‘Tavşan Atlet’ Muhalefet ve Sahtesine Aslından Daha Çok Rağbet Eden Millet

167

Tavşan atlet” bir tempo koşucusu yani yarışı kazanmak amacından çok
birilerine gaz vererek başka atletlerin kazanmalarına oynayan kişi. 99 Seçimleri’nden günümüze güzel
ülkemizde olan budur; kimi zaman örtülü, kimi zaman da aleni..

            Milletçe deneme – yanılmayla öğrendiğimiz sosyolojik bir
gerçek. Yarım asırlık kaybetme tecrübemle ve tam 4 ay önce MUHALEFETİN İKTİDARI
AYAKTA TUTMA GÖREVİ (https://kocaeliaydinlarocagi.org.tr/Yazilar/YaziDetay/14534)
yazısını, yaklaşık 2,5 ay evvel de ‘YENİLDİN, GENE YENİL, HEP YENİL’ (http://www.ortakses.com/yenildin-gene-yenil-hep-yenil-5078yy.htm)
yazısını yazmışım. Son 1 aydır “14
Mayıs’a kadar moralimizi bozma
” diyen arkadaşların umutlanmalarına
kıyamadığım için daha çok susa-yazdım. 28
Mayıs
sonrasında muhalefet tarafında muhtemelen ve muhammen kazan
kaynayacağı için ‘tavşan atlet’ kısmına değil ‘sahtesine aslından daha çok
rağbet eden millet’ kesimlerine temas eylemek isterim.

            Milletvekili dediğimiz ve millet adına yasama görevini
Meclis’te ifâyla vazifelendirilenlerin seçildikten sonra kendilerini
Türkiye’nin 85 milyonunun sözcüleri değil de 85 milyonda ilk 600’a giren dokunulmazlar olarak görmesi ve onları seçenlerin
de bunu içselleştirerek aynı pozisyon için âh çekmeleri aslında gayri resmî bir
işbölümüdür. Asılı temsil eden millet mensuplarının ‘vekil’ karşısındaki ezik
ve yağcılık kokan davranışları toplumsal mutabakatlarımızın yazılı olmayan
metinlere dayandığının göstergesi ki bu durumu hiç kimse yadsımaz yahut hiçbir
Vekilin yüzüne Asıl olarak ‘haykıramaz’ı bırak fısıldayamaz bile.

            5 yıl önce gittiğim ve gıcık olduğum “Müslüm Filmi’nden sonra yazdığım MÜSLÜMCÜLÜK,
MÜSLÜM FİLMİNDE DEĞİL SARI YELEKLİLERDE (https://www.ozgurkocaeli.com.tr/makale/4451414/suleyman-pekin/muslumculuk-muslum-filminde-degil-sari-yeleklilerde)
yazısında kayda girdiği üzere Müslüm
Baba
’nın hayatından ve onun şarkılarından doğan Müslümcülük’ten bir kesiti canlandırmak için hasbelkader seçilen
sıradan bir tiyatrocunun (T.E.) çapına-çupuna bakmadan söylemeye çalıştığı
Müslüm şarkılarının Baba Hazretlerinin
jiletengiz yorumlarından
daha çok dinlenme tık’ı ve beğeni alması benim
için bardağı taşıran son damlaydı. Dolayısıyla 1 metrelik parti listelerinde
tercihsizlik seçeneğinde zorlandığım ve kıyas-ı fukaha kapsamında
değerlendirmeye aldığım 2 komünist partiden HKP’nin % 0.06, TKP’nin % 0.12 oy
almasına karşın TİP denilen ve ‘solculuk
oynayan popülist hareketin yüzde
1.73 oy alarak 4 milletvekili çıkarması çok da şaşırtmadı.

            Keza Erbakan’ın
partisi (SP) kayıpları oynarken Fatih Erbakan’ın yüzde 2.81 oy alması ve 5
milletvekili çıkarması; somut ve icracı milliyetçiliği
örneklendirenlerin (ATA) yüzde 2.43 oy alması ve milletvekili çıkaramaması ama
buna karşın laf ve sembol milliyetçisi olanların (MHP, İYİP) toplamda yüzde
20’den fazla oy ve 83 milletvekili alabilmesi de aynı bapta. Cumhuriyet
tarihinin en uzun (21 yıl) ve hatta Osmanlı padişahlarının 3’te 2’sinden daha
fazla iktidar süren siyasî hareketin Tayyip
Erdoğan
’ın A.K Partisi varken ‘üstad
tabirli Sezai Karakoç’un Diriliş
(1990-1997) veyahut Yüce Diriliş (2007-2023) Partisi olmasını yanlışlıkla
aklınızdan geçirmediniz umarım. Bu seçmenin aklından şüphe etmek olurdu.

            Mevzu akıl olunca; CHP’li seçmenin AKP’li seçmene nazaran
daha saftirik olduğu kaç seçimdir deneysel olarak kanıtlanmıştır tezini
uydurasım geldi. Kendini daha eğitimli, daha elit zanneden kitle sürekli
kaybetmeye oynuyor; önüne kim konsa umutlanıyor.[1] Kendi karşısında
küçümsediği muhafazakâr kitle ise hep kazanana oynuyor; hem de yarım sanılan
aklıyla..

            2015 Seçimleri’nde
öğrenmiştim: Halkımız kesinlikle siyasilerden daha siyasî.

            Pandemi’de bir
şey daha öğrenmiştim: Halkımız artık okeye dönüyor.



[1]
Aptallık/Ahmaklık/Delilik, hep aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar ummaktır. (Albert
EİNSTEİN)