Richard Bach tarafından
kaleme alınan ”Meraklılar” adlı romanı okuyorum. Hayatımda okuduğum en kötü
çeviri. Eğer Richard Bach’ı bu çeviri kitabıyla tanısaydım vallahi bir daha
okuyamaz ve dünyanın en kötü yazarlarından biri sanırdım. April Yayıncılık’tan
çıkan bu kitabın çevirmeni Aslı Esen Arslan.
Kitapta Dağgelincikleri’nin insansı
maceralarından bahsediyor ve her tür hesap kitap ölçümlerini
Dağgelincikleri’nin pençeleri üzerinden yürütüyor yazar. Hayal gücü ve felsefi
düşleri olağanüstü geniş olan Richard Bach, benzer mükemmel kurgu ve tasvirleri
“Martı” ve “Mavi Tüy” adlı eserlerinde de kullanıyor. Martı
ve Mavi Tüy kitaplarında da çeviriler harika…
Asıl konu ne Richard Bach, ne de Meraklılar kitabı…
Asıl konu Millî Eğitim Bakanlığı’nın zorunlu değil, mecburi yaptığı ya hafta
sonu, ya hafta içi beşten sonra alınması istenen ve karşılığında gereksiz bir
yorgunluk dışında bir kazanım sağlamayan “Ölçme ve Değerlendirme”
hizmetiçi eğitim semineri. Tek kazanım semineri veren arkadaşın ders ücreti
alması. Bir kişiye ücret ödemek için, elli kişinin mağdur edildiği olağanüstü
bir hizmet.
Ölçme ve Değerlendirme… Acaba neyi ölçüp neyi
değerlendirecek öğretmen? Güve otlamış, her yanı delik deşik bir adî kumaşı,
kırk parçalı mezurayla ölçüp, kırık ve kör bir makasla kesip, iğnesiz ve
ipliksiz bir makinada sağlam dikişle harika bir takım elbise siparişi vermeye
benziyor. “Güler misin, Ağlar mısın” adlı filmin yeni versiyonu.
Yönetmen Mahmut Özer.
Öğretmenler bu bilgileri öğrenince nerede
kullanacaklar? İçi yanlışlarla dolu, internet çöplüğünün kopyala yapıştır
nüshası olan ders ve çalışma kitaplarını mı, bu saçma bilgilerle kafasını
doldurup, yarının karanlık ufku gizlenmeye çalışılan çocukların zihinsel faaliyetlerini
mı? Bu çocukların sizlerin yanlışlarını hazmedip etmediklerini mi? Her gün
değiştirmenize rağmen, bir türlü bulmayı başaramadığınız doğru idari yazışma
kurallarını mı? Beceriksiz öğretim üyelerinizin öğretemediği ölçme ve
değerlendirmeyle mağdur etmeye devam ettiğiniz aday öğretmen bilgilerini mi?
Öğretmen olduğundan bu yana hiç ölçme ve değerlendirme yapmadığı için unutup
sayenizde hatırlayarak kendi kendilerini ölçme ve değerlendirmeye tabi
tutmalarını mı? AKP iktidarları süresince, birbirini karalayan ve yalanlayan
bakanların evhamlarını mı? Atadıkları bürokratların kâğıt üstünde bile bir boka
yaramayan projelerini mi? Neyi ölçüp değerlendirecek öğretmen?
Richard Bach’ın “Meraklılar” romanında
kullandığı ölçümle, hangi öğrenci, hangi dersin yazılı yoklamasından kaç millî
pençe, performansın hangisinden kaç millî pençe, hangi dersin projesinden kaç
millî pençe almış bunları mi ölçecek öğretmen? Eğer ölçme ve değerlendirmeye
vakıf olacak kadar bilgi sahibiyseniz siz oturan maratoncu bürokratlar da,
öğretmenlerin boylarının ölçüsünün kaç pençe edebileceğini hesaplayın, nasıl olsa
öğretmen denen zavallı mahlûkla masa tenisi oynamaya alışmışsınız. Çünkü bu
garibanlar alışılmış köleler olduklarından ne söylerseniz yapmaya hazırlar.
Hatta sövseniz, bunu melodi gibi gibi can kulağı ile dinlemeye hazırlar.
Şimdi ölçme ve değerlendirmeyi iyi öğrenin ve
başlayın ölçmeye ölçebileceğiniz her şeyi sayın öğretmenler, yarın bilgisini
ölçebileceğiniz öğrenci kalmayacağı zaman, KPSS’de hangi bakan kaç pençe fitte,
nereden nereye kaç pençe sürede uçtuğunu ölçtürmezlerse, klozet kenarlarını
ölçtürebilirler sizlere sayın öğretmenler.