Bugün Ses Kocaeli Gazetesi’nin
sahibi usta gazeteci Güngör Arslan’ın hain bir saldırı sonucu hayatını
kaybetti. Güngör Arslan cinayeti haberi sadece Kocaeli’de değil ulusal basında
da büyük yer aldı.
Güngör Arslan’la bir-iki
yazışmamız oldu ancak şahsen hiç tanışmadım. Kendisinin Kocaeli’de mesleğinin
hakkını en iyi veren gazeteci olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hep dik
kafalıydı, suyun dikine giderdi. Kuyruğuna basılması gereken herkesin kuyruğuna
basardı. Bu özellikleri siyasi iktidarın şehir temsilcileri tarafından hiç hoş
karşılanmıyordu. Nitekim 15 Temmuz bahane edilerek haksız yere tutuklandı. O
dönemde Kocaeli’nin en çok okunan, şehir gündemini belirleyen gazetesi olan ve
“Yeşil Kocaeli” olarak da bilinen Bizim Kocaeli gazetesine el konuldu.
Tahliye edildikten sonra yine
frene basmadı. Son derece cesur haberler yapmaya devam etti. Bu yüzden İzmit’te
yürüyüş yolunda bir grup “serserinin” saldırısına uğradı, dövüldü ama O hiçbir
zaman vazgeçmedi.
Kocaeli’de bu şehre zarar veren,
bu şehrin kanını emen ne kadar kişi varsa hepsinin ipliğini pazara çıkardı.
Son nefesine kadar Kocaeli
halkının hakkını savundu, gazetesine koyduğu isim gibi Kocaeli’nin sesi oldu.
Ama bu ses, bugün hain
kurşunlarla kesildi. Arkasında kimin olduğunu henüz bilmediğimiz, büyük
ihtimalle Güngör Arslan’ı hayatında ilk defa gören 21 yaşında bir tetikçinin
kurşunlarıyla Kocaeli sesini kaybetti.
Güngör Arslan cinayeti kesinlikle
adi bir adli vaka değildir. Bu cinayet son derece planlı ve organize bir
cinayettir. Bu cinayetin arkasındaki kişi ve/veya kişiler siyasi/ticari
bağlantıları ne olursa olsun derhal tespit edilip yargı önüne
çıkartılmalıdırlar.
Hatırlarsanız bundan birkaç ay
önce Kocaeli Halk Gazetesi’nin imtiyaz sahibi Faruk Bostan’a karşı bir cinayet
girişimi olmuştu. Kimlerle bağlantılı oldukları belli olan iki kişi, bir
şirkete ait arabayla Faruk Bostan’ı saatlerce takip ettikten sonra yolda
sıkıştırıp silahla vurmaya teşebbüs etmişlerdi. Olayı basit bir trafik kavgası
gibi göstermeye çalışmışlardı.
Ortada MOBESE kayıtları olmasına
rağmen savcılık Faruk Bostan’a cinayet teşebbüsü olayında maalesef kulağının
üzerine yattı. Savcılık işini yapmış olsa, Faruk Bostan’a cinayete teşebbüs
eden kişilerin arkasındaki kişileri kulağından tuttuğu gibi adliyeye getirmiş
olsa belki de Güngör Arslan cinayeti yaşanmayacaktı.
Bu defa kimse kulağının üstüne
yatmamalı. Güngör Arslan cinayeti KOM Şube tarafından soruşturulmalı. Emniyet
ve savcılık bu organize cinayetin arkasındaki kişileri (aidiyet ve bağlantıları
ne olursa olsun) yargı önüne çıkartıp bu kişilerin en ağır cezayı almaları
sağlanmalı.
Güngör Arslan’ı artık geri
getiremeyiz ama en azından cesur bir gazeteciye silah doğrultmanın faturasının
ağır olduğunu geride kalan herkes görmeli.
Buradan bir kere daha Güngör
Arslan cinayetini işleyenleri lanetliyorum. Güngör Arslan’a Allah’tan rahmet,
kederli ailesine ve bütün Kocaeli’ye baş sağlığı diliyorum.