24 Haziran 2018 Seçimlerinin Kazananları ve Kaybedenleri

87

Türkiye’nin yönetim sistemini değiştiren ve 98 yıllık “Parlamenter Hükümet Sistemi’nden “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi “ne dönüştüren 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri gerçekleştirildi. Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi, AKP tek başına salt çoğunluğu elde edemedi, ancak MHP ile kurduğu “Cumhur İttifakı” yüzde 53 oy alarak çoğunluğu sağladı. Demokratik hayatımızda birçok ilklerin yaşandığı bu seçimi, kazananları ve kaybedenleri ile değerlendirmek gerekir.

 

Seçimin İlkleri

 

Kasım 2019 tarihinde yapılması gerekirken 16 ay öne çekilerek 24 Haziran 2018 tarihinde “Erken” yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde bazı ilkler gerçekleşti.

1.    Bu seçimle “Parlamenter Hükümet Sistemi‘nden “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi “ne geçiş 16 Nisan 2017 Referandumundan sonra bir defa daha oylandı ve onaylandı.

2.    Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri, yani iki seçim bir arada yapıldı.

3.    Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekili sayıları 550’den 600’e çıkarılmıştır.

4.    Cumhurbaşkanı adayları, Parti Grupları veya halkın 100 bin oyu ile gösterildi.

5.    Sistem gereği Partili Cumhurbaşkanı seçilmesi gerekirken CHP’den Muharrem İnce ile HDP’den Selahattin Demirtaş parti başkanı olmadıkları halde, partilerince Cumhurbaşkanlığı için aday gösterildi.

6.    İlk defa partiler arasında ittifak kurmanın önü açıldı. AKP, MHP ve BBP arasında  “Cumhur İttifakı”, CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti arasında “Millet İttifakı” kuruldu.

7.    İttifaka dâhil olan partiler için yüzde 10 barajı kaldırıldı, İttifakın toplam oyunun yüzde 10’u geçmesi yeterli görüldü. Bu baraj sadece bağımsız seçime giren partiler için (HDP, Hüda Par, Vatan Partisi) söz konusu oldu.

8.    D’hont nispi temsil seçim sistemi uygulandı. Bu sayede İttifaka dâhil partilerin milletvekili seçilmeye yeterli olmayan artık oyları birleştirilerek, bu partilerden en yüksek oyu alan partinin milletvekili çıkarması mümkün oldu.

9.    İlk defa OHAL ortamında bir seçim yapıldı.

10.          Devletin resmi televizyonu olan TRT bu seçimde adaylar ve partiler arasında zaman bakımından ilk defa eşit ve adil davranmamıştır.

11.          İlk defa seçim sonuçları sadece tek kanaldan, Anadolu Ajansı‘ndan açıklandı ve takip edildi.

Seçimin Sonuçları

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne ilişkin kesin olmayan sonuçları açıkladı.

 

1.     Cumhurbaşkanlığı Seçimi:

Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin yurt içi ve yurt dışı oylarını kapsayan kesin olmayan sonuçlara göre; 59 milyon 367 bin 469 seçmenin 51 milyon 197 bin 832’si oy kullandı. Oyların 50 milyon 68 bin 418’i geçerli sayıldı. 188 bin 8 sandığın yüzde yüzü açıldı. Buna göre, Recep Tayyip Erdoğan, 26 milyon 329 bin 920 oyla oyların yüzde 52.6′sını alarak Cumhurbaşkanı seçildi.

 

Diğer Cumhurbaşkanı adaylarının aldıkları oylar ve oy oranları şöyle;   Muharrem İnce 14 milyon 951 bin 770 oyla yüzde 30.8, Meral Akşener 3 milyon 604 bin 260 oyla yüzde 7.4, Selahattin Demirtaş 4 milyon 39 bin 726 oyla yüzde 8.3, Temel Karamollaoğlu 434 bin 871 oyla yüzde 0.9, Doğu Perinçek 95 bin 924 oyla yüzde 0.2 oranında oy aldı.

 

2.     Milletvekilliği Seçimi İttifak ve Partilerin Oyları;

AKP ve MHP‘nin kurduğu “Cumhur İttifakı’nın ortak oyu 455 bin 529, oranı yüzde 0,91 oldu. CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti ve Saadet Partisi‘nin oluşturduğu “Millet İttifakı’nın ortak oyu 118 bin 954, oranı yüzde 0.24 olarak hesaplandı.

Milletvekili seçimleri sonuçlarına göre partilerin aldığı oylar şöyle:

AKP 20 milyon 980 bin 956 oy alarak yüzde 41,9’luk oy oranına ulaştı.

CHP toplam 11 milyon 271 bin 240 ile yüzde 22,5 oranında oy aldı. HDP 5 milyon 867 bin 564 oy alarak yüzde 11,7, MHP 5 milyon 466 bin 775 oy ile yüzde 10,9, İYİ Parti 4 milyon 955 bin 994 oy ile yüzde 9,9, Saadet Partisi 668 bin 744 oy ile yüzde 1,3, HÜDA PAR 157 bin 315 oyla yüzde 0,3, Vatan Partisi 117 bin 631 oyla yüzde 0,2’lik oy oranına ulaştı. Bağımsızlar ise 75 bin 634 oy alarak, tüm oylar içinde yüzde 0.15‘lik paya sahip oldu.

Seçimin Kazananları ve Kaybedenleri

24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin sonuçlarını, Cumhurbaşkanı adayları ve Partilere göre ayrı ayrı değerlendirelim ve seçimi kimin kazanıp kazanmadığını ortaya koyalım.

Önce Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını değerlendirelim:

1. AKP adayı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 52,5 oranında oy alarak Cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi olmuştur.

2. CHP Adayı Muharrem İnce yüzde 30,8 oranında oy almıştır. CHP yüzde 22,5 oranında oy aldığına göre, Muharrem İnce partisinden yüzde 8,3 oranında fazla oy alarak başarılı olmuştur.

3. İYİ Parti adayı İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener yüzde 7,4 oranında oy almıştır. İYİ Parti yüzde 9,9 oranında oy aldığına göre Meral Akşener, partisinin yüzde 2,5 oranında gerisinde kalmış ve başarılı olamamıştır.  

4. HDP adayı Selahattin Demirtaş yüzde 8,3 oranında oy almıştır. HDP yüzde 11,7 oranında oy aldığına göre, Selahattin Demirtaş partisinin yüzde 3,4 oranında gerisinde kalmış ve başarılı olamamıştır.  

5. Saadet Partisi adayı SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu yüzde 0,9 oranında oy almıştır. SP yüzde 1,3 oranında oy almış ve Temel Karamollaoğlu yüzde 0,4 oranında partisinin gerisinde kalarak başarılı olamamıştır.  

6. Vatan Partisi adayı Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek yüzde 0,2 oranında oy almış ve başarılı olamamıştır.

Milletvekili seçim sonuçlarını Partiler bazında değerlendirelim.

1. AKP: 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 49,5 oranında oy almıştır. 24 Haziran 2018 seçimlerinde ise yüzde 41,9 oranında oy alarak eski oyunun yüzde 7,6 oranında gerisine düştüğünden başarılı olamamıştır. 1 Kasım 2015 seçimlerinde 317 milletvekili kazanan AKP, 24 Haziran 2018 seçimlerinde 295 milletvekili çıkarmıştır.

2. CHP: 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 25,3 oranında oy almıştır. 24 Haziran 2018 seçimlerinde ise yüzde 22,5 oranında oy alarak eski oyunun yüzde 2,8 oranında gerisine düştüğünden başarılı olamamıştır. 1 Kasım 2015 seçimlerinde 134 milletvekili kazanan CHP, 24 Haziran 2018 seçimlerinde 146 milletvekili çıkarmıştır. Bu milletvekillerinden 3’ü SP kontenjanından seçilmiştir.

3. HDP: 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 10,8 oranında oy almıştır. 24 Haziran 2018 seçimlerinde ise yüzde 11,7 oranında oy alarak eski oyunun yüzde 0,9 oranında üzerine çıktığından başarılı olmuştur. 1 Kasım 2015 seçimlerinde 59 milletvekili kazanan HDP, 24 Haziran 2018 seçimlerinde 67 milletvekili çıkarmıştır.

4. MHP: 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 11,9 oranında oy almıştır. 24 Haziran 2018 seçimlerinde ise yüzde 10,9 oranında oy alarak eski oyunun yüzde 1 oranında gerisine düşmüştür. Fakat bünyesinden yeni bir partinin kurulmasına rağmen bu oyu almasından dolayı başarılı sayılabilir. 1 Kasım 2015 seçimlerinde 40 milletvekili kazanan MHP, 24 Haziran 2018 seçimlerinde 49 milletvekili çıkarmıştır.

5. İYİ PARTİ: Ekim 2017’de kurulan ve 24 Haziran 2018’te ilk defa seçime giren ve iktidar tarafından çeşitli engellemeler yapılmasına rağmen bu parti, yüzde 9,9 oranında oy alarak başarılı olmuştur. İYİ Parti bu seçimde 43 milletvekili çıkarmıştır.

6. SP: 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 0,7 oranında oy almıştır. 24 Haziran 2018 seçimlerinde yüzde oranında 1,3 oy alarak eski oyunun üzerine kısmen üzerine çıktığından başarılı olmuştur. SP, bu seçimlerde hiç milletvekili çıkaramamıştır. Fakat ittifak nedeniyle CHP listelerinden giren 3 SP’li milletvekili seçilmiştir.

7. VP: 24 Haziran 2018 seçimlerinde yüzde 0,2 oranında oy alarak başarılı olamamış ve hiç milletvekili çıkaramamıştır.

8. DP: 24 Haziran 2018 seçimlerine ittifak yaptığı İYİ Parti listesinden girmiş ve 1 milletvekilliği kazanmıştır.

Seçimlerin Genel Değerlendirilmesi

1. Seçimlerin OHAL ortamında yapılması demokrasimiz açısından sakıncalı bulunmuştur. Özellikle bazı Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerinde seçimlerin baskı ve tehditle sağlıksız yapıldığı iddiaları kamuoyunda sıkıntı yaratmıştır.

2. Muhalefet partileri ve onların Cumhurbaşkanı adaylarına, özellikle devletin resmi televizyonu olan TRT’de iktidar partisi kadar veya hiç yer verilmemesi, seçimlerin eşit ve adil şartlarda yapılmadığı izlenimini uyandırmıştır.

3. Bazı Cumhurbaşkanı adaylarının partilerinden fazla oy alması, o partilerin yönetimini sıkıntıya sokmuştur.

4. AKP’nin Mecliste salt çoğunluk olan 301 milletvekilini çıkaramaması, yasa çıkarma çalışmalarında diğer partilerle uzlaşma veya koalisyon yapma zaruretini doğurmuştur.

5. AKP’nin eski oyuna göre yüzde 7,5 oranında oy kaybetmesi ve MHP’nin bünyesinden yeni bir parti çıkmasına rağmen bir önceki seçimdeki oy oranını koruması anket firmalarını şaşırtmıştır.

6. Selahattin Demirtaş ile bazı milletvekillerinin ve bazı il ve ilçe belediye başkanlarının tutuklu olmasına rağmen, bazı CHP’li seçmenlerin stratejik oylarıyla HDP’nin yüzde 10’luk seçim barajını aşarak 67 milletvekiliyle Mecliste 3. Parti olması düşündürücüdür.

7. Bu seçimde partiler arasında kurulan ittifakların, 2019 yılı Mart ayında yapılacak Mahalli İdareler Seçiminde de devam edeceği sanılmaktadır.

8. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 15 milletvekilini istifa ettirip İYİ Parti’nin grup kurmasını sağlayarak, YSK’nın bu partiyi seçime sokmama ihtimalini ortadan kaldırması, demokrasi tarihimize bir iftihar tablosu olarak geçmiştir.

9. Farklı görüşlerde olan (CHP-İyi Parti-Saadet Partisi-Demokrat Parti) arasında “Millet İttifakı’nın kurulması, milli birlik beraberliğin güçlenmesine katkıda bulunacaktır.

10. İlk kez seçime katılan yedi aylık İYİ Parti’nin yüzde 10 bandından siyasi hayatımıza dâhil olması başarılı bir sonuçtur. Parti henüz örgütlenme, kadrolarını oluşturma çabası içindeyken, kurumsal olarak bir seçim tecrübesi yokken baskın bir erken seçime yakalandı. AKP, MHP, CHP ver HDP hazine yardımı alırken, bu yardımı almadan kendi yağıyla kavrularak seçime katıldı. Kamuoyuna mesajlarını ulaştırabilme imkânı tanınmadı, Yeniçağ gazetesi dışında da medya gücü yoktu. Birçok yerde de siyasi faaliyetleri mülki amirlerce engellendi. İYİ Parti, hem AK Parti, hem MHP, hem de -daha az oranda olmakla beraber- CHP’den de oy almıştır. Sedat Ergin’in ifadesiyle “İYİ Parti,  bu yönüyle sağın bütün katmanlarından ve de soldan oy alabilen çoklu bir çekim merkezidir.”

11. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, CHP’nin aslında sıcak baktığı “Çatı aday Abdullah Gül” seçeneğine kapıyı kapatarak, cumhurbaşkanlığı yarışının rekabet ortamında canlı ve heyecanlı bir şekilde sürmesini sağladı.

12. Meclis’te iki milliyetçi partinin olması (MHP-İYİ Parti), milli meselelerde olumlu sonuçlar alınmasında etkili olabilir.  

24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin sonuçlarının demokrasimiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını dilerim.

 

 

Önceki İçerikProf. Dr. İbrahim Ortaş Yardımcı Doçentlik ve Üniversitelerimizin Problemlerini Anlattı
Sonraki İçerik24 Haziran’da Ne Oldu? -1
Avatar photo
Bulgaristan göçmeni bir ailenin oğlu Sâkin Öner 05.10.1947 tarihinde Denizli ilinin o zaman Çal ilçesine bağlı bulunan Dedeköy bucağında doğdu. Bugün Dedeköy 'Baklan' adıyla Denizli'ye bağlı bir ilçedir. Babası Emniyet Komiseri merhum Celalettin Öner, (1922-16.12.1970) annesi Denizli'nin Honaz ilçesinden ev hanımı merhume Ulviye Öner (Akkuş)'dir. Annesi 1951yılında vefat etmiştir. Babası 1953 yılında Polis Memuru olarak görev yaptığı Aydın ilinin Nazilli ilçesinde Zarife Öner (Meriçoğlu) ile ikinci evliliğini yapmıştır. Sakin Öner 1951-1953 yılları arasında Dedeköy (Baklan)'da dedesinin ve babaannesinin yanında kalmıştır. İki yıl köy ortamında kalan Öner, burada kırsal kesimdeki Türk insanının yaşantısını, gelenek ve göreneklerini, zengin halk kültürünü tanıma imkânını bulmuş ve bu döneme ait izler şiirlerine ve yazılarına yansımıştır. ÖĞRENİM HAYATI Babasının memuriyeti sebebiyle 1954-1955 der yılında Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde başladığı İlkokul hayatı; Manisa'nın merkezinde devam edip Afyon'un Sandıklı ilçesinde tamamlandı. 1959-1960 Öğretim yılında Sandıklı Ortaokulu'nda başlayan ortaokul tahsili, Bandırma'da devam edip Van'da tamamlandı. Lise'ye Van'da başlayıp Yozgat'ta tamamladı. 1965 Haziranında girdiği Üniversite Giriş sınavı sonunda birinci tercihi olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı. Burada öğretimini sürdürürken Babıâli'de Sabah Gazetesi'ne muhabir olarak çalıştı. 1966 yılında Bugün Gazetesi'ne teknik sekreter olarak transfer oldu. Bu arada Hukuk Fakültesi'nden ayrıldı. 1967'de yeniden girdiği Üniversite Giriş İmtihanı'nı kazanarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne kayıt oldu. 1967-1972 yılları arasında bu bölümde okudu. Bu süre içinde dergicilik, kitapçılık ve yayıncılık yaptı. 1972 yılı Şubat ayında diploma aldı. Babasının vefatı sebebiyle Denizli iline tâyinini istedi ve aile fertlerinin sorumluluğunu üstlendi. 1981 yılında doktora çalışmalarını başlatan Öner, 1987 yılında doktora yeterlik sınavını verdi. Ancak, idarî görevleri sebebiyle doktora çalışmalarına uzun süre ara vermek mecburiyetinde kaldığından, 2003 yılında Türk Dili ve Edebiyatı Doktoru oldu. MEMURİYET HAYATI Denizli Lisesi Edebiyat Öğretmeni olarak memuriyet hayatına başladı. 17.02.1973 tarihinde Denizli ilinin Acıpayam ilçesi Darıveren bucağında Fidan Oymak ile evlendi. 1975 yılı Temmuz-Ekim ayları arasında İzmir-Bornova'daki Topçu Taburu'nda kısa süreli askerlik görevini yaptı ve Topçu Asteğmen olarak terhis oldu. Memuriyet hayatı; İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü'ne Müdür Yardımcısı ve Edebiyat Öğretmeni, Tahakkuk Müdür Yardımcısı ve Türkçe Bölümü Öğretim Görevlisi, Sinop Lisesi'nde edebiyat öğretmeni olarak devam etti. Çalışma şartlarının uygun olmaması ve ailesinin İstanbul'da kalması sebebiyle, çok sevdiği meslek hayatına Mayıs 1977 tarihinde istifa ederek İstanbul'daki günlük Hergün Gazetesi'nde önce Haber Müdürü sonra da Yazı İşleri Müdürü oldu. 01 Ocak 1980 tarihinde yeniden öğretmenlik mesleğine dönek için başvurdu. Görev emri gelinceye kadar büyük düşünür ve yazar S. Ahmet Arvasi'nin kurduğu Türk Gençlik Vakfı'nın müdürlüğünü yaptı ve bu vakfın yayın faaliyetlerini yürüttü. 23.03.1970 tarihinde İstanbul Kız Lisesi'ne tâyini çıktı. 07.04.1980 tarihinde İstanbul Şehremini Lisesi'ne Edebiyat Öğretmeni ve müdür yardımcısı oldu. 13.12.1982'de İstanbul Pertevniyal Lisesi'ne Edebiyat öğretmeni olarak nakledildi. Bu okulda 23.08.1983'te Müdür Başyardımcısı oldu. 05.12.1984'te de İstanbul Behçet Kemal Çağlar Lisesi'nde Müdür olarak vazifelendirildi. 27.06.1987 tarihinde İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü'ne Müdür Yardımcısı olarak görevlendirildi. 16.10.1992 tarihinde Vefa Lisesi Müdürlüğü'ne. 29 Haziran 1995 tarihinde ikinci defa İstanbul Millî Eğitim Müdür Yardımcılığına, 01.07.1998 tarihinde Vefa Lisesi camiasının umumi isteği üzerine ikinci defa Vefa Lisesi Müdürlüğüne, 18.08.2010 tarihinde İstanbul lisesi Müdürlüğü'ne kâyin edildi. Mart 2012'de yaş haddinden emekliye ayrıldı. EDEBİYATTA 50 YIL Sâkin Öner'in edebiyatla ilgisi, 1957 yılında şiir yazmakla başladı. Merakı gelişerek, dosya kâğıdından dergiler yaptı. İlk şiirini 1957 yılında, ilkokul dördüncü sınıfta iken yazdı. "Gurbet" başlıklı bu şiir aynen şöyleydi: Gurbetteyim bugünlerde Geziyorum sahillerde Oturup ağlıyorum Hicran dolu bahçelerde Sızlar gizli yaralar Gönlümde hatıralar Günler geçer de sonra Yaşlar gönlüme dolar Ayrı düştüm sıladan Kan damlıyor yaradan Gurbet ayırma beni Yurttan, eşten ve dosttan. Ortaokul 2. sınıfa Bandırma'daki dayılarının yanında okurken ilk şiiri, Bandırma Ufuk Gazetesi'nde yayınlandı. Öğretmeni Münevver Yardımsever her dersine, Sâkin Öner'e bir şiir okutarak başlardı. Böylece şiir okuma sanatını öğrendi. Şiir okuma görevi Van Lisesi'nde de devam etti. Millî bayramlar ve törenlerin değişmez elemanı idi, okul adına günün anlamına uygun şiiri o okuyordu. Şiirleri Van'da çıkan gazetelerde yayınlandı. Şiir yarışmalarına katılıp dereceler aldı. Ortaokul 3. sınıfta okul idaresinden izin alarak şahsı adına 'Doğuş' adıyla bir duvar gazetesi çıkardı. Bu gazetedeki bütün yazı ve şiirler kendisine aitti. Lise 1. sınıfa geçtiğinde Okul Müdürlüğü, okulun Kültür ve Edebiyat Kolu Başkanlığına Öner'i getirdi. Okulun camekânlı büyük bir duvar gazetesi vardı. Artık onu o çıkarıyordu. Gazetede makale, deneme, röportaj, hikâye, şiir, haber, karikatür, bulmaca ve spor olmak üzere çok çeşitli türlere ve konulara yer veriliyordu. 15 günde bir değişen bu gazetede kendisine çeşitli haberler ve spor haberlerinde Cafer İpek, karikatür ve bulmacada da Metin Haldenbilen isimli bir arkadaşı yardım ediyordu. 1962 yazında Ağrı'da bulunan teyzesinin yanına gittiğinde orada yayınlanan günlük Mesuliyet Gazetesi ile temasa geçti. Bu gazetede de 'GÜN-KİN' isimli şiiri yayımlandı. Lise 1. sınıfta iken 1963 yılında Sakin Öner Yeşil Van gazetesinde 'Bahçemin Çiçekleri' başlıklı bir sütunda 'Bülbül' mahlasıyla günlük fıkralar yazmaya başladı. Mahlas kullanmasının sebebi, ailesinin bu tür çalışmalara, derslerini aksatacağı gerekçesiyle karşı olmalarındandı. İçindeki yazma aşkını frenleyemeyen Öner, takma isimle de olsa yazmayı sürdürüyordu. Artık yazma işini, gazetelerdeki kendisinden yaşça büyük ve deneyimli köşe yazarlarıyla polemiğe girmeye kadar götürmüştü. Bu arada Yeşil Van ve diğer gazetelerde sık sık şiirleri yayımlanıyordu. Bu arada Serhat Postası isimli gazetenin açtığı şiir yazma yarışmasında üçüncü oldu. Bir gün, yeni taşındıkları evin sahibiyle girdiği polemiği içeren 'Ev, ev, yine ev...' başlıklı bir yazıya rastlayan babası, 'Bülbül' mahlaslı yazıları onun yazdığını anladı. Fakat hayret ki, hem fazla yüzgöz olmadı, hem de kızmadı. Belki de gizli gizli gurur duydu. Bu süreç, Van'dan Yozgat'a tayin oldukları 1964 yazına kadar devam etti. Babasının 1964 yazında Yozgat'a tâyin olması üzerine Öner, Lise 3. sınıfı Yozgat Lisesi'nde okudu ve buradan mezun oldu. En yakın sınıf arkadaşı Cemil Çiçek'ti. Sakin Öner, ailesinden, Van ve Yozgat'taki arkadaşlarından aldığı etkilerle milliyetçi ve maneviyatçı duyguları ağır basan, fikrî ve siyasî hareketlerle ilgilenen, şiir ve nesir alanında epey deneyim kazanmış bir genç olarak İstanbul'a gelince Yine şiir, edebiyat dergi yayıncılığı ile ilgilendi. Gazetelerde, muhabir, sayfa sorumlusu ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Yayınevi kurdu, kitap yayınladı, kitaplar yazdı. Üçdal Neşriyat'ta sekreter ve musahhih olarak çalıştı. Bu arada, 1 Kasım 1966 tarihinde Ali Muammer Işın ve Ahmet Karabacak tarafından Millî Hareket adıyla Alparslan Türkeş'in lideri olduğu Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)'ni destekleyen milliyetçi düşünceyi temsil eden 15 günde çıkan dergi yayımlanmıştı. Bu derginin 15 Aralık 1966 tarihli 4. sayısında Öner'n 'Bekamız İçin Birleşmeliyiz' başlıklı ilk yazısı yayımlandı. Ali Muammer Işın'ın ayrılması üzerine 8. sayıdan itibaren derginin sahibi Ahmet B. Karabacak oldu. Bu sayıdan itibaren Öner de, derginin Teknik Sekreteri, 48. sayıdan itibaren derginin Genel Yayın Müdürü oldu. Dergi, Eylül 1970'de yayımlanan 50. sayısı ile kapandı. 1969 yılında kurulan Ülkü Ocakları Birliği'nin de Genel Sekreteri olan Öner, bu dönemde, Birlik tarafından düzenlenen konferansı kitap hâline getirerek bastırdı. Erol Kılıç'ın başkanlığı döneminde de Birlik adına 'Ergenekon' adıyla bir dergi yayımladı. Bu arada, Cavit Ersin'in 'Millî Ekonomi ve Ziraat', Mustafa Eşmen'in 'Türk Köyü' ve Öncüler Dergisi'nde fikrî yazıları yayımlandı. Millî Hareket Yayınevi, 1970 yılında Cağaloğlu'na taşınınca Beyazsaray 41 numarada Öner, Ergenekon adıyla bir yayınevini kurdu ve Alparslan Türkeş'in Genişletilmiş Dokuz Işık kitabını yayımladı. 1972 yılı başında Ömer Seyfettin'in 'Millî Tecrübelerinden çıkarılmış Ameli Siyaset' isimli eserini Osmanlıca'dan yeni yazıya çevirerek sadeleştirdi. Bu çalışması Göktuğ Yayınevi tarafından 'Amelî Siyaset' adıyla bastırıldı. Bu, Öner'in basılan ilk kitabıdır. 1972 Mayıs'ında Denizli Lisesi'nde öğretmenliğe tâyin edilince Ergenekon Yayınevi'ni gençlere bıraktı. Denizli Lisesi'ndeki görevi sırasında sınıf ve okul gazetelerinin çıkarılmasına öncülük etti, Mevlana ve Âşık Veysel'le ilgili yazdığı senaryoları sahneye koydu, önemli şairlerimizin anma günlerini yaptı. Okula edebî ve kültürel faaliyetler yönünden bir hareket getirdi. Orada iken yazdığı Abdülhak Hâmit Tarhan isimli biyografi çalışması, 1974'te Toker Yayınları'nca basıldı. Ömer Seyfettin'in 'Türklük Mefkûresi' isimli eserini de Osmanlıca'dan yeni yazıya çevirerek 'Türklük Ülküsü' adıyla 1975'te Türk Kültür Yayınları arasında yayımlattı. 1975 Kasımında İstanbul'a Atatürk Eğitim Enstitüsü Müdür Yardımcısı ve Öğretim Görevlisi olarak döndükten sonra, bir taraftan anarşinin at koşturduğu okulda düzeni sağlamaya ve derslere girmeye çalışırken, bir taraftan da edebî çalışmalarına devam etti. Burada görev yaptığı üç yıl içinde 'Ülkücü Şehitlere Şiirler' (1975), 'Ülkücü Hareket'in Şiirleri ve Marşları' (1976) isimli antolojileri, 'Ârif Nihat Asya' (1978) isimli biyografi kitabını, Müslim Ergül ve Osman Nuri Ekiz'le birlikte Eğitim Enstitüleri Türkçe Bölümü 2. sınıf Yeni Türk Edebiyatı (Servet-i Fünûn'dan Cumhuriyet'e kadar) isimli ders kitabını hazırladı ve yayımlattı. Ortadoğu gazetesinde de bazı edebî makaleleri yayınlandı. Bu arada, aralarında S. Ahmet Arvasi'nin de yer aldığı bu okulda görev yapan yirmi arkadaşıyla 'Dokuz Işık' adıyla bir yayınevi kurdu ve bu yayınevi iki yılda on kitap yayımladı. Öner, şimdi geriye dönüp baktığında, her gün anarşik olayların yaşandığı arada öğretmenlerin ve öğrencilerin dövüldüğü ve yaralandığı hatta öldürüldüğü saat 08.00'den 24.00'e kadar devam eden bir mesai sırasınca bu kadar çalışmanın nasıl yapılabildiğine şaşırmakta, bunu gençliğine, dâvâsına olan inancına ve heyecanına bağlamaktadır. 1978 yılı ortalarında, Sinop'a tâyin olduğu ve orada anarşi nedeniyle güvenli bir çalışma ortamı bulamadığından çok sevdiği mesleğinden istifa etmek mecburiyetinde kaldı. Bu yıl içinde mezuniyet tezi olan Yusuf Akçura'nın Türk Yılı (1928)'nda yer alan 'Türkçülük' isimli 128 sahifelik uzun makalesini Osmanlıca'dan yeni yazıya çevrilmesini, sadeleştirmesini, önemli kişi, kurum ve kavramlarla ilgili notları içeren çalışmasını Türkçülük adıyla Türk Kültürü Yayınları arasında yayımlattı. Bu arada, hayatının üçüncü gazetecilik dönemi olan Hergün Gazetesinde Haber Müdürü olarak göreve başladı. Gazetede, bir taraftan bu görevi yürütürken, bir taraftan da haftada üç gün 'Ülkücünün Gündemi' isimli köşede güncel siyasî konularda fıkralar ve önemli olaylarda 1. sahifede imzasız yorumlar yazıyordu. 'Öz Yurdumda Garibim' başlıklı yurtlardan atılan milliyetçi öğrencilerin dramını anlatan röportajı ile 1978 yılında Ülkücü Gazeteciler Cemiyeti'ne 'En İyi Röportaj Yazarı' seçildi. 1979 yılında yine bu gazetede çalışmasını sürdürürken Toker Yayınları'ndan 'Nihal Atsız' isimli biyografik çalışmasını, Su Yayınları'ndan 'Köy Enstitülerinden Eğitim Enstitülerine' isimli araştırma kitabını yayımlattı. 1979 yılı başlarında gazetenin boşalan Yazı İşleri Müdürlüğü'ne getirildi. Dokuz ay bu görevi sürdürdükten sonra yıl sonunda öğretmenlik görevine dönmek için Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurdu. 1980 yılı Mart'ında İstanbul Kız Lisesi'nde depo öğretmeni olarak göreve döndükten sonra Nisan ayına da Şehremini Lisesi'ne tâyin edildi. Sakin Öner 12 Eylül 1980 İhtilâli'den sonra, Şehremini Lisesi'nde Müdür Yardımcısı olarak yeniden idarecilik görevine başladı. Burada okulun Kültür ve Edebiyat Kolu çalışmalarını yürüttü. Doğa isimli bir okul dergisinin yayınlanmasına öncülük etti. Bu arada Eğitim Enstitüsü'nde iken hazırlamaya başladığı Kompozisyon Sanatı (Düzenli Konuşma ve Yazma Sanatı) isimli kitabı tamamladı. Bu kitap, 1981 yılında Veli Yayınları tarafından yayımlandı. Ortaöğretim ve Yüksek Öğretim kurumlarında ders kitabı olarak okutulan bu kitap, Öner tarafından ancak 2005 yılında güncelleştirildi ve genişletildi. Okulun Tiyatro Kolu Başkanlığı'nı da yürüten Öner, 1981 yılında 'Gün Işığı' isimli oyunla Millî Eğitim Vakfı 1. Tiyatro Yarışması'na katıldı ve başarı kazanıldı. Aynı yıl Veli Yayınları'ndan İmla-Noktalama ve Cümle Bilgisi, Örnek Açıklamalarla Atasözleri ve Özdeyişler isimli kitabını yayımlattı. 1992 yılında Prof. İskender Pala ve Rekin Ertem'le birlikte Ortaokul 1., 2. ve 3. sınıflar için Türkçe ve Dil Bilgisi kitaplarını hazırladı. Bu altı kitap Deniz Yayınları tarafından yayımlandı. Beş yıl süre ile okutulan bu kitaplar eğitim camiasında büyük ilgi gördü. 'Millî Eğitimin İçinden' adıyla bir kurum içi halkla ilişkiler dergisi çıkardı. 1997 yılında Vefa Lisesi'nin 100. kuruluş yılı anısına bir anı kitabı hazırladı. Bu kitap Vefa Eğitim Vakfı yayını olarak 'Vefa Lisesi 125. Yıl Anısına' adıyla yayımlandı. 1997 yılı sonlarında seçtiği öğretmenlerle Milli Eğitim Bakanlığı'nın talimatıyla Lise 9., 10. ve 11. sınıfların Edebiyat, Kompozisyon ve Türk Dili kitaplarının yazımını sağladı ve editörlüğünü yapı. 2005 yılında da yeni öğretim programları ve tekniklerine göre hazırlan Lise 9. sınıf Türk Edebiyatı kitabının da editörlüğünü yaptı. Özlü Sözler isimli kitabı da1998 yılında Yuva Yayınları tarafından basıldı. 1998 yılı ortalarında yeniden Vefa Lisesi Müdürlüğü'ne dönen Öner, Kırk yılı aşkın bir süredir yazdığı şiirlerini topladı. Değerli Şairlerimiz Mehmet Zeki Akdağ, Ayhan İnal, Bestami Yazgan ve Yusuf Dursun'un beğenisi üzerine ilk şiir kitabını 2002 yılında 'İlk Dersimiz Sevgi' adıyla yayımladı. Sakin Öner, son olarak Vefa Lisesi'nin 13. kuruş yıldönümü münasebetiyle Edebiyat Öğretmenleri Hayri Ataş ve Hatice Gülcan Topkaya ile birlikte 'Vefa Lisesi 135. Yıl Anısına' isimli kitabı hazırladı. Bu arada 2001 yılından bu yana Yeşil-Beyaz isimli okul dergisinin yayınlanmasına öncülük etti ve bu derginin her sayısında bir yazısı yer aldı. 12 Eylül 1980'den sonraki dönemde başta Güneysu, Türk Edebiyatı, Dil ve Edebiyat olmak üzere çeşitli dergilerde yazıları ve şiirleri yayımlandı.