Sevgi Karanlığa Mum

104

 

Defterimde yazmazdı, okşamak yetim saçı,
Islanmazdı gözlerim, bihaberdim hüzünden,
İçim yosun tutmuştu, sevgisizlik yüzünden.
Merhameti bilmezdim, insaf çoktan gitmişti,
Robot gibi hissizdim, güzel huyum bitmişti.
Yaşayınca fark ettim, ekmeğe muhtaç açı.

Nadide kelebekler, müşfik kalpte yaşarmış,
Dilimde tatlı kelam, gönlümde şefkat yoktu,
Sözlerim batan iğne, kusurlarım pek çoktu.
Bahtıma kar yağmıştı, bahar pek çok ıraktı,
Kibir gurur yüzünden, herkes yalnız bıraktı.
Çiçek açmayan yere, asla konmaz kaçarmış.

Pasta börek yiyenler, yokluk nedir bilmezler,
Düştüğümde anladım, meğer acı da varmış,
Gül derince parmağa, elbet diken batarmış.
Çaresizlik çekmeyen, hüzün keder anlamaz,
Duygu yoksa bedende, gülümseyip ağlamaz.
Yoksullardan bihaber, ıslanan göz silmezler.

Evren hikmet cümbüşü, ahenkli bir biçimde,
Söğütte nar olur mu? Gül açmaz kavak dalı,
Sirke küpünden asla, sızmazmış Anzer balı.
Karga hasret çöplüğe, bülbül konarmış hara,
Şükür büyük zenginlik, cehli gidermez para.
İnsana kıymet katan, her şey kendi içinde.

Kıran üzen huyumla, hayat budur sanmıştım,
Bin yıllık gaflet uykum, sarmış iken ufkumu,
Feryat edip uyandım, dedim yaşamak bu mu?
Şimdi kendime döndüm, içim huzurla dolmuş,
Yüreğim uçmak ister, kanat çırpan kuş olmuş.
Bencil beni beğenmiş, boş masala kanmıştım.

Gönül yapmak maharet, girebilmek daha hoş,
Paylaşmayı öğrendim, kıskançlığım gitti yok,
Önce doymazdı nefsim, şükredince şimdi tok.
Dünya yalnız şer değil, gördüm iyi doluymuş,
Sevgi karanlığa mum, mutluluğun yoluymuş.
Çünkü narin kristal, almak gerek kırmak boş.