İnsanlık
kendini bildi bileli yalan üzerine söylenmiş o kadar çok atasözü, özdeyiş ve
öğütler var ki yalan neden söylenir, insanlar neden birbirlerini kandırma
yoluna giderler anlaşılır gibi değil. Hâlbuki günün birinde bu yalanlar ortaya
çıkıyor ve söyleyenler yalanlarıyla karşı karşıya kalıyorlar.
Viktor Hügo: “Yalan, üstün zekâ işidir zekâna güvenmiyorsan cesur ol doğruyu söyle”
der.
Hitlerin Propagandistti Gobels ise
insanları adeta yalana teşvik ediyor, taktik veriyor: “söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve
insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır” diyor.
Değerli okuyucularım…madem ki Türk
ve Müslüman bir ülkede yaşıyoruz örfümüz, ananemiz Türk-İslam geleneğine göre
şekillendi o halde bizim de hareket ve davranışlarımızın çıkış noktası, “Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlâk ve
fazileti”ne göre şekillenmesi gerekmez mi?
Aşağıya aldığım bazı ayet ve hadislerde
yalanın ne kadar kötü olduğunu kanıtlayan, insanlar arasına nifak sokucu fenalık
verici olduğunu belirten sözler ve alıntıları okuyacak olursak:
İsra Suresi
Ayet: 53 “Kullarıma söyle! Sözün
dosdoğru olanını söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan,
insanın apaçık düşmanıdır.”
Peygamber Efendimiz (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) den hadisler:
– Yalan, rızkı azaltır. (Ebuşşeyh,
isfehani)
– Yalan, nifak kapılarından biridir.
[ibni Adiy]
– İman sahibi, her hataya düşebilir. Fakat
hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez. (ibni Ebi şeybe, Bezzar)
– Doğru olun, doğruluk iyiliğe, iyilik ise,
Cennete çeker. Yalandan sakının, yalan fücura, fücur ise Cehenneme götürür.
(Buhari)
– Münafıklık alametinden biri de yalan
söylemektir. [Buhari]
*
– Hz. Âişe -radıyallâhu anhâ rivayetle şöyle buyurmuştur;
“Rasûlullah (s.a.v)’e, yalandan daha kötü ve
çirkin gelen bir huy yoktu. Ashâbından birinin herhangi bir hususta azıcık
yalan söylediğini duysa, onun tevbe ettiğini öğreninceye kadar kendisini o
sahâbîden uzak tutar, fazla görüşmek istemezdi.” (İbn-i Sa’d, I, 378)
*
– Safvân bin
Süleym -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Rasûlullah
-sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e:
“–Mü’min korkak olabilir mi?” diye
soruldu. “–Evet, olabilir!”
buyurdular.
“–Mü’min cimri olabilir mi?” diye
soruldu. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yine: “–Evet, olabilir!” buyurdular.
“–Pekâlâ, mü’min yalancı olabilir mi?”
diye soruldu. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu sefer: “–Hayır, aslâ!” buyurdular. (Muvatta’,
Kelâm, 19; Beyhakî, Şuab, IV, 207)
*
Peygamber Efendimiz (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)in yalan konusundaki sözleri gayet açık ve net ise; 21 yıldır
bizi yönetenlerin yalanlarını kim, nasıl ve ne ile izah edecek?
–
Eğer bir gün duyarsanız ki Tayyip
Erdoğan çok zengin olmuş, bilin ki haram yemiştir. (13 Ocak 2014)
–
Erdoğan,
28 Nisan 2018’de İzmir mitinginde, “Bundan
15 sene önce koskoca İzmir’in doğru dürüst havalimanı var mıydı, biz geldik,
Adnan Menderes Havalimanı’nı yaptık” dedi. İzmir Adnan Menderes Havalimanı
1987 yılında Turgut Özal tarafından açıldı.
–
1
Haziran 2018’de Adıyaman’da miting düzenleyen Erdoğan, “Adıyaman’da havalimanı var mıydı, biz yaptık biz” ifadesini
kullandı. Ancak Adıyaman Havalimanı, AKP kurulmadan 3 yıl önce yani 1998’de hizmete
girmişti.
–
2
Aralık 2016’da Ankara’da otomotiv ticaret merkezi Otonomi’nin açılışını
gerçekleştiren Erdoğan, “Ankara’da 14
sene önce havalimanı var mıydı” dedi. Ancak Başkentteki Esenboğa Havalimanı
1955 yılında yapıldı.
–
PKK ile görüşen namussuzdur,
şerefsizdir. (Daha
sonra Devlet görüştü demiştir.),
–
Kabataş’ta Türbanlı Bacımın üzerine
işediler,
–
Camide bira içtiler,
–
“Verin yetkiyi dolarla, faizle nasıl
mücadele edilirmiş” dediler, 16 Nisan 2017’de yapılan bir referandumla başkanlık sistemine
geçildi, ülkede rejimi değişti. Gelinen
nokta herkesin malumu.
–
Erdoğan
Hatay Defne Hastanesi temel atma töreninde: “Görüldüğü gibi deniz kumu değil ha. Mıcırıyla, çimentosuyla,
demirleriyle dört dörtlük adımları atıyoruz. Defne Hastanesinin temel atmasına
geliyoruz, şöyle mikseri bir çalıştıralım, pompaları bir görelim.” Sonradan
anlaşıldı ki, betonun döküldüğü yer hastane temeli değilmiş.
–
Nurettin
Nebati: ““Hani şöyle hayal edersiniz ya
‘Bir uyusam da altı ay sonra uyansam’ diye… Bir uyuyun altı ay sonra uyanın
Türkiye’de… Çok farklı noktalarda olacağız.” Türk ekonomisi ve enflasyon için
söylenmiş bu sözler birer yalan vaatten öteye gidemedi.
–
Süleyman
Soylu, “Seçimlerden hemen sonra eğer
hükümetimiz zafiyete uğrarsa Doğu ve Güneydoğu’da valileri, kaymakamları sokağa
çıkarmazlar. Bu sözleşmeyi yapan Saadet Partisi’nin Genel Başkanı Temel
Karamollaoğlu’dur, İYİ Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener’dir, FETÖ’dür,
PKK’dır, HDP’nin sözde vekilleridir”
Bunlar gibi yüzlerce binlerce söylenmiş
yalanlar var. Kitap yazılacak olsa onlarca cilt kitaba sığmaz.
Sahi bir daha soralım: “Müslüman yalan söyler mi?”
Sağlıklı kalın.