İçimden geçen yük gemilerinin yolu uzun
Gideceği yere varır mı varmaz mı
Hiç bir fikrim yok
Hangi limanda dursam
Bir yük daha ekleniyor
Yol da benim, yolcu da benim
Köpüren dalgaların sesinde
Dünyanın birikmiş haklı öfkesi var
Yalanın, yanlışın, gurbetin, ölümün
Haksızlığın, yoksulluğun ortasında
Sıktığım yumruklarımı masaya vura vura
Merhametsizler diye bağırıyorum
Biliyorum siyah sadece renk değil
Hangi şiir cümlesini kursam
Öznesi faili meçhul cinayet şüphelisi
Yüklemine hep kendimi yüklüyorum
Düşüyorum dönüşü yok uzun yollara
Arada bir dağın yamacına sırtımı yaslıyorum
Ya dağ dile geliyor, ya deniz
İkisi de mavi göğü örtüyor üstüne
Kuşlar bulutların içinde ciyak ciyak
Bir deniz söylüyor çırpına çırpına
Bir dağ gümbür gümbür patlaya patlaya
Sıra bana geliyor elbet, yine bağırıyorum
Sesimi dağ, deniz ve sadece kuşlar duyuyor
Biliyorum siyah sadece renk değil
Siyah başımdaki çelgi
Siyah yetim çocuğun gözleri
Siyah birinci sayfa gazete başlığı
Siyah mezar üstünde büyük puntolarla yazılmış çelenk
Siyah içinde sevgi barındırmayan söz
Siyah ateşe verilmiş bir ormandan kalan kül
Siyah evin direği dededen kalan, kapı önünde bir çift
ayakkabı
Siyah okul çocuğunun kordelası
Siyah yoksulların hep acı çektiği eski bir Türk filmi
Siyah ölüden kalma, bitpazarında bir manto
Siyah camları kırık pencerede alın yazısı gibi perde
Biliyorum siyah sadece renk değil