Türkiye 16 senedir süren iktidarın politikaları ile gergin, yorgun, umutsuz. İnsanlarımız kamplaşmış, siyasi ayrılıklar toplumsal barışı tehdit eder hale gelmiş.
20 TV kanalında birden, günde üç öğün, Reis ve adamlarını olur olmaz saatlerde dinlemekten sıkıldık.
Bizi yönetenlerin zekâmızla alay etmesinden, gözümüzün içine baka baka yalan söylemesinden bıktık.
“Türk insanının hafızası üç aydan gerisini hatırlamaz” iddiasına bu kadar fazla inanmalarını kabul etmek artık gururumuzu incitiyor.
Aylarca “erken seçim istemek ihanettir, erken seçim yok” diyeceksiniz ve sonra bir gün baskın seçimle malı götürmeye çalışacaksınız.
İYİ Parti’nin seçime girmemesi için her türlü dümeni çevireceksiniz.
CHP ve İYİ Parti’nin siyasi manevrasıyla, demokrasiye kurduğunuz tuzak boşa çıkınca, hemen yeni bir kampanya düzenleyip, “daha çok demokrasi, daha fazla özgürlük” vaat edeceksiniz.
Bu pişkinliğe “artık yeter!”
CHP “emekliye yılda iki ikramiye” vermeyi vaat ettiğinde, “cari açığı patlatmadan, Türkiye’yi bir krize götürmeden böyle bir şey mümkün değil. Bunu başarırsa CHP Nobel ödülü alır, ben de CHP’ye oy veririm” diyeceksiniz. Birkaç sene geçmeden ekonomik parametrelerin hepsi daha da kötüleşmişken, cari açık rekorlar kırarken, yılda 24 milyar lira tutan ikramiyeyi seçim rüşveti olarak vereceksiniz.
“11 Şeker fabrikasını sattılar, belki onun parasını verirler” diye düşünmeyin. 11 Şeker fabrikasının toplam bedeli 4,5 milyar lira. Bir yılda ödenecek emekli ikramiyesi için 55 şeker fabrikanız daha olsa anca yeter. O da sadece bu senelik.
Demek ki başka kaynak vardı. Daha önce yalan söylediniz.
Bu yalanlara “artık yeter!”
Elbette, ben de bir emekli olarak, verilecek ikramiyeden memnunum.
Ama geçen seçimde Devlet Bahçeli yapılması gerekeni söylemişti: “Al paketi, vur tokatı !”
Ben Bahçeli’nin iki sene öncesine kadar iktidara karşı söylediklerinin doğruluğuna inanıyorum. O şimdilerde eski söylediklerinin tam tersini yapsa da.
*****************************
Değişim Şart!
Ekonomiyi, “sınırsız ihtiyaçlar ile kıt kaynaklar arasında oluşturulan denge bilimi” olarak tarif ederler. Bireylerin de, toplumların da gıda, barınma vb temel ihtiyaçlarını karşılasanız bile sürekli yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmaktadır.
Bundan on sene, yirmi sene önce bütçemizde hiç yeri olmayan giderlerin toplam giderlerimiz içindeki payı oldukça yüksek. Mesela cep telefonu ve internete harcadığımız paralar önceki neslin hayatında yoktu.
Bu devletlerde de geçerli. Bir yandan medeniyetin bütün imkânlarından yararlanmak, diğer taraftan uluslararası yarışta geri kalmamak için her türlü şartlar altında doğru tercihlerde bulunmak zorunda.
Türkiye’de 16 yıllık Ak Parti hükümetlerinin temel tercihleri ne oldu?
İnşaat ve yol yaparak ekonomik kalkınmayı sağlamak.. Yandaş müteahhitlerden büyük zenginler çıkarmak.. Devlette liyakat yerine partiye sadakati esas almak.. Eğitimde İmam Hatip ve Kur’an Kursu eksenli bir sistem ile “dindar ve kindar” bir nesil yetiştirmek.. Adaleti, medyayı, STK’ları, bütün kurumları yandaş hale getirmek..
“İtaat et, rahat et!” her vesileyle dile getirdikleri temel ilkeleridir.
Bizden her zaman bekledikleri “Hikmet-i hükümetten sual olunmaz” dememiz.
Adaletsizliğe, yolsuzluğa, ahlaksızlığa ses çıkarmamamızı istiyorlar.
Bu anlayışın ülkemizi getirdiği yer belli. Ülkenin bütün ana meselelerini yaratan insanları kurtarıcı, tek çare gibi görmemizi istiyorlar.
Oysaki ahlaki bir değişikliğe ve dürüstlüğe geri dönüşe ihtiyacımız var.
Kurumları ve kuralları işleten bir devlet yapısına dönüşe ihtiyacımız var.
Ülkeyi tekrar harekete geçirmeye, birlik olmaya, liyakatli olanı öne geçirmeye ihtiyacımız var.
Ülke yönetiminde ekonomik ve felsefi bir değişime ihtiyacımız var.
Ülkeyi yönetme tarzımızda değişikliğe ihtiyacımız var.
Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla şeffaflığa ihtiyacımız var.
Yapılan yanlışlıklar düzeltildiğinde, adalet tesis edildiğinde, hukukun üstünlüğü sağlandığında her bir vatandaşımız daha güvenli, daha sağlıklı, daha huzurlu, daha sağlıklı ve daha zengin olacak.
Bütün bunlar için bir şeyi değiştirmemiz lazım.
O bir şey değişince, her şey daha iyiye doğru değişecek!
24 Haziran seçimleri böyle bir muhteşem değişim fırsatı sunuyor.
Bugün muhalefette olan CHP, İYİ Parti, SP ve DP ittifak kararı alarak, hem Meclis çoğunluğunu elde etmek ve hem de Cumhurbaşkanlığını da kazanmak gibi bir başarının ilk adımını attı.
Vatandaş olarak ilk yapmamız gereken Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu’nun 100 biner imza ile Cumhurbaşkanı adayı olmasına yardımcı olmak.
Değişimi başlatmak artık bizim elimizde.
4-9 Mayıs arasında İlçemizin Seçim Kuruluna nüfus cüzdanımız ile gidip, birer imza ile adayımızı destekleyerek başlayabiliriz.
Sonra 24 Haziran’da çok bilinçli tercihlerle değişimin meşalesini yakabiliriz.