Allah razı olsun!

91

Her insanın hayatında
unutamadığı, yaşantısına rehber edindiği, hatta kendinden sonraki nesillere
aktarma ihtiyacı duyduğu öğütler vardır.

Benim de annem ve babamın öğütleri
dışında, Başbuğ Alparslan Türkeş’ten duyduğum birkaç öğüdü hiç unutmam.

***

En Büyük Silah Fikir, En Güçlü fikir
de Türk Milliyetçiliğidir!

Bizler Türk Milliyetçileriyiz, bunun
içindir ki kendimizi Milletimize sevdirmeli!

Siyaseten bizimle aynı fikirde
olmayan insanların dahi güvendiği ve saygı duyduğu insanlar olmalıyız.

Bunun için gayret etmeliyiz.

Bizler temeli sevgi ve saygıya
dayanan Büyük bir Ülkünün savunucularıyız.

O halde sevmek zorunda olan,
saygın olmak zorunda olan da biziz.

İnsanlar bizi severse bizi dinler,
yazdıklarımızı okur ve görüşlerimize saygı duyar.

Aksi halde elimizde İlahi emirler
içeren kitaplar, dilimizde kutsal sözler bile olsa, hem bizden hem de
savunduklarımızdan çekinir!

Uzak durur demişti!

Mekanı Cennet olsun inşallah.

Vefatında onu uğurlamaya gelen
milyonlar ve vefatından sonra her yaşanan olayda haklı çıkışı, kendisi ile aynı
görüşte olmayan insanların dahi onun arkasından sarf ettiği saygı dolu sözler
yaşarken kendi öğütlerine ne kadar bağlı olduğunun göstergesi idi.

Saygılı ve Saygın Bir Liderdi.

***

İşte demem o ki “belki de”
ülkemizde deizm ve kutuplaşma diye terimler olmayabilirdi!

Tanıştığım Deistlerin ve din
karşıtlarının “özünde” Dinlere değil, dindar olduğunu iddia ederek
siyasetlerini, ticaretlerini ve toplumsal statülerini kestiği ahkâmları
yaşantısına aks ettiremeyenlere karşı olduklarını,

Dindar! Görünüşlerine rağmen!

Aslı astarı olmayan, ispat ve
gerçeklikten “Kuran-ı Kerim öğretilerinden” uydurma insani sözler ve gerçek din
ile bağdaşmayan davranışlarla hayatlarını sürdüren insanlara karşı olduklarını
anlayınca!

Merhum başbuğumuzun ne kadar
haklı olduğunu bir kez daha anladım.

***

Öyle ya!

Dünyanın her köşesine giden
Müslüman Tüccar ve Alim’lere özenerek, sempati duyarak, güvenerek, imrenerek
Müslüman olanların yaşadığı coğrafyalarda bu gün İslamofobi varsa!

Bunun tek suçlusu gavurlar,
kafirler olmamalı!

         
Misal
ben, 5 Ülkeye gittim daha siftahım yok, bir kişi bile bana özenip Müslüman
olmadı! Bana bakıp Müslümanlardan soğuyan olmamıştır inşallah!

Kuran-ı Kerimin uygulamalarımıza,
yaşantımıza ve söylediklerimizle uyuşmayan kısımları batmalı bize, canımızı
acıtmalı ki değişim başlasın.

Her yönü ile kusursuz bir Dine
mensup olanların sayısı ülkemizde ve dünyamızda gün geçtikçe azalıyorsa!

Hem de pek çok “Müslüman” ülkede
ki dünya ortalamasının kat be kat üzerinde ki doğum oranlarına rağmen!

Öyle ise, endişelenmeliyiz!

Yarın hakkın divanına varınca
yüce Allah bunun hesabını Urartulardan soracak değil elbet!

***

En fazla Müslüman ülkelerde ki
İslamafobi’den endişelenmeliyiz.

Etrafımız da yanlış bir şeyler
oluyorsa bizim yüzümüzden olmasın inşallah!

Bunun için hatayı uzaklarda
aramamalı, her soruyu önce kendimize sormalıyız!

BEN NE KADAR MÜSLÜMANIM!

Davranışlarım ne kadar İslami!

***

Hiç kimseyi değerlerimizden
soğutmaya hakkımız yok.

Bunun içindir ki savunduklarımız
kadar, davranışlarımız ile de konuşmalıyız!

                Hal ve
hareketlerimizin, sözlerimizden daha önemli olduğunu unutmamalıyız!

Hele ki İsimlerimiz bir inanç ve bir
fikir ile birlikte anılıyor, tanınıyorsa!

Hele ki Dini ve Milli kurumları
temsil ediyorsak.

Kendimizi sevdirmeyi şiar
edinmeli, güven vermeli, insanların değerlerine benimsemiyorsak bile, saygı
göstermeli, günahlarımız azalmıyorsa, sevaplarımızı “doğru ve faydalı
davranışlarımızı” arttırmak için gayret etmeliyiz.

Ve tamamladığımız her gün, ne
kadar “ALLAH RAZI OLSUN” sözü
duyduysak o kadar karda olduğumuzu bilmeliyiz.

Yıkama yağlamacılardan
duyduklarımız yetmemeli!

Bizden olmayanlardan da duymaya
gayret etmeliyiz!

Bu yazdıklarımın içinde ki öneri
ve tavsiyelerin hepsi “tamamı” önce kendime!

Ha!

İslamcı idarecilerimiz, İslamcı zenginlerimiz,
İslamcı siyasetçilerimiz, her işte öncelikli ilahiyatçılarımız ve yerel
yöneticilerimiz ile birlikte,

Olur da Diyanet İşleri Başkanımız
Sayın Ali Erbaş da yazdıklarımı okur, “şahsım” başta olmak üzere hepimiz
kendimize lazım olduğu kadar pay çıkartırsak ne ala!

Hala vakit varken, hep birlikte
düzelelim inşallah.

Kar etmek için ayrıştıysak, daha
fazla zarar etmeden birleşelim inşallah.

***

Öyle ise, perşembe Günümüz de
mübarek olsun.

Allah Hepimizden Razı Olsun.

Bir de Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten.

O var ya!

Yunus Arda’mın tabiri ile ADAM, ADAM.

Selam ve Dua ile.