Hürriyeti başıbozukluk sanmak yanlıştır.
Çünkü hürriyet hudutsuz,
Sınırsız serbestlik demek değildir.
Bazılar hürriyeti serserilik olarak algılıyor.
Daha doğrusu serseriliği hürriyet sanıyor.
Kimileri de nizamı, nizamda kalmayı
Esaret zannediyor!
Düzen içinde hareketi, tutsaklık olarak düşünüyor.
Oysa hürriyet demek, nizam demektir.
Hürriyet demek, düzen demektir.
Aslında hürriyet demek,
Kanun dairesinde hareket etmek demektir.
Hürriyet demek, kayıt kuyut altında olmaktır.
Bir nizam çerçevesinde kalmaktır.
Hürriyeti keyfe ma yeşa
Yani keyfinin istediğini yapmak şeklinde anlamamalı.
Gerçek hürriyet, nizam dahilinde hareket etmektir.
Belli bir düzen için kalmaktır.
Tıpkı trenin; hürriyetini rayda gitmekte görmesi gibi.
Tren rayda gitmeyi, yani bir nizam altında seyrüsefer yapmayı;
Esaret sanır da raydan çıkarsa,
İşte asıl o zaman; hürriyetini ve her şeyini kaybeder.
Kendi ipini, kendi eliyle çekerek, intihar etmiş olur.
Trenin hayatı, uzun seneler seyrüsefer yapması,
Raydan çıkmazlığına bağlıdır.
Tren hürriyetini, raydan ayrılmazlıkta görürse
İlânihaye varlığını idame ve devam ettirir.
Demek ki tren hürriyetini; nizamda kalmakta,
Raya bağlı bulunmakta,
Raydan asla çıkmamakta bilmelidir.
İşte hürriyetten anlaşılacak olan budur.
Yani kanun çerçevesinde kalmak,
Hareket sebestiyetinin nerde başladığını,
Nerde biteceğini bilmektir.
Hürriyet başıbozukluk değildir, rastgelelik değildir.
Aklına geleni yapmak değildir.
Diline geleni söylemek değildir.
Dikkat edersek, her türlü fiiliyat ve eylemimiz;
Çeşitli sınırlarla çerçevelenmiştir.
İşte bu ortamda kalmak hürriyet, aksi serseriliktir.
Öyleyse serseriliği hürriyet sanmaktan,
Nizam içinde olmayı da,
Esaret sanmaktan kaçınmalıyız.
Asıl hürriyet nizamda,
Nizamı tanımaktadır.
Asıl tutsaklık ise,
Nizamsızlıkta,
Nizamı tanımazlıktadır.