Sovyet Fıkraları

21

Totaliter rejimde nasıl muhalefet yapılır? Tolstoy’un mutlu ve mutsuz aileler için söyledikleri geldi aklıma: “Mutlu aileler birbirine benzer. Mutsuz ailelerin her biri kendi tarzında mutsuzdur.” Totaliter ve demokratik rejimlerde bunun tersi geçerli. Her demokrasi kendi tarzında demokrasi ama totaliter rejimler birbirine benzer.

Bu düşüncelerle totaliter rejime bir örnek bulayım dedim. Zor olmadı. Birkaç saniye düşünmem yetti. Öyle ya biz “Demirperde Fıkraları” ile büyümüş bir nesiliz. Totaliter deyince de ondan totaliteri zor bulunur. Sovyetlerde muhaliflerin en büyük silahı, Rusçada “anekdot” dedikleri fıkralardı. İnternete bir göz attığınızda, Demirperde değil de Sovyet fıkraları (Soviet jokes) deyince yüzlercesi çıkıyor. Eh bugün Pazar. Pazarları fıkralı yazılar yazmak olağandır. Size, seçtiğim birkaç Sovyet fıkrasını nakledeyim. Belki bir gün işinize yarar.

Stalin Sovyetlerin millî değeriydi

Hapishanede iki mahkûm konuşuyor: “Seni neden tutukladılar? Siyasi mi adi suç mu?” “Siyasi tabii. Ben tesisatçıyım. Beni bölgemdeki Parti binasına çağırıp lağım borularını tamir etmemi istediler. Baktım ve ‘Hey, bütün sistem çürümüş. Tamamını değiştirmek lazım.’ dedim. Yedi yıl verdiler.”

*

1 Mayıs kutlama geçidinde yaşlı bir adam “Bana bahşettiğin mutlu çocukluk için minnettarım yoldaş Stalin!” yazan bir pankart taşıyor. Parti temsilcisi yaşlı adama yaklaşır ve “Ne bu? Parti’yle dalga mı geçiyorsun. Senin çocukluğunda yoldaş Stalin’in henüz doğmadığı çok açık.” Yaşlı adam cevap verir, “Ben de bu yüzden ona minnettarım.”

*

Hâkim, kahkahalar atarak mahkeme salonundan çıkar. Meslektaşı sorar, “Niye gülüyorsun?“ Gülmekten gözleri yaşaran hâkim cevap verir, “Az önce mükemmel bir anekdot duydum.” “Anekdot mu? Anlatsana.” “Deli misin! Az önce o anekdot yüzünden adama on yıl verdim.”

Papağanınıza mukayyet olun

Stalin zamanında sabaha karşı insanların kapıları çalınmakta, evleri aranmakta ve muhalifler kelepçelenip merkeze götürülmektedir. Gece sabaha karşı bir ailenin kapısı vurulur. Hepsi korku içinde fırlar. Kapıyı vuran seslenir: “Ciddi bir şey değil. Ben komşunuz. Apartman yanıyor. Hemen çıkın.“

*

Gardiyan siyasi mahkûma sorar, “Kaç yıl yedin?” Mahkûm, “On yıl.” Gardiyan, “Ne yaptın?”, “Hiç.” Gardiyan: “Yalan söyleme şimdi. Hiç’e sadece beş yıl veriyorlar.“

*

Bir adam korku içinde siyasi polis merkezine girer, “Papağanım kayboldu.” der. “Bu bizim konumuz değil. Asayiş şubeye gideceksin.” Adam, “Kusura bakmayın. Buradan sonra onlara gideceğim de papağanımın siyasi fikirlerine katılmadığımı resmen bildirmek için önce size uğradım.”

*

Bir gün Stalin, Urallardan gelen bir maden işçisi heyetini ağırlar. İşçiler gittikten sonra piposunu arar, bulamaz. KGB’nin başı Lavrentiy Beria’yı arar, “Lavrentiy Pavlovich, şu işçiler gittikten sonra pipom kayboldu.” der. Beria, “Baş üstüne Yosif Vissarionovich [Stalin’in asıl ismi], derhâl gerekli önlemleri alıyorum!” On dakika sonra Stalin önündeki çekmecelerden birini çeker ve pipo orada durmaktadır. Pipoyu yakar, bir nefes çeker. Dumanı üfleyip halka yapar ve Beria’yı tekrar arar. “Lavrentiy Pavlovich, pipo bulundu.” Beria cevap verir, “Çok yazık. Hâlbuki hepsi itiraf etti.”

Kanal değiştirme!

Sovyetlerde bir adam televizyonu açar. Brejnev konuşmaktadır. Başka bir kanala geçer. Onda da Brejnev konuşmaktadır. Başka kanala geçer, onda da Brejnev. Bir daha kanal değiştirir. Bir KGB görevlisi ekrandan seslenir: “Kanal değiştirip durma!”

*

Bir günde bu kadar fıkra yeter de artar bile. Bir de “Ermenistan Radyosu” denilen Sovyet fıkraları var. Bunlar genellikle dinleyicilerden gelen sorulara cevap şeklinde. Bir Ermenistan radyosu fıkrasıyla bitireyim:

Burası Ermenistan Radyosu, dinleyicilerimiz sordu, “İkisi de söz hürriyetini garantilediğine göre ABD Anayasası ile Sovyet Anayasası arasındaki fark nedir?” Cevap veriyoruz: “Evet ama ABD Anayasası sözü söyledikten sonra da hürriyeti garantiliyor.”

Evet, sevgili okuyucularım. Birgün yolunuz totaliter bir ülkeye düşerse yer ve kişi adlarını değiştirerek bu fıkraları, Rus tabiriyle “anekdotları” kullanabilirsiniz.