Değer Bilmezlik

116

Bu ülke insanının, adına “değer bilmezlik” diyebileceğimiz ciddi bir kompleksinin olduğunu hiç düşündük mü? İnsanımız ne kendinin ne çevresinin ne de yaşadığı coğrafyanın tam anlamıyla değerini biliyor. Değerini bildiğimiz için uğrunda hamaset yaptıklarımızın temelinde de ya ucuz kahramanlık duygusu ya da bencillik yatıyor. Sağduyuya dayalı değer bilme bilincinden, maalesef, yoksunuz. Bu durum, bizi “insani gelişmişlik”te, dünya ülkeleri arasında alt sıralara düşürüyor.

Size iki yaman çelişkiden ve bir sonuçtan söz etmek istiyorum. Gazetelerden okumuş, haberlerden dinlemişsinizdir. Diyarbakır’ın Lice ilçesinde bir köyde, bahçesinde hayvanlarını otlatan Ceylan isimli 14 yaşındaki kıza nereden geldiği belli olmayan bir noktadan sekiz kiloluk havan topu isabet ediyor ve kız parçalanarak ölüyor. Olayla, resmi makamlar birkaç saat ilgilenmiyor, aile perişan oluyor, ölen öldüğü ile kalıyor. Bu vahşetle ilgili, neden ve nasıl soruları henüz cevabını bulmuş değil. Ülkemizde buna benzer olayların daha önce çok kez yaşandığını hatırlatmak isterim. Bir de şu gazete haberini birlikte okuyalım: “Aydın’ın Kuşadası ilçesinde 4 yıl önce Kadınlar Denizi Plajı hattında çalışan minibüse konan bombanın patlatılması sonucu hayatını kaybeden İngiliz Helyn Bennett’in ailesine ve yaralananların yakınlarına 2 milyon 190 bin lira tazminat ödenmesi kararı verildi. Aynı patlamada mağdur olan Türklere ise hiçbir şey verilmedi.”

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ”2009 İnsani Gelişme Endeksi” yayımlamış. Bununla ilgili gazete haberini okuyalım: “Rapora göre, Norveç, ”dünyanın yaşamak için en iyi ülke” kategorisini korurken, Nijer, 182 ülke arasında ”en kötüsü” olarak belirlendi. Türkiye ise “insani gelişim kategorisi”nde 79. sırada bulunuyor. İnsani Gelişim Endeksi, Türkiye’nin, yüksek gelir düzeyine rağmen hala eğitim ve sağlık hizmetleri alanlarında yapması gerekenler olduğunu işaret ediyor. ”Yüksek İnsani Gelişim” kategorisinde yer alan Bulgaristan, Romanya ve Makedonya gibi 18 ülke, daha düşük gelir seviyelerine rağmen Türkiye’den üst sıralarda bulunuyor. Bunun, Türkiye’nin yüksek gelir düzeyini insani gelişime dönüştürmek için daha fazla çaba harcaması gerektiğine dikkat çektiği ifade ediliyor.”

İki yanlıştan bir doğru çıkmaz. Doğru ve güzel iş, doğru niyetin ve düşüncenin sonucudur. “O bizim oğlandır, ondan bir zarar gelmez.” düşüncesiyle kendi insanını önemsememek ne kadar yanlışsa “O gavur bizden daha kıymetlidir, onun kıymetini bilelim ya da şerrinden emin olmak için ona sus payı verilim.” kompleksine sahip olmak da o kadar yanlıştır. Son bir buçuk asırdır sürdürülen eğitim sistemiyle bizde oluşturulan bu kompleks, birbirimize karşı bir değer bilmezlik oluşturmuştur. “Bizden adam olmaz, biz bir işe yaramayız.” inancı, bilinçaltımıza iyice yerleştirilmiştir. Yabancı hayranlığı, özgüvensizlik; bunun doğal sonucudur. Kendine güvenmeyen insan, fertleri birbirine güvenmeyen toplum bir eser ortaya koyamaz. Özgüven eksikliğinin olduğu toplumlarda iyimserlikten, adaletten, azimden, gayretten, yaratıcılıktan, özgürlükten, insan haklarından söz edemezsiniz. Coğrafya olarak dünyanın en şanslı bölgesinde yer almanıza rağmen “insani gelişmişlik” perspektifinden bakıldığında gelebileceğiniz nokta, doğaldır ki, yetmiş dokuzunculuk olacaktır. Ben bu tabloyu içime sindiremiyorum. Bu tablo kanıma dokunuyor.

Serdar ve hakim olarak bilinen, Horasandaki dini ve siyasi hareketin başına geçerek Emevileri deviren ve Abbasileri tahta çıkaran komutan olarak tarihte yer alan, soyu ve bilge insan Ebu Müslim Horasani şöyle der: “Onlar zararlarından emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı; ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.”

Önce kendi değerimizi bilmek zorundayız, sonra kendi insanımızın… Eldeki bir, geleceğini ümit ettiğimiz ikiden her zaman daha iyidir. Horasani gibi bilgeler yetiştiren bir kültürün mirasçıları bizler, niçin bir değer bilmezlik içindeyiz? Bunu anlayamıyorum. Hemen her camiada gördüğüm bu hastalığı tedavi etmek zorundayız. Harici virüslerin, bu hastalığımızdan beslenmesine izin vermemeliyiz.

“İnsani gelişmişlik”te tercih edilen ülke sıralamasında birinci olmak için, işe, değerimizi, değerlerimizi bilmek ve bildirmekle başlayalım. .