Aydınlar Ocakları’nın Faaliyet Alanları Neler Olmalı

125

Dernekler
bir bakıma;  bir araya gelme, biz
duygusunu geliştirme, birbirinden haberdar olma, kendilerini rahatça ifade edebilecekleri
bir ortam ve yeni gündemler oluşturma, ülke meselelerine katkıda bulunma ve
buna benzer amaçlarla belirli kişiler tarafından kurulurlar. Örgütlenmiş bir
yapı her zaman bireysel mücadeleye göre daha etkin ve amaç geliştirmede daha
fonksiyonel olmaktadır.  Bu açıklamaların
ışığında Aydınlar Ocakları nasıl hareket etmeli:                                                                

          Aydınlar Ocakları;
bir sivil toplum kuruluşu hüviyeti içinde, Ana Tüzüklerine uygun, Dernekler
Kanunu ve  Dernekler  Yönetmeliğine 
aykırı  olmayan, yeni  gelişmeler 
karşısında  bir takım  girişim 
ve  bir çok  etkili 
faaliyet  yapabilirler.  Bu cümleden hareketle;  milli ve milletlerarası konularda Türk Milleti’nin
menfaatleri doğrultusunda, milli birlik ve beraberliği, Türk Bayrağı, Türk
Milleti ve Türk Vatanı kavramlarını ilke edinerek onların tesisine çalışılmalıdır.

          Faaliyet ve çalışmalar yapılırken her
yönüyle detaylı incelemeler yapılmalı, tarım, hayvancılık, şehirleşme,
uyuşturucuyla mücadele, kültür, eğitim, turizm, siyaset, dil, tarih, ekonomi ve
buna benzer konularda açık oturum ve konferanslar organize edilmeli, bu
konularda raporlar hazırlanarak ilgili mercilere gönderilmeli, yayın
faaliyetlerine önem verilmeli, yurt dışına ve özellikle Türk Dünyasına kültür
ağırlıklı geziler organize edilmeli, üyelerle yıkılmayan bir sosyal bağ ve
dayanışma içine girilmeli, ülke yararına faydalı olabilecek bütün düşünce ve
fikirlere  önem verilmelidir.                                                                                                                   

          Aydınlar  Ocakları; her şeyden  önce, bulundukları  ilin 
ve  ilçenin  protokolüne 
mutlaka  girmeli  ve  bu
hususta Ocak  Yöneticilerinin  gerekli 
gayret  ve  hassasiyeti 
göstermeleri  gerekmektedir.                                                                                   

          Senede 
iki  defa  yapılan,  Türkiye ve Dünya’daki  son 
gelişmelerin  de  değerlendirildiği  Aydınlar 
Ocakları  Şûraları, bütün    Ocakların 
ortak  faaliyeti  olduğundan;  
önemi  kavranarak, her  Aydınlar Ocağı’nın  kalabalık 
delege grubuyla katılması ve en az bir tebliğ  sunması  
gerekir. Bu  durum  aynı 
zamanda; Ocaklar  arasında  bir sosyal 
dayanışma  ve  işbirliği 
ortamını  da  canlı 
tutacaktır. Şura’ya ev sahipliği yapan Ocak, Şura’yı “ Şura Yönetmeliği “ esaslarına göre düzenlemeli
ve gerekirse Şuralar dört güne çıkarılmalıdır.     

          Bu 
vatanın  birliği,  dirliği 
ve  bölünmez  bütünlüğü 
için  canlarını  çekinmeden 
vererek  şehit  düşen 
kahramanlar asla  unutulmamalı,
şehit  kuruluşları  ve 
şehit  aileleriyle  iyi  ilişkiler 
içinde  bulunulmalı, onların  her 
türlü  sorununa  ortak 
olunmalı, şehitlikler 
mutlaka  ziyaret  edilmeli; şehit  çocuklarının 
eğitim  ve  öğretim 
yapabilmeleri  için  gerekli 
yardım  ve  desteğin 
en  iyi  şekilde 
yerine  getirilmesi, şehit
cenazelerine kalabalık üye gruplarıyla iştirak edilmesi, Aydınlar  Ocakları’nın 
en  büyük faaliyeti ve  görevi 
olmalıdır. Ocak  Yöneticileri’nin,
bulundukları  yerlerdeki  Yerel Yöneticilerle iyi  ilişkiler 
kurarak, şehit  isimlerinin  yaşatılması 
için  cadde,  sokak 
ve semtlere  onların  isimlerinin 
verilmesini sağlamaları  ve ” 
Şehitler  Abidesi “
  yapılması 
hususunda da  gerekli  projeleri hazırlayarak  ilgililere 
teslim  etmeleri  ve 
daha  sonra da bu işlerin takibi
en doğru bir hareket olacaktır.

          Aydınlar Ocakları, yabancı kimlikler
karşısında Türk Kimliği’nden asla taviz vermemeli. Atsız Hoca bu konuda ne kadar güzel söylemiş: “ Biz Türk’üz. Tarihimize ve yakın mazimize dayanarak Türk’üz der ve bundan haklı bir iftihar duyarız.”
Ayrıca,  Mustafa Kemal Atatürk’te aynı konuda şunları
söylüyor: “ Bu memleket tarihte Türk’tü,
bu gün de Türk’tür ve ebediyen Türk
olarak yaşayacaktır.”

         Aydınlar
Ocakları’nın  AnaTüzükleri’nde “ Türk Milliyetçiliği “ ibaresi bulunmaktadır.
Bu bakımdan, bazı güç ve odaklar, Aydınlar Ocakları’na düşmanca tavırlar
sergilemekteler. Fakat bu düşmanca tavırlar Ocakların haklılığını ortaya
kaymaktadır. Bu konuda, Aydınlar Ocağı Genel Merkezi’nin değerli üyelerinden ve
uzun yıllar İlim – İstişare Kurulu’nda görev yapan rahmetli Prof. Dr. Erol Güngör şunları
söylüyor:  “ Biz Türk milliyetçileri
milliyetçiliğimize karşı yapılan suçlamaları şeref madalyası olarak
taşımaya alışmış kimseleriz.”

          Aydınlar
Ocakları’nın titizlikle üzerinde durmaları gereken bir diğer mesele de,  binlerce yıldır varlığını sürdüren ve
Milletimizin teminatı ve gurur kaynağı olan “ Türk Ordusu “ na sahip çıkmak, 
O’nu karanlık odaklara ve düşmanca hareket edenlere karşı korumak
olmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk bu
konuda  da şöyle söylüyor: “ Ordu, Türk ordusu. Bütün milletin göğsünü itimat, gurur duygularıyla kabartan
şanlı ad “
                                                

          Son yıllarda;
Avrupa  Birliği  ve 
Soros  Vakfı  fonlarından 
destekli  birtakım  yeni 
vakıf  ve  dernek 
kurularak  veya  kurdurtularak, Türkiye’nin sosyal, siyasal  ve 
ahlaki  yapısına  şekil 
verdirilmeye  çalışılmaktadır. Bu
dışarıdan  kumandalı  kuruluşlara 
çok dikkat  edilmeli  ve 
yaptıkları  faaliyetler  yakından 
takip  edilerek ,
milletimizin  menfaatlerine  ters  düşen  çalışmalar 
karşısında,  Ocakların  basın toplantıları  yaparak 
veya  basın  bildirileri 
hazırlayarak  kamuoyuna  açıklama 
yapmaları , hepimizin 
vicdanlarını  rahatlatacaktır.
Ocakların yöneticileri  ve  üyeleri  bu 
hususları  göz önüne  alarak , kendi  kuruluşlarına 
en iyi  şekilde  sahip 
çıkmaları  boyunlarının borcu  olmalıdır. Bu 
böyle  olmakla  beraber; çok 
faydalı, etkili  ve  olumlu 
faaliyetlerde  bulunan  Ocakların 
da  haklarını  teslim 
etmek  gerekir. Temennimiz, bu  şekilde 
faaliyet  gösteren  kuruluşlarımızın  sayılarının artmasıdır. Ayrıca, Aydınlar
Ocakları’nın  mali  yönden 
de  kuvvetlenmesi  en 
büyük  dileğimizdir. Bu açıdan
da  gerekli  adımların 
atılması  yerinde  olacaktır.                                                           

           Aydınlar
Ocakları’nın, her türlü  tertip, oyun, tezgah  ve 
tehlikeye  karşı   iç bünyelerini  kuvvetlendirmeleri  ve 
mevcut  üye  sayılarını 
temsil  gücü  yüksek , inisiyatif  sahibi 
ve  üyeliğe  mani 
bir  hali  olmayan 
akademisyen , sanayici , işadamı , serbest  meslek 
sahibi  ve  onurlu 
kişilerle  takviye  etmeleri 
çok önemlidir.  Alınacak  bu 
yeni  üyeler , Aydınlar Ocakları’nın
gücüne  güç  katacaktır. Türk  Vatanı 
üzerinde  oynanan  oyunları n ve kurulan tuzakların farkına
varılarak, yapılacak olan faaliyetlerin 
bir  bölümünü  de 
bu  yönde  yoğunlaştırmak  gerekmektedir. İllerde  Türk 
Milli  Kültürü’ne  üstün 
hizmetlerde  bulunmuş  kişiler 
tespit  edilerek, bu  kişilere 
gerekli  ödüllerin  verilmesi, Türkiye  üzerinde 
hevesi  olanları  telaşlandıracak ve  dolayısıyla, Türk  Milleti için 
gözünü  budaktan  esirgemeyen 
kişi, kurum  ve  kuruluşların 
var olduğunu  bileceklerdir.
Bütün  bu 
olasılıklar  göz önüne
alındığında; Aydınlar Ocakları , yapmış 
olduğu  ve  yapacağı 
yeni  çalışmalarla
milletimizin  bağımsızlığının  ve 
geleceğinin  teminatı  olmalıdır. Aydınlar  Ocakları 
aynı  zamanda  bir 
okuldur. Gerçekten  yapmış  olduğu 
girişim  ve  faaliyetleriyle  bir 
okul  görevi  görmektedir. Ocakların  bu 
özelliklerinin  devam  edebilmesi 
için  büyük  bir 
çaba  ve  gayret 
içinde  çalışma  yapmaları   
ve  bu  çalışmaları 
yaparken  de  araştırma 
ve  geliştirme  ( AR – GE ) sistemine  önem 
vermeleri  gerekir. Yapılacak olan  açık 
oturum, konferans   ve buna  benzer faaliyetlerde aktüel  ve 
canlı  konuların  ve 
konuşmacı  olarak  da  o
konunun  uzmanları  seçilmelidir. Dolayısıyla, Ocakları’nın  nasıl 
bir  kuruluş  olduğu, gayesi , yaptıkları, yapacakları  kamuoyuna 
en iyi  şekilde  anlatılmalıdır.                           

             Aydınlar
Ocakları’nın    bünyelerinde  doğabilecek 
ayrışmalara kesinlikle 
müsaade  edilmemeli  ve 
o  ortamı  oluşturan 
üyeler  için  tüzük 
ve  ilgili  kanun 
ve  yönetmelik  hükümleri 
çerçevesinde  gerekli  işlemlerin 
yapılması ; Aydınlar Ocakları’nın 
geleceği  açısından  ve 
uzun  yıllar  yaşaması 
için  çok önemlidir.
Hizipleşme  hadisesi  öyle 
bir  olgudur  ki; yapılacak olan  iyi 
niyetli  her şeyin  önünde 
bir  engel  oluşturur, kırgınlıklar  ve 
küskünlükler  meydana  getirir. Birlik olmazsa hiçbir şey
yapılamaz  Bu konuda da Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: “ Büyük işler, önemli atılımlar; ancak
birlikte çalışma ile elde edilebilir.”