Diyet…..

109

 

Hiç kullanılmamış bir dil var ağzımın kenarında
Mırıldansam da, bağırsam da anlaşılmıyor
Boşuna kör kuyudan su çekmeye çalışıyorum
Çölün sıcağına eklenen kum fırtınası dinmiyor
İçindeki ateşe, suya boyun eğen kaktüs 
Canı yana yana dikenini kendine batırıyor

Sebebine doğmanın diyetimi bu
Kurumuş ırmağın çatlamış toprağında
Yorgun ayaklarımın izini sürmek
Al işte bak, ağaçlar yaprağını, bulutlar gözlerini
Kıtmir tüylerini, anam saçlarını
Ben kelimelerle dişlerimi boğazıma döküyorum.

Bu diyet çok ağır çok
Kol değil, göz değil, dil değil
Ruhumu istiyor
Oysa ağır yaralıyım
Dedim, ilk önce ruhum hastalandı
Diğerleri işte gördüğün gibi yan etkileri

Dağ, taş, deniz gözümün içinde ağıt gibi avaz avaz
Dağ, kıyısı dinamitle patlatılmış yara bere içinde
Deniz, kucaklayıp kıyıya attığı göçmen çocuklarla dolu
Taş, gömülmüş toprağa üzerine isim, tarih yazılmış kıbleye doğru
Gidenin de, kalanın da boşluğu ağzımın eksik dişleri gibi sızlıyor
Ömrümü yollara, dağlara, denizlere dökerek gidiyorum…

zeytin kelimeler