Anneler Günü Üzerine

147

 “Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi
olduğunu sorarsanız, söyleyeyim: Annemdir.”

 

Her
kadın anne adayı olarak dünyaya gelir. Sosyal çevre, eğitim ve kalıtım bu
kavramı estetikleştirerek, “nadide ve eşsiz” 
hale getirir. Daha bir doyumsuz olur anne duygusu.

Anne
olabilmenin “olmazsa olmazları”
vardır. Bu duygu ve davranışlar sadece onlara özgüdür: “Merhamet,
paylaşma, yaşama
sevinci,
olumlu
davranışları kazandırma azmi ve isteği,   sınırsız ve koşulsuz sevgi, koruma kollama
duygusu, şefkat, sahiplenme, inanılmaz bir bağlılık ve özveri, empati, değer
verme, samimiyet, halden anlama, yardımlaşma, özenme, gıpta etme, gurur duyma,
özlem, sorun çözme, rehabilite etme becerisi, vb.”

Aklımıza
gelebilenleri saysak da, anne sözcüğüne içerdiği ve taşıdığı önemi  anlatmamız yetersizdir. Çünkü bir anne,
bunlardan çok daha fazla güzelliklere, bulunmaz eşsiz hazinelere maliktir.
Annelik bunlardan da öte, erişilmesi, anlaşılması ve anlatılması çok zor fakat
en zevkli, nadide bir sanattır.

Anne,
yüreğinde biriktirdiği bu güzelim hasletlerle evladını yoğurabilmek için, yaşam
yolundaki engelleri de aşmak zorundadır. Özellikle de ülkemizde annenin işi
daha bir güçtür.

Evi
çekip çevirme, geçim sıkıntısı, eşiyle uyumlu ve sağlıklı bir yuva kurabilmenin
mücadelesi, kaynana, görümce, çekişmeleri, komşuluk ilişkileri vb. sorunlar da
annenin yüreğinde onulmaz yaralardır.

Çoğu
zaman babaların yapması gereken işler de anneye havale edilmektedir. Çocukların
eğitimi, veli toplantıları, oyun oynamaları, ödevlerine, proje hazırlamalarına
yardım, gözlem, kitap okuma vb. bunlara örnek verilebilir.

Babadan
yeterince yardım alamayan anneler ise yalnız, kırgın ve çaresizidir bu
sorunlarla baş etmede. Yine de O, çocuğunu itinayla besler, üstünü başını
giyeceklerini, yiyeceklerini eşyalarını özenle seçer yıkar ütüler. Zaman
ayırarak ninniler söyler, masallar anlatır, kitap okur. Çocuğunun odasını
toplar, temizler. Okula hazırlar, gezdirir, isteklerini karşılar.

Sorunlarını
dinler, moral verir, teselli eder. Üzüntülerine, acılarına, can sıkıntılarına,
tebessümle, tatlı söylemlerle, okşamalarla merhem olur, mutlu olmasını sağlar.

Çocuğunun
arkadaşlarına kapısını, yüreğini açar, misafirperverlik yapar, değer verir,
ikramlarla, jestlerle evladının mutlu  olmasını, gurur duymasını sağlar. Kendisi ile
arkadaşları ile çevresi ile barışık içinde yaşamasına katkıda bulunur.

Bazı
babaların vurdumduymazlığı karşısında, çocuğunun baba özlemini ve sevgisini
telafi etmeye çalışır. Babaların hatalarına kırılan biricik evlatları, yine
anneler teselli eder. Babaya karşı menfi duygular beslemesine mani olucu,
yapıcı nasihatlerde bulunur.

“Baban
aslında seni çok seviyor, fakat işi ağır, zaman bulamıyor.” “Sen babanın
aldırmazlığına bakma, seni çok seviyor fakat belli etmiyor. “Hadi yakışıksız
söylem ve tavırlarından ötürü babandan özür dile. Bu günlerde işi yoğun biraz ,
o yüzden sinirli.” Baban seni elbette ki anlıyor, zamanı olunca seninle bolca
ilgilenecektir.”

Türden konuşmaların mimarı yine annedir. Annelerin bu yapıcı birleştirici ve
sevilen imajları olmasa çoğu evde baba evlat kavgalarının ve kırgınlıklarının
sonu gelmeyecektir.

Belli
yaşlarda babaya açılmayan konular yine anneye iletilir. Bir gruba katılma, bir
istek, karşı cinsle kurulan arkadaşlıklar. Hatta evlilikler önce anneye açılır.
Babanın hoşuna gitmeyen taraflar, anne tarafından yumuşatılarak ikna sebepleri
hazırlanır ve babaya götürülür. Evlat haksız da olsa anne yanındadır. Savunur,
ortamı yumuşatır, tarafları ikna eder.

Gurbete
düşen evlatların ilk aradığı annedir. Özlenen, aranan, yüreğe kederi, özlemi
düşen annedir. Yemekleri, gülümsemesi, ilgi ve iltifatı, oh çektiren bal
tatlısı söylemleri evladın can simididir. İster ki konuşmalar hiç bitmesin.
Bilinen fakat duyulması mutlu eden anılar tekrar tekrar paylaşılır. Zihinlere
depolanır, gözlerde sevinç taneciklerine, gönüllerde huzur çiçeklerine dönüşür.

Çocuklar
her yaşta, annenin gözünde çocukturlar. Üstünün örtülmesi, üşütmemesi, ihmal
etmemesi gerekenler bir çırpıda anne tarafından sıralanır. Kaç yaşında olması
hiç önemli değildir evladın. Hala minicik, narin, bazen yaramaz, ihtimam
isteyen korunması gereken bir çocuktur o.

İşte
onun için annelerin dudaklarından sessizce süzülen yumuşacık ve tatlı duaların
huzuru özlenir. Kendi açtığı üstünün, annesi tarafından ihtimamla, özenle,
şefkatle örtülmesini ister. Azıcık üşütmüş olduğu halde, durumunun abartılarak
telaşlanması hali özlenir. Gülümsemesi, okşaması, sarılması, ninnileri özlenir.

Kötü
ve çirkin anne yoktur. Bütün anneler evlatların gözünde nadide çiçek, miskler
kokan manolya, pırlantaların aciz kaldığı en değerli hazinedirler. Onlar
biricik, vazgeçilemez, uzak kalınamaz, müstesna kahramanlar, her sıkıntı ve
gamı bir tebessümle bertaraf eden en seçkin psikologlardır.

Biricik,
vefakâr, merhamet timsali, sevgi okyanusu, yüreklerimizde açan nadide
çiçeklerimiz. Hayatımızın anlamları, ömrümüzün huzuru, hanelerimizin direği,
baş taçlarımız.

Her
gününüz huzurlu, sağlıklı ve mutlu geçsin… İyi ki varsınız… Bizler ne yapardık
sizler olmasaydınız…

Sevgiyle
kalın…