Detaylı Anlatın Kardeşim!

144

Hükümdarın oğlu gezginci bir Kıptî’nin kızına vurulmuş. Delikanlının aşkının hatırına; gitmişler, kızı istemişler. Kız tarafı başlamış naz etmeye.. Gel zaman – git zaman işi çözemeyince vezire danışmışlar. Akıllı vezir, ‘Ben bu işi hallederim’ demiş. Gitmiş çadırlarına, açmış ağzını: ‘Bre susak ağızlılar! Bre edepsizler! Hükümdar, oğluna kızınızı istedi diye bir tarafınız mı şişti, be edepsizler! Siz kimsiniz lan koskoca devlet başkanına caz – cuz ediyorsunuz?’ Durumun vehametini anlayan Kıptî işi uyanmış: ‘Sayın vezirim, çok haklısınız. Ama bize hiç böyle detaylı anlatılmamıştı.’

Biz halk olarak ‘gider‘li, ‘racon‘lu konuşmaları severiz. Başbakan‘ın üslûbuna bakıyorum da gençliğimizde Bahçecik kahvelerindeki tarzımızın tıpkısının aynısı. Delikanlılık diye bir şey var yani..

Muhalefet liderlerine bakıyoruz; dolaylı anlatım, îmalar, klâsik siyasî gelenek.. Oysa Başbakanımız, her taşın altında aradığımız Yahudi‘nin devlet başkanına bile Davos Dağında ‘posta‘ koymuştu da Mohaç Zaferi kadar sevinmiştik.

Üslûp bu; işçi – memur, esnaf – çiftçi dinlemez. Bazen maksadı aşar, bazen aşırıya kaçar. Ama bizler de böyle değil miyiz?

Terör odağı olmaktan ötürü kapatılan parti(!)nin Büyükşehir Belediye Başkanı, Devletimize ve Hükümetimize ‘hastir‘ çekiyor. Çifte suç işlemesi bir yana delikanlı edalı Başbakanımıza da aklınca ‘gider‘ yapıyor.

Şu herife detaylı konuşacak bir vatan evlâdı yok mu? Muhalefet partilerine ve cihet-i askeriyeye her daim lâf yetiştiren Hükümet Sözcülerimiz, Gurup Başkan Vekillerimiz, bay – bayan Bakanlarımız neredeler?

Eğer bu konuyu Başbakanımızdan sakladıysanız hiçbirinize hakkımı helâl etmem. Benim tanıdığım Tayyip Erdoğan, Baydemir‘i Baykevgir‘e çevirir. Yumoş’la yıkanmış havlu gibi olur.

Ve fakat 3 gün oldu, 5 gün oldu; ses – seda yok. Sağlık – sıhhat; bir yaramazlık yoktur inşallah. Her akşam haber bültenlerini ‘Ha, işte şimdi haddinizi bildirecek‘ diye baka baka bekliyorum.

Ne demişler:  “Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı.”

Ne demişler: “Bazı horozlar erken öttüğü için sabahın geldiğini zananderler.”

Ne demişler: “Eceli gelen köpek, …  … … “

İmza, dolap, kafes, köstebek, suikast.. Biraz bu konulara mola verin kardeşim. Güzide basınımız aç magazin kültürüyle ağzı açık bekliyor. Fazla kibarlığa gerek yok. Detaylı konuşun kardeşim, detaylı!

Ben buradayım efendim; Aziz Üstelvâri beklemedeyim. Haftaya görüşmek dileğiyle..