18 Yıllık AKP Hükümetinin son 15
gününde gelişen olaylar “Eski Türkiye” dedikleri Türkiye de veya sadece adı
değil gerçek demokrasiyle yönetilen ülkelerin herhangi birinde yaşanmış
olsaydı, ya bir bakan istifa eder ya da hükümet düşerdi. Ama maşallah her türlü
yolsuzluğa, ülkenin fakirleşmesine, dış politikada Türk devletinin ve
milletinin onuru rencide edilmesine rağmen hiç bir şey yokmuş gibi umursamadan
yerlerinde oturuyorlar.
*-Diyeceksiniz ki daha ne olsun, 125
milyar doları batırdıktan sonra ekonominin kötü gidişini gören Berat Albayrak
istifa etti. Hayır, bu istifa, Merkez Bankası başkanının alınmasından sonra
gerçekleşti ve bir protesto niteliğinde olan istifaydı. Bu istifa ile birlikte neredeyse
dünyada bir ilk yaşandı. Başında bakanı olmayan maliyede, Türk lirası yabancı
paralar karşısında değer kazandı.
Ayrıca yüz yıllık Cumhuriyetimizde
teamüllere aykırı olarak bir ilk daha gerçekleşti ki Bakan Albayrak, İstifasını
İstagram denilen Sosyal Medya üzerinden duyurdu.
Skandallar yazmakla bitmek
bilmiyor.
*-Lütfen zamanlamaya dikkat eder
misiniz, hükümetin tam da Hukukta ve Ekonomide reform yapacağını söylediği bir
zamanda İsmi ister mafya, ister yeraltı dünyasının adamı olsun, ana muhalefet
partisinin genel başkanını: “Bakla
sırığı” ile tanıştırmakla tehdit ediyor ve hükümetin küçük ortağı bu tehditleri
savuran kişiye sahip çıkıyorsa o ülkede hukuktan söz edilebilir mi?
Kaldı ki olay bununla da bitmedi,
AKP’nin önemli kurucularının arasında bulunan ve kendi deyimiyle her dem:
“özgül ağırlığının” bulunduğundan bahseden Bülent Arınç’ın bir televizyon
konuşmasının sonucunda vesayet altında kalarak bulunduğu görevden istifa emek
zorunda kaldı.
*-Libya’ya giden kargo gemimiz,
Akdeniz’de Alman askerlerince durduruluyor ve saatlerce aranmak için
bekletiliyor. Demek ki mesele, eyyy Merkel, eyyy Fransa demekle hal olunmuyormuş.
Bu işin uzmanları emekli asker Naim Babüroğlu ve Prof. Dr. Hüseyin Bağcı olayın
tarihe: “2. Çuval Vakası” olarak
geçeceğini söylüyorlar.
Şahsınızın itibarından tasarruf yapmıyorsunuz
ama bir zamanlar Barbarosların Türk gölü haline getirdiği Akdeniz de Türkün
itibarı yerlerde sürünüyor. Millet olarak bizim bu gibi aşağılanmaları hak
ettiğimizi hiç sanmıyorum.
*-Ve Kızılay… Sayın Bahçelinin “Askıda ekmek” projesini bir çıta daha
yükselterek: “Askıda Pizza”
kampanyası başlattı. Tabir caizse, Kızılay’ımız bu hareketiyle Medine de
dilencilik, Londra da hovardalık yapıyor. Bir taraftan milletten on lira yardım
toplamak için kampanya başlatacaksınız, diğer yandan yemek kültürümüzle alakası
olmayan, İtalyan patenti yabancı bir yiyeceğin kampanyasını yapacaksınız.
İşte yukarıdan beri sıraladığım
fahiş hatalar, bize, kültürümüz ve geleneklerimize hatta demokrasimize
yakışmıyor.
Demokrasi sadece sandıktan çıkan
sonuçla iktidara gelmek değildir, aynı zamanda sandıktan çıkan sonuçla iktidarı
hak edene devretmektir. Bunları söyleyince Sayın Cumhurbaşkanı çok kızıyor,
hatta söyleyenleri darbecilikle suçluyor ama bir de görünen gerçekler var ki, yerel
seçimler bunun en bariz göstergesi. MHP olmadan iktidarın ayakta kalma gücü
kalmamıştır.
O halde Türk demokrasisi daha
fazla yara almadan, işlerliğini yitirmiş kurumlar daha fazla hırpalanmadan
erken seçime gidilmesinde birçok faydanın olacağına inanıyorum.
Sağlıklı kalın.