Bir Tek Problem Var

63

Ülkede 7 Hazirandan beri yaşananlara, söylenenlere, yapılanlara bakıyorum ve gerçekten şaşırıyorum.

Sanki, problem ve problemin kaynağı belli, açık, aleni, aşikar değilmiş gibi herkes farklı pencerelerden değerlendirmeler yapıyor.

Sanki, herkes, gerçekleri görmüyormuş gibi, her şey olağan işliyormuş gibi fikirler üretiliyor.

Sanki, hükümet kurmaya resmî olarak yetkili ama, gayrı resmî olarak yetkili olmayan bir DAVUTOĞLU olduğu bilinmiyormuş gibi yapılıyor.

Bakın, açık ve net:

Recep Tayyip ERDOĞAN, ne koalisyonlu, ne de şartlı destekli bir AKP hükümetine asla razı olmaz, olamaz.

Bakın, Recep Tayyip ERDOĞAN, AKP’nin tek başına iktidar olmadığı bir Türkiye’yi asla istemez, isteyemez.

Ülkenin bütün meselesinin kaynağı budur.

Tekrar, tekrar yazalım, söyleyelim, anlatalım:

Recep Tayyip ERDOĞAN, AKP’nin tek başına iktidar olmadığı bir Türkiye’yi asla istemez, isteyemez.

Bu nedenle, kimse, şu parti neden şöyle yapmadı, şu kişi neden böyle yaptı, şu insan neden bunları yaptı gibi yorumlarla ne kendisini üzsün, ne başkalarını üzsün.

Türkiye’de şartlar ne olursa olsun, ne kadar ağırlaşırsa ağırlaşsın Ahmet DAVUTOĞLU, kendi insiyatifi ile hükümet kuramaz.

Zaten kuramadı.

AKP-CHP görüşmelerinde, AKP’nin sözcüsü kim idi?

O kişi, neden, kim tarafından oraya kondu?

Bunları düşündünüz mü?

Sıfır, risk.

 

Ahmet DAVUTOĞLU hükümeti kuramayınca, görev, teamül gereği CHP’ye verilmesi gerekmez miydi?

Neden verilmedi, bunu düşündünüz mü?

Sıfır, risk.

Bir konu var, mutlaka onu da konuşmalıyız.

Doğru, Recep Tayyip ERDOĞAN’ın karşısında, şu meclis aritmetiğinde yüzde 60  blok var.

Ama, bu bir blok değil.

Bu bloktan bir ortaklık çıkamaz.

Yani, bölücü terör örgütünün siyasî uzantıları ile Türkiye’yi böldürmeyeceği samimi ve gerçek iddiasında bulunanların ortaklık kurması eşyanın tabiatına aykırıdır.

Bu durum da, Recep Tayyip ERDOĞAN’ın maalesef şansıdır.

Seçim, Recep Tayyip ERDOĞAN için son şans olarak kullanılıyor. Yani, tek başına AKP iktidarını elde edebilmenin fırsatı olarak son deneme için her şey yapıldı ve ülke şartları ne olursa olsun yapılmaya çalışılıyor.

Bütün bu anlatılanlardan sonra, geriye iki soru kalıyor.

Birincisi, Recep Tayyip ERDOĞAN, neden AKP’nin tek başına hükümet olmadığı bir Türkiye’yi istemez, isteyemez?

Bunun cevabını herhalde 2013 yılının 17 Aralığından beri yaşananlara, gizlenen gerçeklere bakmak gerektir, cevabı orada.

İkinci soru; çözüm ne?

Bölücü olmayan, teröre destek vermeyen meclisteki kadroların ortak hareket edebilecekleri bir sayıyı bulabilmeleri.

Aksi takdirde, çözüm, başka mecralara kayabilir.

VERİN 400 MİLLETVEKİLİNİ BU İŞ HUZUR İÇİNDE BİTSİN.

YOKSA!!!!! ?????