Türk Milletinin Dinî Duygularına Hitap Edenlerde Çifte Standart

97

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre aile ve toplum yapısını
temelden yıkan zina (gayri meşru ilişki) evli çiftlerin boşanma isteği dışında
suç sayılmamaktadır.

Diğer taraftan TBMM’de Türk toplumunda yıllardır problem olmaktan çıkmış
başörtüsü gündeme getirilmiştir. Hatta iktidar bunu Anayasa’ya koymak
istemektedir.

Anayasa’nın 41. maddesi
“Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet,
ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile
planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır,
teşkilatı kurar”.
41.
maddedeki eşler ibaresi yerine “kadın ve erkek” ifadesinin kullanılması
planlanmaktadır.

         Anayasa değişikliği teklifinin
içeriğine yönelik Adalet Bakanı Bekir Bozdağ “24. maddeye de iki fıkra ekleneceğini
ifade etmiştir. Hem başı açık, hem başı örtülü olan herkes için anayasal
teminat getiriyoruz.” diye konuşmuştur. İki fıkra daha eklenecek olan beş
fıkralık 24. madde ise şöyledir:

  • Herkes, vicdan, dini inanç ve
    kanaat hürriyetine sahiptir.
  • 14 üncü madde hükümlerine (Madde 14 – (Değişik: 3/10/2001-4709/3
    md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin
    ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına
    dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan
    faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
    ) aykırı olmamak şartıyla
    ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir.
  • Kimse, ibadete, dini ayin ve
    törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz;
    dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
  • Din ve ahlak eğitim ve öğretimi
    devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak
    öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında
    yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi
    isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.
  • Kimse, devletin sosyal,
    ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din
    kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama
    amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince
    kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.

Gündemi oluşturan bu bilgileri paylaştıktan sonra TBMM’de
gayri meşru ilişki (zina) niçin gündeme getirilmemektedir? Eski Türk Ceza
Kanunun (ETCK) 440. kadınlar ve 441. maddeleri erkekler için zina suçunu
düzenlemiştir. Anayasanın 10. maddesi “ırk, din, dil, cinsiyet gözetmeksizin
kanun önünde herkes eşittir” ilkesi gereği ETCK’nun 1996 yılında 440., 1998
yılında 441. maddeleri Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir.

2004
yılında Türk Ceza Kanunu (TCK) reformu sırasında zinayı suç sayan ibare yasa
metninden çıkarılmıştır. 26 Eylül 2004 yılında Meclisten geçirilen kanun 12
Ekim 2004 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak 5237 sayılı 1 Haziran 2005’te
yürürlüğe giren TCK’nun 227. maddesiyle Türkiye’de zina yasalarda suç olmaktan kaldırılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 185. maddesi evlilikte eşler arası
sadakat yükümlülüğünü vurgulamaktadır. Devlet ailenin huzur ve refahı ile annenin
ve çocukların korunmasını sağlar. Türkiye Cumhuriyetini yönetenler neslin
devamı ve korunması hususunda çok önemli olan bu gerçeği ihmal etmemelidir. Madde 161’de  “Eşlerden biri zina ederse,
diğer eş boşanma davası açabilir
. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini
öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl
geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur” hariç y
ıllardır
yasalar önünde zinanın suç olmadığı gündeme getirilmemektedir.

Yine yıllardır problem çözüldüğü halde gündemden düşürülmeyen başörtüsü
hususu Aziz Türk Milletinin dinî duyguları üzerinden siyaset ve toplum mühendisliğinin
konusu olmaktadır. Toplumun dinî duygular üzerinden siyaset yapanlar Kuran-ı
Kerim İsra suresi 32. Ayeti okumuyorlar mı? “Zinaya yaklaşmayın, zira o bir
hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur
” Siyasetteki farklı standartları Aziz
Türk Milletinin takdirlerine arz ederim.