dediği Kasım 2010 tarihini istemeyerek de kabul edecektir.

Çok zorlarsa ne olur?

AKP’nin seçim hezimeti daha da büyük olur.

Dr. Devlet Bahçeli’nin bu tarihi verdikten sonra Hükümet’in üzerine seçim konusunda fazla gitmemesi de bununla ilgilidir. AKP, tarihi ne kadar geciktir ise uğrayacağı seçim hezimeti de o kadar büyük olacaktır. AKP’nin hezimete uğrayacağı bu seçimin tek karlı partisi de MHP olacaktır.

Canı sıkkın demiştim Başbakan’ın.

Baksanıza, bu denli kendini kaybedecek düzeyde agresif olmamıştı bugüne değin.

Duygusallığı da aynı  şekilde yoğunluk arz ediyor Başbakan’ın.

Meclis çatısı altındaki çalışmalarda sarf ettiği cümleler bunun en iyi göstergesi.

Hiç konu edilmediği halde eşi Hanımefendi’nin başörtüsünü gündeme getirme çabaları  da bununla ilgili.

Başörtü konusunda, Meclis’te MHP Gurup Başkan Vekili ile imzaladığı “birlikte hareket etme” protokolünü gündeme getirmeyişi, bu konuda gerçekten samimi olmadığını gösteriyor AKP İktidarı’nın. 

Ekonomide çizilen pembe tablonun aksine bir durumun olduğunu artık tüm halkımız biliyor.

KOBİ’ler sırasıyla kapanırken, bankalar KOBİ’lere kredi verme konusunda eskisinden bile daha çekimser davranırken, KOBİ’lerin üretim yapması imkânsız gözükmektedir.

Üretmeden zengin olmak için nasıl bir formülü olduğu konusunda bu Hükümet şu ana kadar hiçbir şey anlatamamıştır. Anlatmasını beklemek de akıllı bir şey olmaz. Zira Türkiye gibi çalışabilir genç nüfusu olan bir ülkede istihdam açığını kapatmanın tek bir yolu var, o da üretmek.

Üretme çabasındaki KOBİ’lerin önündeki engelleri bertaraf etmek bir yana, her geçen gün bu engellerin sayısını ve yoğunluğunu arttırırsanız, sonuç şimdiki gibi hüsran olur ancak.

Yolsuzluklara tanık olan yoksullaşan bu halkın önüne ne getireceksiniz de kandıracaksınız bu sefer?

Müslüman Cumhurbaşkanı seçtirmediler diyerek 2007 de aldığınız oylar, AKP’den uçuyor.

Tüm ciddi kamuoyu araştırmalarında çıkan ortak sonuç da AKP den uçan bu oyların MHP’de toplandığı  yönünde.

Başbakan’ın sıkılması da, bütün bunların ışığında yapılacak er veya zamanında bir seçimim hezimetindendir. Bu akıbet, Sayın Başbakan’ın canını ciddi sıkmaktadır.

Bir de Maliye Bakanı’nın himmet edip merhamet ettiği Tekel İşçileri de bu işin tuzu biberi oldu.

Ankara’da Başbakan’ın canını  sıkacak işler daha da artacak göründüğü kadarı ile.

Kocaeli’nde de seçim havası  erken yaşanmaya başladı. 

Partilerdeki olası adaylar için de seçim takvimi nedeniyle gerek parti kongrelerinde gerek parti çalışmalarında bazı hareketlilikler göze çarpıyor.

Son birkaç ay içinde bir şeyler yaparsam, geçmişte yaptıklarım unutulur diyen adaylar da bir hızlı ki sormayın.

Bu seçimde tüm Türkiye’de olduğu gibi Kocaeli’nde de AKP’nin sırtını yere vurma görevini üstlenecek olan muhalefetteki siyasi partiler adaylarını belirlerken bu kez biraz daha fazla faktörü göze alacaklardır.

Ahbap çavuş ilişkilerinin bu seçimde adayların işine pek yarayacağını söylemek doğru olmaz. Zira hiç kimsenin bu seçimde bir hata yapma lüksü yoktur.

CHP’nin ilçe kongrelerinde yaşanan bu hareketliliğin sebebi de bu olmalı.