Bir vesileyle öğretmen dersi keserek, öğrencilere hitaben:
“Sevgili öğenciler! Ben, hepinizin en büyük hilekâr; yâni en büyük hileci olmanızı istiyorum!”
Deyince, sınıfta sanki kıyamet koptu! Büyük bir uğultu sınıfı doldurdu!
Öğrenciler birbirine bakarak büyük bir şaşkınlık içinde,
Sanki bir ağızdan, aynı şekilde itiraz ederek:
“Öğretmenim ne söylediğinizin farkında mısınız?”
Tarzında her biri çeşitli tepkiler verince öğretmen,
Kendinden gayet emîn bir tavırla, üstelik kelimelerin üstüne basa basa:
“Evet çocuklar! Ben her birinizin en büyük bir hilekâr olmanızı arzu ediyorum!”
Diye isteğini tekrarlayınca, sınıfta herkes donup kaldı,
Bu tuhaf istek karşısında, âdeta buz kesildiler!
Bu sefer öğretmen şu soruyu yöneltti talebelere:
“Peki öyleyse söyleyin bakalım,
‘En büyük hile nedir?’ ”
Sınıfta her kafadan çıkan cevaplar, bir süre sınıfta yankılandı durdu!
Öğretmen:
“Hayır hayır hiçbiri değil!” diyerek sınıfın cevaplarını kabul etmedi.
Öğrenciler daha fazla tahammül edemiyerek:
“Peki öyleyse ‘En büyük hile nedir?’ hocam?”
Diye artan meraklarını sorarak dile getirince,
Öğretmen ağır ağır ve tane tane konuşarak cevap verdi:
“En büyük hile, hilesizliktir.”
“En büyük hile, hileyi terk etmektir.”
Yâni:
“Olduğun gibi görünmek, göründüğün gibi olmaktır.”
İşte o zaman, sen sağ ben selâmet.
Öğrenciler bu büyük ve haklı sözler karşısında,
Hocalarına karşı yeni bir sevgi ve büyük bir saygı ile sıralarında rahat bir oturuşa geçtiler.
x
Bu kahraman Türk milleti; İslâmiyet ve insaniyet âlemine ve Haremeyn-i Şerifeyn’e asırlarca hizmet ettiği için, her milletten daha çok sevilmeyi ve sayılmayı hakkıyla hak etmiştir.
Çünkü bin seneden beri İslâm milletlerinin hâllini beklediği pek çok Kur’anî, akîdevî ve İslâmî eserler bu topraklarda telif edilip yazılmış. Çeşitli İslâmiyet mes’elelerin tılsımiyet cihetlerini keşfedip, çıkış ve hâl yollarını Kur’an ve Hadislerden alarak ortaya koyan, âlem-şümul / evrensel dâvâ ve mesleği şiar edinen eserler; bu vatanda zuhur etmiş.
Evet, nice bu gibi kudsî ve mükemmel sayısız eserler;
Bu memleket ve bu millet içinden çıkan âlimlerce ortaya konmuştur.
x
Türkiye’nin İslâm âlemindeki yerini bilelim.
Biraz düşünerek nasıl bir millet olduğumuzu anlayalım.
Tabii ki, Türkçemizin, Allah indindeki yerinin önemini de,
Bir güzel kavrayalım.
x
Bu vatan ve bu milletin sahip olduğu, bu şanlı tarih,
Bin sene sürmüş olan, bu maddî – mânevî sayısız fetih;
Kıyametten önce de, tamamlanacak olan bu hizmet-i iman;
Tarihin baş tacı olarak, milletlerce anılacak her an.
İftiharla bahsedecek ondan tarihler, zaman zaman.