Yazı mı? Tura mı?

73

 

Capıta Out Navıa*

“Yazı tura atmak” havaya atılan paranın, yere düştüğünde üstte kalacak tarafını tahmin ederek ön almaya çalışmaktır.

Eski çağlarda yaşamış atalarımızdan, zamanımıza kadar ulaşmış bazı uygulamalar vardır ki kullanma nedenleri değişikliğe uğramış olsalar da, varlıklarını devam ettirmektedirler.

“Yazı mı? Tura mı?” sözü günümüze kadar ulaşanlardandır. Ancak günümüzdeki kullanım şekli ile antik dönemdeki işlevi tamamen değişikliğe uğramıştır.

İlk defa “-Yazı mı? Tura mı?” diyen ve bu işlemi yasallaştıran kişi, tarihin önemli komutan ve devlet adamlarından, Roma İmparatoru Jül Sezar (Gaius Julius Caesar )’dır.

Para, Manisa ilimizin bulunduğu Anadolu coğrafyasında hüküm süren Lidyalıların, antik dönemden günümüze dünya ticaretine yön veren bir buluşudur. Olumlu mu yoksa olumsuz mu olduğu hâlâ tartışılan bir armağandır.

Antik dönemin sürekli münakaşa ve itirazlara neden olan takas yöntemli alış verişten meydana gelen ticaret hayatına yeni bir buluşla, müthiş bir çözüm üretmişlerdir. Para, altın ve gümüş karışımından yapılan, küçük yuvarlak sikkelerdir.

İyi niyetli Lidyalı yurttaşlarımız sonradan, paranın insanlar arasında ne büyük sorunlara, ihtilâflara, kavgalara hatta savaşlara  neden olacağını akıllarından bile geçirmemişlerdi.

Zaman akıp da para milattan önceki yüzyıla ulaştığında, artık yalnız alış veriş aracı olmakla kalmamıştır.

Para bastırma iradesi, kudreti, gücü, hakimiyetin ve bağımsızlığın simgesi ve egemenliğin göstergesi haline gelmiştir.

Jül Sezar artık imparatordur. Her sözü kanun değerindedir. Çoktan kendi adına para bastırmıştır. Çağın etkin inancına göre tanrıların da yeryüzündeki temsilcisidir.

Sezar, paranın bir yüzüne kendi başının görüntüsünü arka tarafına ise bir yelkenlinin kabartmasını bastırmıştır.

Jül Sezar,  uzayıp giden mahkeme prosedürleri ve bunlara yapılan itirazları ve dava sonuçlarının kendilerine yakın kişilerin lehine olmasını isteyen lobilerin baskısından kurtulmak için  kısa yoldan ve tarafsız görüneceği bir metotla uyuşmazlıkları çözmek ister.

Ve bir gün  “- Capita aut navia”  diyerek parayı havaya atar. Yere düşen paranın üst tarafında kendi başının resmi görünürse, “kararın haklı” geminin olduğu taraf görünürse “kararın haksız” olduğunun kabul edileceğini irade eder.

İşte böylece “Yazı mı? Tura mı?” başlar. Ve dünyaya yayılır. İngilizler “heads and tail”, Fransızlar  “tête ou navire” veya “pile ou face” diye uygularlar.

Bizde ise, eski paraların bir yüzünde padişah tuğrası diğer yüzünde değer yazısı olduğu için, yazı mı tura mı diye söylenmiştir.

Ancak ülkemizde  kullanımının ve uygulanmasının hukuk, yasa ve bunlara bağlı kararların sonucuyla hiçbir bağlantısı olmamıştır.

Günümüzdeki tek işlevi, bazı oyunlarda ve durumlarda ilk sırayı almak için kur’a atışı olarak kullanılmasıdır.

(*) Baş veya Gemi anlamında yazı mı tura mı değişinin latince orijinal söylenişidir.