Türkçe Olimpiyatları

81

Sakarya şiirini dinleyip de duygu seline kapılmamak olur mu?
Elbette olmaz. Çünkü o, şiirden öte bir şey.
O, başlı başına bir dönemi anlatan ve düşünerek yazılamayacak, ancak yaşanarak, hissedilerek yazılabilecek bir destan.
O, yazarını sayfalarda ve dimağlarda ölümsüzleştiren bir şey.

O destanı Üstadın sesinden dinledim, duygulandım.
Ruhittin Sönmez’den dinledim duygulandım.
Mustafa Kırmızıgül’den dinledim, bir başka duygulandım.
(M. Kırmızıgül (Fırat Üniversitesi İlahiyat Fak. Öğretim üyesi ve halamın oğludur kendisi) 1970’li yıllarda Üniversite talebesi iken Erzurum’da Sakarya Türküsünü sahnede okuduğunda, rahmetli Üstat sahneye çıkıp anlından öperek; “ben de gençliğimde böyle okurdum” diyerek tebrik ettiği mükemmel bir yetenek.)
Ancak çok duygulandığım halde ağladığımı hatırlamıyorum.
Fakat 6. Türkçe Olimpiyatları yarışmasında Moğolistanlı genç Bayan Dolgormaa Sainbayar, hem duygulandırmış ve hem de ağlatmıştı hüngür hüngür.
İşte böylesi olağan üstü olaylar yaşatan Türkçe Olimpiyatlarının 7. si yapıldı başarılı bir şekilde.

Özellikle 80li yıllarda yoğunlaşan Türkiye’yi yalnızlaştırma, dünyadan tecrit etme, Asala, PKK ve benzeri terör şebekelerini kullanarak zayıflatma hareketlerinin zirveye çıktığı bir dönemde, Türkiye’ye şiddetle bir çıkış yolu gerekiyordu.
Bu da, dünyanın dört bir yanına Türk okulları açarak, Ay-Yıldızlı bayrağımızı dünyanın hemen her ülkesinde dalgalandıran gönül erlerinin gayreti ile kısmen de olsa gerçekleşecek gibi…
7 yıl önce başlayan bu serüven, günden güne artan bir rağbetle devam etmektedir.
(Evveliyatı da bir başka kayda değer gayretler.)

İştirak eden ülke sayısını her yıl artıran bu girişim;
1. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na 17,
2. sine 21,
3. süne 42,
4. süne 83,
5. sine 100,
6. sına 110 ülkeden gençler ve çocukların katılmalarını sağlamış, 2009 yılı Uluslararası Türkçe Olimpiyatlarına ise, yani 7. sine katılan ülke sayısını 115 e yükseltmeyi başarmıştır.
Bu olimpiyatlar ne manaya geliyor?
Dünyanın birçok ülkesinde Türkiye ve Türklere sempati besleyen birçok kişi, kendi ülkelerinde yüksek mevkilerde yönetici olacaklar ve yıllarca Türkiye’nin temelini oymak isteyen atalarının aksine, Türkiye ile olumlu diyaloglar kuracak ve Dünyadaki itibarımızın artmasına, büyüyüp gelişmemize katkıda bulunacaklardır.
Bu ve benzeri girişimlere siyasi bakmamak lazım.
İçinde ben olmadığım icraatleri karalama hastalığından kurtulmamız lazım.
Özellikle 23 Nisan Çocuk ve Egemenlik Bayramı ile Uluslararası Türkçe Olimpiyatlarına destek olmalı, dünyada Türk ve Türkiye sevdalılarının sayısını artırmalıyız.
Bugün bağrımıza bastığımız birkaç yüz veya birkaç bin dünyalı, yarın belkide milyonlarca Türk’ü bağırlarına basacaklardır.
Asırlardır rahatlıkla dostumuz diyeceğimiz bir ülke olmadı.
Öyle umuyorum ki, bu olimpiyat vesilesi ile kucaklaştığımız çocukların ülkelerine, gelecekte dost ülke diyebileceğiz.
Allah razı olsun zerre kadar payı olanlardan.