Sağlık Bakanı Fahrettin Koca çok
ilginç bir açıklama daha yaptı: “Bugün Çin’den aşı gelecekti nerede diye
soranlar, dün Çin ile aramızdaki hassas konuları kaşıyarak ilişkilerimizi bozmaya çalışıyorlardı. Başarılı
olduklarını söyleyemem ama hasar verdikleri kesin.”
“Çin ile aramızdaki hassas konu”
malum. Çin yönetiminin Müslüman
Uygur Türk azınlığa yaptığı ve
soykırıma varan zulümler.
Bu konuda dünyanın birçok devleti
tepkiler gösterdiği halde, Türkiye’nin hiçbir resmi tepkisi olmadı.
Sadece muhalefetin, başta İYİ
Parti’nin ve lideri Meral Akşener’in şiddetli
tepkileri oldu. Akşener’in açıklamalarına Çin Büyükelçisi bütün diplomatik
teamüllere aykırı olarak sosyal medyadan tehditvari cevap verdi.
Sağlık Bakanı Koca’nın kastettiği “hassas konu” ve “kaşıma”
meselesi bu. Bakan Koca, Çin Sinovac
aşısının ülkemize gelmesinde yaşanan aksamanın
altında Çin’in bu “hassas konuyu kaşıma olayına” tepkisinin yol açtığını ima
ediyor.
Oysaki daha önce, Çin’in vaat ettiği
miktarı göndermeme sebebini açıklarken, “aşıları kendi halkı için kullandığını”
söylemişti.
Böylece aşı tedarikinin aksamasının sorumlusu da bulundu:
Muhalefet.
Bilinçaltımıza gönderilen gizli mesaj şu: “Gördünüz mü bu İYİ Parti’nin yaptığını, anladınız mı Meral Akşener’in milletimize kötülüğünü.” Neredeyse
milletimizi aşısız bırakacaklardı!
Peki, “Akşener’in
verdiği hasarı” kim, nasıl tamir etmiş
olabilir? Herhalde Doğu Perinçek.
İktidarın en küçük ortağı Perinçek ile Çin yöneticilerinin
muhabbeti malum. Perinçek mutlaka devreye
girip Çin yöneticilerine “bu muhalefete bakmayın, biz ‘Terörist
Uygurlara’ yaptıklarınızı destekliyoruz. Kızmayın,
aman aşımızı gönderin” demiştir.
Perinçek Çin ile
ilişkilerimizdeki “hasarı” tamir ederek, her gün TV kanallarını kendisine
açanlara borcunu ödemiştir.
Bu arada Doğu Türkistanlı
kardeşlerimizle gönül köprülerimiz yıkılmış, umurlarında mı? Yeter ki iktidar
kısa vadede rahatlamış olsun.
*****************************
Aşının Dış Politika Yönü
Birçok ülke daha aşılar
üretilmeden alternatif şirketlerden nüfuslarının iki katı kadar doz için
bağlantılar yaptı. Türkiye Avrupa ve ABD’de üretilen aşılar için başlangıçta
bağlantı yapamadığı için Çin aşısına mahkûm kaldık.
Çin Sinovac aşısının denendiği ilk ülkelerden biri olmayı kabul
ettik ve faz-2 ve faz-3 çalışmaları için Türk insanının denek haline
getirilmesi sayesinde aşısız kalmadık. Bereket ki aşıda olumsuz özellikler
çıkmadı.
Türkiye sadece Çin aşısı
tedariki için 50 milyon dozluk anlaşma yapabildi. Sonra bu miktarın artırıldığı
söylendi.
Çin ile yürütülen ilişkiler
başından beri çok kapalı. Ne tür bir anlaşma ile bağlantı yapıldığı, neden uzun süre sadece Çin aşısına bağımlı
kaldığımızı öğrenemedik.
Çok şükür ki, gecikmeli ve az
miktarda da olsa, Biontech aşısını bulan 2 Türk bilim insanı sayesinde, bir
aydan beri, bu aşıdan almamız mümkün olabildi.
Ancak bu aşamada öğreniyoruz
ki aşı meselesinin bir de dış politika yönü varmış.
Bakan Koca’nın açıklamasından,
Çin’in “Uygur Türklerine yaptığım zulümler konusunu kaşımayın, yoksa aşı
vermem” dediğini anlıyoruz. Bizimkilerin bunca
zulme sessiz kalmasında da aşı konusunda alternatifimizin olmaması etkili
olmuş.
Görüyor musunuz, devlet işlerinin her alanda ciddiyetle
yürütülememesinin başka alanlara yansıyan sonuçlarını.
Sağlık Bakanlığında yaptığınız bir hata sizi dış politikada da
olumsuz etkileyebiliyor. Dindaşınız,
soydaşınız olan kardeşlerinize yapılan insanlık dışı muamelelere bile ses
çıkaramıyorsunuz.
Çin aşısına bağımlı kalmanın
sıkıntılarını hem sağlık alanında ve hem de dış politika alanında yaşadığımız
anlaşılıyor. Bu yüzden bu defa Rus aşısı
ile çeşitlendirme yapılmaya çalışılıyor.
*****************************
AKP Kongrelerini Konuşmayın
Sağlık Bakanı Fahrettin
Koca’nın “hassas konuların kaşınmasından”
rahatsızlığı sadece Çin ile sınırlı değil. Malum “tam kapanma” tedbirlerinin
alınması sürecine salgının kontrolden çıkması, vaka ve vefat sayılarının
hızla artması yüzünden geldik.
Bu hızlı artışta bütün bilim
insanlarının uyarıları ve halkın tepkisine rağmen AKP’nin kapalı salonlarda
binlerce kişiyle yaptığı “lebalep” il kongreleri ve onbinlerin katıldığı AKP Genel Kurul toplantılarının payı büyük oldu.
Ayrıca vatandaş cenazelerinin
namazı 30 kişiyle sınırlı kılınabilirken, AKP’lilerin, cemaat ve tarikat
önderlerinin cenaze namazları CB, Bakanlar ve resmi zevatın katılımıyla
binlerce kişiyle kılınarak salgına katkı sağlandı.
Bakan Koca’ya gazeteciler bu
konuyu sorduğunda “Bu konuyu gündemde tutmanın kimseye faydasının
olmadığı kanaatindeyim” dedi.
Tabi bu konuyu gündemde
tutarsanız, bir başka deyişle “kaşırsanız”
bunun ucu AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a çıkardı.
Bu tartışmaları önleyemediği
için Sağlık Bakanımız “görevden affını istemek” gibi bir sonuçla karşılaşabilirdi.
O halde yapılması gerekeni
Bakan ifade etti: “Böyle konuları kaşımayın.”
Ama kaşıntıyı yapan sebep
orada duruyor ve fena halde kaşınıyorsanız, mutlaka kaşıyanlar olacaktır.