Miralay Tevfik

124

Başrollerini
Halit Ergenç ve Bergüzar Korel’in oynadığı Vatanım Sensin adlı diziyi
hatırlarsınız. Vatanım Sensin her izlediğimiz bölümde İzmir’in dağlarında
çiçekler açtırması bir yana, vatanseverlik – hainlik kavramlarını paradoksal
olarak işlemesi yönüyle sanatsal olarak da apayrı yeri olan bir dizidir.
İşgalci Yunan ordusunun üniformasını giyen Albay (daha sonra General) Cevdet’in
vatanseverliği ile Osmanlı üniforması giyen Miralay Tevfik’in ihaneti paradoksu,
dizide fevkalade güzel bir şekilde anlatılan ve üzerine kitaplar yazılacak
kadar ince bir konudur.

 

Dizideki
karakterler ve karakterlerin birbirleriyle ilişkileri büyük bir ustalıkla
kurgulanmıştır. Azize, Cevdet, Hilal, Yıldız, işgalci General’in subay olan
oğlu Leon, Ali Kemal… Ama bir karakter var ki, kanaatimce dizinin en kötü, en
renkli ama öte yandan en güncel karakterdir. Evet, tahmin ettiğiniz gibi
Miralay Tevfik’den bahsediyorum.

 

Onur
Saylak’ın şapka çıkartılacak bir oyunculukla hayat verdiği Miralay Tevfik
karakteri, ihanet kavramının vücut bulmuş halidir adeta. Askeri okulda beraber
okudukları, cephede omuz omuza mücadele ettikleri, kardeşim deyip evine
girdiği, sofrasında oturup yemeğini yediği, “kan kardeşi” Cevdet’e ihanet
ederek başlar ihanet kariyerine. Kan kardeşinin, silah arkadaşının dünyalar
güzeli eşi Azize’de gözü vardır bu gözü çıkası Miralay Tevfik’in. Can
yoldaşının helaline göz diken bu haramzade herif bütün varlığını can yoldaşının
helali Azize’yi elde etmeye adar. Azize’yi elde edebilmesi için can yoldaşının
canına kıyması gerekmektedir. Bir savaşta, çatışmaların şiddetlendiği bir
esnada düşmana hamle eden yiğit arkadaşının arkasından ateş eder. Kardeş (!)
ateşiyle sırtından vurulan Cevdet yere yığılır ve Yunana esir düşer ama herkes
onu öldü bilmektedir.

 

Aradan
yıllar geçmiş, Cevdet’in ailesi Selanik işgal edildiği için İzmir’e
taşınmıştır. Miralay Tevfik de tabi ki. Öte yandan bu bahtsız aile İzmir’e
gelirken işgal edilme kaderini de yanlarında getirmiştir adeta. Bu defa da İzmir
Yunanlılar tarafından işgal edilir.

 

İşgal
falan Tevfik’in zerre umurunda değildir elbette. Onun umurunda olan tek şey
Azize’dir. Azize ile evlenme niyetini açıkça izhar eder ve sonunda nikahları da
kıyılır. Ancak…

 

Miralay
Tevfik, ihanet kariyerini İzmir’de doruğa çıkarır. Milli mücadeleye en ufak bir
inancı ve katkısı yoktur. İnandığı ve değer verdiği tek şey kendi
menfaatleridir. Menfaatleri uğruna yabancılara silah ve bilgi satar, İngiliz
casusu Hamilton ile işbirliği yapar, Teşkilat-ı Mahsusa’nın en önemli
şeflerinden biri olan Eşref Paşa’yı şehit eder.

 

Bütün
bu ihanetler zinciri içerisinde sevimli bir yanı vardır Tevfik’in. Onu tanıyan
daha doğrusu tanıdığını sanan herkes tarafından sevilmektedir. Hatta seyirciye
bile sempatik gelen bir yönü vardır. Tevfik’i sevimli yapan şeylerden biri de
bu kadar ihanet sarmalına girmesine rağmen devletin kendisine verdiği tabancaya
sorumluluk sahibi bir memur edasıyla her daim sahip çıkmasıdır. Tabancasına ne
zaman el konulacak olsa sempatik bir tebessümle sarf ettiği “Ama o silah
zimmetli” sözü Tevfik’in alamet-i farikasıdır adeta.

Sonradan
generalliğe terfi ettiği için Mirliva unvanını alan Miralay Tevfik gerçek bir
vatan hainidir ve bütün hain faaliyetlerini Osmanlı üniforması giydiği halde
gerçekleştirmektedir. Tevfik sürekli olarak padişaha bağlı olduğunu
söylemektedir. Tevfik’e dışarıdan bakan herkes onu diğer Osmanlı zabitleri gibi
bir kahraman zannetmekte ve kıyafetinden dolayı ona saygı duymaktadır. Zaten
yukarıda da ifade ettiğimiz üzere dizide anlatılan en güzel paradoks tam olarak
budur. Albay Cevdet, tam bir vatansever ve gerçek bir kahraman olmasına rağmen
Yunan üniforması giymekte ve dışarıdan bakan herkes ona “hain” demektedir.
Tevfik ise gerçek bir hain olmasına rağmen Osmanlı zabiti kostümü Tevfik’in
bütün ihanetlerini perdelemektedir. Ama sonunda vatanı işgalden kurtaran
herkesin “hain” dediği Cevdet olur tabi ki.

 

Miralay
Tevfik, dünyanın her yerinde ve tarihin her döneminde rastlanabilecek içi başka
dışı başka bir karakterdir. Allah, bu milleti kendini Osmanlı torunu / vatansever
diye tanıtıp millete ihanet eden Miralay Tevfik gibilerden korusun ve
kurtarsın. Miralay Tevfik gibilere asla ve asla imkân ve fırsat vermesin.

Önceki İçerikDil Yarası
Sonraki İçerikKendi İnsanımızı Sömürmek
Avatar photo
1983 yılında Tokat Erbaa’da dünyaya geldi. İlk okulu Ankara’da, ortaokulu Bitlis Tatvan’da, Lise’yi Bursa’da okudu. 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünü kazandı. 2003 yılında bu okulu terk edip Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. 2008 yılında bu okuldan mezun oldu. Yüksek lisansını 2019 yılında Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde tamamladı. Halen Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora eğitimini devam ettirmektedir. 2018 yılında siyasetle de ilgilenen yazar, 2019 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın üyesi olmuş ve 2023 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın başkanlığı görevine seçilmiştir. 2018 yılında bu yana Kocaeli’de köşe yazıları yazmakta ve yazıları Kocaeli’nin muhtelif yerel basın kuruluşlarının yanı sıra Kocaeli Aydınlar Ocağı web sitesinde yayınlanmaktadır. Yine 2018 yılından bu yana ülke genelinde barolarda eğitimler ve Kocaeli’de yerel STK’larda konferanslar vermektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. ESERLERİ : A. YAYINLANMIŞ KİTAPLARI 1) Katılım Bankacılığı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2020. 2) Tayyip Erdoğan Sonrası Türkiye, Melekler Yayıncılık, Kocaeli, 2020. 3) Türk’ün Ustalarla İmtihanı, Kitap Yurdu Doğrudan Yayıncılık, 2023. B. YAYINLANMIŞ AKADEMİK MAKALELERİ 1) Tahkim Sözleşmesinin Unsurları – Leges Hukuk Dergisi, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a Vefa Andacı, Ekim 2020, Y:11, S: 130, s. 112-133. 2) Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’na (Viyana Sözleşmesi / CISG) Göre Taşıma Halindeyken Satılan Mallara İlişkin Hasarın İntikali – Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 335-360. 3) Nama Yazılı Pay Senetleri Üzerinde Önalım, Alım, Geri Alım ve Öncelik Hakları - Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 1-59. 4) Faiz ve Vade Farkı Kavramlarının Hukuki Niteliklerinin Karşılaştırılması – Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler, Dora Basım, Bursa, 2021, s. 19-41. 5) Anonim Şirketlerde Payın ve Pay Senetlerinin Devri - Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler II, Dora Basım, Bursa, 2022, s. 313-336. 6) Limited Şirketlerde Pay Devri – Bilimsel Araştırmalar, Yetkin Yayınları, Ankara, 2023, s. 113-130. 7) Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Yüklenicinin Temerrüdü Nedeniyle Sözleşmeden Dönme, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Aralık 2023, S:28, s. 133-161.