Başiskele’de Millî Mücadele – 9

137

D -)    Başiskele  Cepheleri

Kurtuluş Savaşı’nda Kocaeli Bölgesi’nde (Yalova’dan Karasu’ya kadar) 100’e yakın milli müfreze yani savaş birliği kurulmuştur. Bunlar gerektiğinde birleşmiş gerektiğinde isim değiştirmişlerdir. ‘İzmit Körfezi Tarihi’ni nakış nakış işleyen Atilla Oral’ın verdiği 62 gurupluk listeden ve Yusuf Çam’ın ‘Milli Mücadele’de İzmit Sancağı’ kitabından Başiskele’yle direkt ya da dolaylı olarak alakalı olan 9 – 10 tanesinin isimlerini verebiliriz:

Ø  Gökbayrak Milli Taburu (Cemal Bey)

Ø  Kara Fatma Milli Müfrezesi

Ø  Zobuoğlu Hasan Bey Milli Müfrezesi

Ø  Servetiye Milli Müfrezesi

Ø  Döşeme Milli Müfrezesi

Ø  Lâz Mevlüt Efendi Milli Müfrezesi

Ø  Değirmendere Milli Müfrezesi

Ø  Katırözü Milli Müfrezesi

Ø  Kırıntı Milli Müfrezesi

Ø  Halit Monla (Molla) Milli Müfrezesi

 

Başiskele yani Bahçecik Nahiyesi’ndeki müfreze ve milis kuvvetlerinin başındakiler

ise; Milli İhtiyat Zâbiti Süleyman, Tevfik ve Mehmet Efendi’ler, Hacı Maksut Efendi, Şeyh Mustafa Nuri Efendi, Milli Alay Kumandanı Zobuoğlu Hasan Bey, Tantaoğlu Hasan Bey, Kadem Çavuş, Servetiye’den Milli Tabur Kumandanı Mahmut Bey, Mustafa Çavuş, Hasan Çavuş, Bayraktar Çavuş, Serindere’den Çolak Mustafa, Gâvur Ali, Aksığın’dan Memiş ve Nuri Ağa, İrşadiye’den Musa oğlu Mehmet ve Mevlüt Efendi ile Lütfiye’den İmam Mehmet Ali Efendi.

Kocaeli’nin sosyo-kültürel hayatına çok emeği geçmiş olan Rıfat Yüce, önce 1940 yılında Türk Yolu Gazetesi’nde Tevfik Uğurlu’nun hatıraları olarak sonra 1945 yılında ‘Kocaeli Tarih ve Rehberi’ adlı kitabında Başiskelelileri / Bahçeciklileri ve Milli Mücadele için gayretlerini şöyle anlatır:

Bahçecik Nahiyesi halkı 8 Nisan 1921 tarihinde resmen İstiklal Mücadelesi’ne girmişti. Bundan önce nâhiye kısmen Yunanlıların elinde iken halkın silahı toplanmış ve elde ancak 100 veya 150 kadar silah kalmıştı. Gizliden gizli silah tedâriki ile bu miktar 1000’e baliğ olmuştu (ulaşmıştı). Bahçecik, Yeniköy’ün Rum olması dolayısıyla Yunanlıların merkeziydi.

Bahçecik’in önünde batıdan başlayarak denize inen derenin bir tarafı (yalnız şose ve Bahçecik’e hâkim tepe) düşmanda diğer tarafı da Milis kuvvetlerin elindeydi. Ve Bahçecik Nâhiye Merkezinde de bir tabur Yunan askeri bulunuyordu. Milis kuvvetleri Tatar İhsâniye Köyü’nden Yeniköy’e hücum ederek düşmandan aldıktan sonra Bahçecik’teki 1 tabur düşman askerini tamamen esir edeceği sırada, her nasılsa bir hata sonucu sahil yolu açılmış olduğundan imdat kuvvetlerinin yetişmesi üzerine düşman askeri esir olmaktan kurtulmuştu.

Düşmanla bu alanda tutulan karşılıklı cephe sahilden Keltepe eteğine kadar devam etmekte ve 30 kilometre uzunluğu bulmaktaydı. Bu cephe Millîci (Kuvva’cı) zâbitlerin kumandasında 600 veya 700 efratla (fertle) tutulmuştu. Buna karşılık düşmanın tam mevcutlu 1 taburu, 3 topu, 8 otomobili, 2 mitralyözle beraber 700 veya 800 kadar Bahçecik, Yeniköy, Döngel, Yuvacık, Arslanbey, Karatepe ve Mihaliç (Gündoğdu) Rum ve Ermenileri ile diğer dağlı Rum ve Ermeni muavin (yardımcı) kuvvetler vardı ki bunların yekûnu 1500 kişilik muntazam ve silahlı kuvvetlerdi.

İşin azâmetini (büyüklüğünü) halkta çalışmalarını o derece ciddiyetle arttırarak birkaç mutemet (güvenilir kimse) aracılığı ile ufak sandallarla İstanbul’dan silah ve cephane getirdiği gibi 7,5’luk seri ateşli yeni bir top ve 7,5’luk adi mantelli topla 800 mermi ve beheri 2,5 kuruştan tedarik olunan 50.000’den fazla fişek, 600’e yakın çeşitli ve yeni olmak üzere Alman Maksim makineli tüfeği ve 50 kadar işaret tabancası ve her türlü savaş malzemesini 7 – 8 bin lira değerinde hazırlamıştı.

Halkın yaptığı fedakârlık sonucunda Yunan Ordusu’na vurulan büyük darbe, memleketin kurtulmasına etkisi olmuştu. Yunanlıların Adapazarı’ndan ricat eden (geri çekilen) Manisa Fırkası’nın (Tümeni’nin) tam kuvveti ile Bahçecik’ten geçerken Milis kuvvetler bu fırkaya (tümene) 2000’den fazla maktûl (ölü) ve yaralı olarak zayiat verdirmişlerdir.

23 Haziran 1921’de Adapazarı’ndan kaçan düşmanın Manisa Fırkası tam kuvvetiyle sahile, II. ve III. Bölüklerine sabahleyin alaturka saat 9’da hücum etti. 7,5’luk mermi atan bir torpido ve 10,5’luk muavin (yardımcı) kruvazörün de iştirak etmesiyle meydana gelen şiddetli savaşta ölü ve yaralı olarak zayiat vermesi üzerine Damlıktan kaçmaya mecbur olmuştur.

 


ORAL, Atilla, “Kocaeli’de Kuva-yı Milliye”, Ö.Kocaeli Gazetesi – Özgür Pazar İlavesi, Sayfa 7, 20 Haziran 2004.

Rıfat YÜCE (Kocaeli Tarih ve Rehberi), Dr. Yusuf ÇAM (Milli Mücadele’de İzmit Sancağı), Doç. Dr. Adnan SOFUOĞLU (Milli Mücadele Döneminde KOCAELİ), Avni ÖZTÜRE (İzmit Tarihi), Ali ÜZMEZ (Milli Mücadele’de Servetiye Cephesi) ve Niyazi DURAN, Mahmut GENÇER, İlyas KUŞ, Selahattin KORKMAZ röportajları.

DİLBEROĞLU Süleyman Bey

Çitoğlu Tevfik AVDAN

Mehmet Nabi ULUSOY

Hacı Maksut SERİM

Döngel’de İngilizlerin tevkif ettikleri Lâz Şeyh Mustafa Efendi (Bkz: Bahçecik Tarihi kitabı, S.PEKİN – M.BAYRAM, Ankara, 2011, Sayfa 73).

Aslen Hamidiye’li olup Bahçecik ve Değirmendere Mıntıkasının genel kumandanı odur.

Milis Yüzbaşısıydı

Hacı Şabanoğlu Kadem DURAN

Diğer adı Hoca Köyü (ÇAM, Dr. Yusuf, Milli Mücadele’de İzmit Sancağı, Sayfa 122 – ATASE Arş., 824, Ds. 7, Fhr. 25/1).

Mahmut Nedim ERDEM (Karahasanoğullarından)

Soytarı Mustafa Efendi (TARI)

Muhtemelen Gürgenli Hasan SERİM

Bahçecik’in güneydoğu istikametindeki köy; Serinlik Dere diğer ismiyle Gürgen Dere (Niyazi DURAN Röportajı, Ağustos 2007).

Muhtemelen Mustafa KOLAYLI

Namlı çetecilerden olup sonradan Kuva-yı Milliye’ye katılmıştır (Tüm kaynaklarda geçer).

Servetiye Cami Köyü ile Tepecik Köyü arasındaki alageyik anlamına gelen köy (DOĞAN, D. Mehmet, Büyük Türkçe SÖZLÜK, Sayfa 978, İz yayıncılık, 11.Baskı, İstanbul, 1996).

Her ikisi de önce Metozade Hüseyin Bey’in akabinde Gâvur Ali’nin birliklerinde yer almışlardır (ÜZMEZ, Ali, Her Yönüyle Başiskele İlçesi, sayfa 268, Kocaeli İl özel İdaresi, İzmit, 2009).

Bugünkü Gölcük’ün güneyinde Nüzhetiye ile Ayvazpınarı arasındaki muhacir köyü, eski adıyla Beylik.

85 kişilik Millici çetesiyle Değirmendere ve Karamürsel’de düşmana ağır zayiat verdirmiştir.

Bahçecik’in batısında, Değirmendere’nin güneyinde bir muhacir köyü.

Fiilen çok daha önceleri; takriben Mayıs 1920 gibi.

Bugünkü Şirinköy (İhsaniye Damlığı)