Aztekler,
beyaz renkli tanrıları Quetzalcoatl’ın batıdan kaybolduğuna ve bir gün doğudan
geri döneceğine inanıyorlardı. O nedenle asker dolu gemileriyle doğudan gelen
Fernando Cortes’i tanrıları sanıp müthiş bir misafirperverlikle
karşılamışlardı. Ta ki Fernando Cortes onları katledene, köle olarak satmak
için esirleştirene ve dünyanın bu en zengin uygarlığının altınlarını gasp edene
kadar.
Tıpkı
Kuzey Amerika Kızılderilileri gibi Azteklerin de Türk olduğuna dair bir iddia
var. Bu iddianın doğruluğunu bilemem ama biz Türklerin Azteklerle ortak
yanlarımız olduğuna dair örnekler verebilirim. Biz de tarihimiz boyunca pek çok
faniyi tanrılaştırmış ve tanrılaştırdığımız bu faniler tarafından en azından
malı mülkü postmodern tarzda yağmalanmış bir milletiz.
***
Gözü
kör olmayasıca sosyoloğun biri Türk milletinin gazla çalıştığını keşfettiği
günden beri siyasi iktidarlar gaza getirilmiş halk kitlelerinin oylarıyla
değişiyor. Hiç de meşhur olmayan bir dış güçler temsilcisi şer odağı herifin
dediği gibi “Türk’ün damarına bas ve olacakları izle!” Hatırlarsınız AKP de
böyle kurulmuş, Erdoğan da böyle lider olmuştu. Ben o devre yetişemedim ama
muhtemelen Özal ve ANAP’ın “başarı hikâyesi” de böyle bir şeydir. Yanlışım
varsa bilen biri doğrusunu anlatsın.
Erdoğan’a
hapis cezası ve siyasi yasak getiren kararı veren hâkim/lere, iddianamesini
yazan savcı/lara ne oldu acaba? Mesleki kariyerleri ne şekilde devam etti?
Erdoğan gibi “kanını asla yerde bırakmayan” biri normal şartlarda o hakim
savcıların bir daha iflah olamamalarını sağlardı. Onlara bir şey yaptı mı
acaba? Yapmadıysa neden? Bilen varsa lütfen bizi aydınlatsın.
***
2019’da
31 Mart’ı 1 Nisan’a bağlayan o seçim gecesi sıcağı sıcağına “İstanbul Müstakbel
Cumhurbaşkanı’nı Seçti” adlı köşe yazımı kaleme almıştım. (Kocaeli Aydınlar
Ocağı’nın Sitesinden yazıya ulaşabilirsiniz) Bugün yaşananlar o günkü
tespitimizi doğruluyor. Bugün yine Türk milleti gaza getirilerek ve yandaş
kanallarda bile canlı yayında İmamoğlu’nun şovu yayınlanarak bize yeni “asrın
liderimizi” altın kâsede sundular. Hayırlı olsun!!
Türk
milleti olarak salim kafayla düşünüp hareket etmeyi öğrenmedikçe, gaza gelmeye
devam ettikçe, liderlerin peşinden gitmeyi matah bir şey zannettikçe bize dolma
yutturmaya devam edecekler.
***
Başbakanın
(Demirel) darbeyle devrilip, darbeyle devrilen Başbakanın müsteşarının (Özal)
yeni Başbakan olarak atanması (isteyen seçilmesi desin) hala çok olağan
karşılanıyor. Buradaki garabeti çok az kişi görüyor.
***
Eskiden
TSK’da şöyle bir teamül vardı, bu aralar bildiğim kadarıyla pek uygulanmıyor.
Genel Kurmay Başkanı yapılacak olan Orgeneral önce 1. Ordu Komutanı, ardından
Kara Kuvvetleri Komutanı olur, peşinden de Genel Kurmay Başkanı olarak ataması
yapılırdı. Bu teamül varken 20 sene sonra hangi generalin Genel Kurmay Başkanı
olacağı belliydi.
O
teamül artık siyasette de uygulanmaya başladı besbelli ki!!