22 Şubat Cuma akşamı Emex Otel’de, Kocaeli Dostluk Kulübü’nün yemeğindeydik. Bu yemeklerde bir kulüp üyesinin kendi alanıyla ilgili kısa sunum yapması geleneği vardır. Cuma akşamı sunum yapan kişi reklamcı Cihan İşbaşı’ydı.
Cihan İşbaşı, Kuzey Kafkasyalı bir ailenin üçüncü çocuğu olarak 1969’da Samsun’da doğmuştur. Şu an Antalya’da yaşamaktadır. Karikatür, grafik tasarım ve reklamcılık yapmaktadır. GRAPHX adlı ajansın kurucu ortağı ve grup başkanlığını sürdürmektedir.
Bu yazıda anlatılanlar, İşbaşı’nın yukarıda bahsettiğim sunumundan alıntılanmıştır. Küçük bir farkla sadece.. İşbaşı, bu sunumu “yaratıcı olma yolları” başlığı altında gerçekleştirmiştir. Sunum aslında iletişim ve reklamcılıkla alakalıdır. Anlatılanların siyasete uyarlanmasına dair yorumlar bana aittir. Çünkü daha önce pek çok yazımda değindiğim gibi siyaset aslında bir marketing (pazarlama) faaliyetidir ve marketing faaliyetinin omurgasını da reklamcılık oluşturmaktadır. Bu yazı bir reklam uzmanından siyaset dersleri olarak uyarlanmıştır.
İletişimde Köpekbalığı Gibi Olmak
Birinci ders; iletişimde köpekbalığı gibi olmak lazım. Köpekbalıkları suyun altında yaşamalarına ve dünyaları suyun altı olmasına rağmen, suyun üzerinde duran yüzgeçleri sayesinde “ait olmadıkları bir dünya ile” sürekli olarak iletişim halindedirler. Jaws filminin o meşhur denizin üzerinde hızla ilerleyen yüzgeç sahnelerini hatırlarsınız. Siyasiler de böyle olmalıdır. Türk siyaseti ideolojik gruplaşmalar üzerine inşa edilmiştir. Siyaset sahnesindeki her partinin sadece kendi gruplarıyla değil, ait olmadıkları diğer gruplarla da iletişim kurmaları gerekmektedir.
Göründüğün Gibi Ol !
İkinci ders; günümüz tüketim çağıdır ve kitlelere hitap ederken kullandığın mesaj mümkün mertebe kısa ama bir o kadar da etkili olmalıdır. İşbaşı, burada Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” sözünü örnek verir. Mevlana şayet günümüzde yaşasaydı, reklamcılıkla iştigal ediyor olsaydı ve bu sözü de bir giyim firmasının reklam kampanyası sloganı olarak kullanmak isteseydi, bu söz bir slogan olarak çok uzun kalacağı için sözü ortadan ikiye bölüp sadece ikinci yarısını kullanmak zorunda kalacaktı; “Göründüğün gibi ol!” Çünkü olduğun gibi görünmek çok risklidir. Siyaset de böyledir. Hızlı tüketen bir toplumda, toplumu ikna etmek için kullanacağınız mesajın ve sloganın son derece kısa ama bir o kadar etkili olması gerekmektedir.
Herkesi Kucaklayan Ahtapot
Üçüncü ders; herkesi kucaklayan ahtapot gibi olmak lazım. Ahtapot herkese dokunur. Her şeye sarılır, üstelik aynı şiddetle, bütün gücüyle ve gerekirse aynı anda sarılır. Sarılırken ayrımcılık yapmaz. Bizler ise karşımızdakine önyargılarımızla sarılırız veya sarılmayız. Ahtapot gibi olma teşbihinin siyasi tevilini yapmaya gerek olmasa gerek.
Dördüncü ders; Çocuklar etrafını çeviremediğimiz bir zekâya sahiptir. Düşünce dünyaları sınırsızdır. Hayata daraltılmamış bir perspektiften bakarlar. Ak saçlılar ise hayatın cenderesinden geçip hakikatin sırrına ermişlerdir. Gözlerinden, bakışlarından, nefeslerinden tecrübe sızmaktadır. Siyasette başarılı olmak için ekibinizde fikri ve ruhu özgür gençlerin yanında, hayatın tecrübe etmiş ak saçlıların birlikte bulunması elzemdir.
Sağlam Bedel Ödemek
Son ders; İranlı muhalif yazar Samed Behrengi’nin yazdığı Küçük Kara Balık adlı bir hikâye kitabı vardır. Hikâyede bir ırmakta yaşayan küçük karabalığın beline kılıcını takıp büyük denizlere yaptığı yolculuk anlatılır. Küçük karabalık çevresindeki tüm baskılara, tutucu düşünce yapısına rağmen denize ve özgürlüğe ulaşma çabası içerisindedir. Karşılaştığı bütün zorluklara direnir ve geride kalıp kendisine engel olmaya çalışan balıklara yol gösterici olur. Sonunda amacına ulaşır ama amacına ulaşana kadar çok sağlam bir bedel öder.
Bugün Türk siyasetinde başarılı olmayı hedefleyen kişi ve / veya kişilerin artık sıradanın dışına çıkmaları gerekmektedir. Yeni şeyler söylemeleri, insanlara yeni ufuklar göstermeleri lazım. Ama her şeyden önce, başarıya ulaşana kadar sağlam bir bedel ödemeleri gerektiği bilmeliler. Çünkü riske girmezseniz iktidar olamazsınız. Kimse iktidarı size altın tepsi içinde sunmaz. İktidar yürüyüşüne çıkıyorsanız, payınıza düşen ilk şey sağlam bedel ödemek olacaktır.