Süleyman Sami Demirel (1 Kasım 1924, Isparta – 17 Haziran 2015, Ankara), 1993-2000 yılları arasında Türkiye’nin 9. cumhurbaşkanı olarak görev yapan Türk mühendis, siyasetçi ve devlet adamı.
Bundan önce, 1965-1993 yılları arasında yedi farklı hükûmette toplam 10 yıl 5 aylık bir süreyle başbakanlık görevinde bulundu. Ayrıca 1964-1980 yılları arasında Adalet Partisi, 1987-1993 yılları arasında ise Doğru Yol Partisi genel başkanı olarak görev aldı.
Demirel, siyasi kariyeri boyunca birçok ilki gerçekleştirdi. Türkiye’nin çok partili sisteme geçtiği 1946’dan sonraki dönemde, kurduğu 7 hükûmetle en çok hükûmet kuran siyasetçi, Türk siyasi tarihinde İsmet İnönü ve Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra en uzun süre görev yapan başbakan, 41 yaşında başbakanlık koltuğuna oturan en genç başbakan, 40 yaşında parti genel başkanı olan en genç politikacı ve 30 yaşında bir kamu kurumuna atanan en genç genel müdür rekorlarını kırdı.
17 Haziran 2015’te, tedavi gördüğü hastanede solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle 90 yaşında öldü. Ölümü üzerine Türkiye’de 17-19 Haziran tarihleri arasında ulusal yas ilan edildi.
İlk yılları
1 Kasım 1924’te Isparta’nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy’de Hacı Yahya Demirel (1893-1972) ile Hacı Ümmühan Demirel’in (1902-1979) oğlu olarak dünyaya geldi. Çocukluğunda çobanlık yapmıştır. İlköğrenimini doğduğu köyde, ortaokul ve liseyi Isparta, Muğla ve Afyonkarahisar’da bitirdi. 1949’da İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden inşaat yüksek mühendisi olarak mezun oldu. 1948’de babası Hacı Yahya Demirel’in babasının teyzesinin kızı Nazmiye Şener’le evlendi.
Görevleri
1950’de Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğünde çalışmaya başladı. Sulama ve elektrik konularında araştırma yapmak için Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) gönderildi. Türkiye’ye dönüşünde, 1953 yılında Seyhan Barajı inşaatı başladığında proje mühendisi iken Başbakan Adnan Menderes’in dikkatini çekerek 1954 yılında Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünde Barajlar Dairesi Başkanlığına atandı. 1955 yılında da DSİ Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Bu arada Eisenhower Vakfının onu bursiyer olarak seçmesiyle yeniden ABD’ye gitti. Askerliğini yapmak üzere 1960 yılında genel müdürlük görevinden ayrıldı.[12] 1962-1964 yılları arasında serbest müşavir-mühendis olarak çalıştı. Aynı yıllarda Orta Doğu Teknik Üniversitesinde inşaat mühendisliği alanında dersler verdi. Boğaziçi Köprüsü’nün ilk projesini (1954) hazırlayan ABD’nin uluslararası mühendislik ve müteahhitlik firması Morrison Knudsen Inc.in Türkiye temsilciliğini üstlendi.
Siyasi kariyeri
1960’lar
ABD Başkan Yardımcısı Lyndon Johnson ve Süleyman Demirel, 28 Ağustos 1962
1962’de siyasi yaşama atılarak Adalet Partisine (AP) katıldı. Aynı yıl yapılan I. Kongre’de Genel İdare Kurulu’na seçildi. AP’lilerin af kampanyası sonucunda eski cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın 22 Mart 1963’te şartlı olarak serbest bırakılmasının ardından Ankara’da meydana gelen olaylar sırasında AP Genel Merkezi’nin saldırıya uğraması üzerine aktif siyasetten çekildi. Süleyman Demirel’in bu tavrı yıllar sonra parti içindeki muhalifleri tarafından, “Şapkasını alıp kaçtı.” ya da “Şapkasını bırakıp kaçtı.” diye aleyhinde propagandaya dönüştürüldü.
Haziran 1964’te AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala’nın beklenmeyen ölümü üzerine baş gösteren parti içi bunalım sırasında yeniden siyasete döndü. 28 Kasım 1964 tarihinde yapılan Adalet Partisi Genel Kongresi’nde Sadettin Bilgiç, Tekin Arıburun ve Ali Fuat Başgil’in de yarıştığı seçimde 1679 oydan 1072’sini alarak genel başkan seçildi.[14] İsmet İnönü Hükûmetinin düşürülmesinden sonra Şubat 1965’te Suat Hayri Ürgüplü başkanlığında AP, Yeni Türkiye Partisi (YTP), Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) ve Millet Partisi (MP) katılımıyla kurulmasını sağladığı 29. Türkiye Cumhuriyeti koalisyon hükûmetinde TBMM dışından başbakan yardımcısı ve devlet bakanı olarak görev aldı. Aynı yıl babası Yahya Demirel memleketi Isparta’nın İslamköy beldesinde belediye başkanı seçildi.
1965 genel seçimlerinde, Yeni Türkiye Partisinin silinmesiyle Demokrat Parti (DP) çizgisinin tek mirasçısı durumuna gelen Adalet Partisi aldığı %52,8 oy ile tek başına iktidar oldu. Demirel de bu seçimlerde Isparta milletvekili olarak ilk kez TBMM’ye girdi. 27 Ekim 1965’te, 27 Mayıs sonrasının ilk koalisyonsuz hükûmeti olan 30. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini kurdu ve Türkiye’nin 12. başbakanı oldu.
Demirel; İsmet İnönü, Celâl Bayar ve Ragıp Gümüşpala gibi Türk Kurtuluş Savaşı kahramanlarının yavaş yavaş siyaset arenasından çekildiği bu dönemde “Cumhuriyet Kuşağı” olarak bilinen 1920’lerde dünyaya gelmiş siyasetçilerin ilk örneklerindendi.
AP Hükûmeti’nin işbaşı yapmasından kısa süre sonra Süleyman Demirel’in karşılaştığı ilk kriz, 27 Mayıs 1960’ta devlet başkanlığını, 1961 Anayasası’nın kabul edilmesinden sonra da cumhurbaşkanlığını üstlenen Cemal Gürsel’in, sağlık durumunun görevini sürdürmesine engel olduğu yolundaki rapor üzerine cumhurbaşkanlığının sona ermesiydi. Ordu komuta kademesini altüst ederek yapılan ve üzerinden henüz altı yıl geçmiş olan 27 Mayıs Darbesi’nin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki etkilerinin sürdüğü bir ortamda TSK içindeki güç dengelerini çok iyi bilen ve bu nedenle çok önemli bir konumda olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay, Demirel tarafından ordunun AP’ye karşı olan tavrının yumuşatılması için cumhurbaşkanlığına aday gösterildi.[16] 15 Mart 1966 tarihinde kendi isteği ile emekli olan ve kısa süre sonra kontenjan senatörü yapılan Sunay, 28 Mart 1966’da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye’nin beşinci cumhurbaşkanı seçildi.
Süleyman Demirel’in 1965 ile 1971 arasında başbakan olduğu dönemde Boğaziçi Köprüsü, Ereğli Demir Çelik İşletmeleri ve Keban Barajı gibi büyük yatırımlara imza atıldı. Bu dönemde Türkiye’de enflasyon %5, kalkınma hızı %7 idi. Bu kalkınma hızı Japonya’dan sonra, petrol ülkeleri dışında, dünyanın ikinci yüksek kalkınma hızıydı.
Bu gelişmelere karşın Adalet Partisi iktidarı, toplumun aydın kesimleri ve özellikle öğrenci örgütlerince DP iktidarının 27 Mayıs sonrasındaki devamı olarak görüldü. 1961 Anayasası’nın sağladığı bazı temel haklar ve bunların kullanılması, iktidarın giderek artan tepkileriyle karşılaşınca 27 Mayıs 1960 öncesindeki gençlik protestolarının benzerlerini AP iktidarı da yaşamaya başladı. Öte yandan 1968’de Avrupa ve ABD’de yaygınlaşan gençlik hareketleri, sosyalist düşünceyle yeni yeni ilişki kuran Türkiye’deki üniversite gençliğini de etkilemişti. Türkiye’deki ilk önemli öğrenci eylemi Haziran 1968’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesindeki boykotla başladı. Bunu, öteki üniversite ve fakültelerde hızla yaygınlaşan boykot ve işgaller izledi. Akademik amaçlarla başlatılan bu eylemler daha sonra giderek siyasi içerik kazandı ve AP iktidarı için tedirginlik kaynağı oldu. Bunun ardından sağ ve sol görüşlü öğrenci grupları arasındaki çatışmalarda kan dökülmeye başladı. Huzursuzluğun, AP’yi DP’nin ardılı olarak gören Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde de yankılanmasının ardından “askerî müdahale” söylentileri yaygınlık kazandı. Kuvvet komutanlarının Hükûmet Başkanı Demirel’e ülkenin içinde bulunduğu duruma ilişkin mektup göndermeleri, sıradan gelişmeler hâline geldi.
1969’da, 27 Mayıs Darbesi’nden sonra 1961 Anayasası’nın 68. maddesiyle Demokrat Partililere (DP) konan siyaset yasağının kaldırılması için mayıs ve haziran aylarında İsmet İnönü ile Celâl Bayar karşılıklı olarak tarihî sayılabilecek ziyaretler gerçekleştirdiler. Bu ziyaretlerden sonra anayasa değişikliği için Cumhuriyet Halk Partisinin de (CHP) desteğini alan AP’nin önerisi TBMM’de onaylandı. Ancak bu gelişmeler, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 27 Mayıs’ın restorasyonu olarak algılanmasına ve anayasa değişikliğine tepki göstermesine, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın da anayasa değişikliğine karşı tavır almasına neden oldu. Tüm bu tepkiler AP’nin tavrını, anayasa değişikliği meselesinin 12 Ekim 1969’da yapılacak seçimler öncesi lüzumsuz bir gerginliğe neden olmaması ve Cumhuriyet Senatosunda görüşülmesinin seçim sonrasına bırakılması yönünde değiştirdi. AP’nin af konusundaki tutum değişikliği ile parlamentonun itibarının zedelendiğini ileri süren Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy ve eski DP’li bakanlardan Samet Ağaoğlu’nun eşi AP Manisa Milletvekili Neriman Ağaoğlu, 31 Temmuz 1969 günü partilerinden ve milletvekilliklerinden istifa ettiler. Bu gelişme, eski DP’lilerin AP’lilerle ihtilaflarının su yüzüne çıkması şeklinde yorumlandı.
12 Ekim 1969 tarihindeki genel seçimlerde de AP yüzde 47 oy alarak yine tek başına iktidar oldu ve Süleyman Demirel ikinci hükûmetini kurdu (3 Kasım 1969). Ancak halktan gelen bu destek AP’nin bölünmesini önleyemedi, partisi dışından gelen eleştiriler karşısında hoşgörülü, liberal bir siyaset izleyen Demirel, Adalet Partisi içinde başlayan muhalefete karşı aynı hoşgörüyü göstermedi. Kendisine bağlı “Yeminliler” hizbindeki kişilerin kayırılması, ülkede günden güne artan toplumsal, iktisadi, siyasi karışıklıklara son verilmesi ve eski Demokrat Parti mensuplarının siyasi haklarının iadesi sorununun çözülmesi gibi istekleri dile getiren milletvekilleri partiden çıkarıldı. Bunun üzerine 72 AP’li senatör ve milletvekili, aynı istekleri içeren bir muhtırayı Demirel’e verdi (12 Ocak 1970). Demirel’in, “Biz muhtırayla iş görmeyiz.” diyerek belirtilen istekleri göz ardı etmesi karşısında 11 Şubat 1970’te Saadettin Bilgiç ve Faruk Sükan’ın başını çektiği 41 AP’li milletvekili bütçe görüşmeleri sırasında, CHP ve öteki muhalefet partileriyle beraber ret oyu vererek Demirel’i istifaya zorladı. 41 milletvekilinin karşı oy vermesi üzerine bütçe 214 kabul oyuna karşılık 224 ret oyuyla güvenoyu alamadı ve Demirel ertesi gün başbakanlıktan istifa etti. Bu olaylardan sonra Celâl Bayar çevresindeki AP milletvekilleri istifa ederek eski Demokrat Partinin gerçek mirasçısı olma savındaki Demokratik Partiyi kurdular. Aynı dönemde AP’nin İslamcı kanadının önemli bir bölümü partiden ayrılıp Necmettin Erbakan’ın kurduğu Millî Nizam Partisine katıldı. Adalet Partisinde meydana gelen bu kopmalar, hükûmetin zayıflığından yakınanlar için önemli bir dayanak oluşturdu.
Demirel, Mart 1970’te yeni bir hükûmet kurdu ve aynı yıl yapılan 5. Kongre’de yeniden genel başkan seçildi.
Dönemin İran Başbakanı Emir Abbas Huveyda ve dönemin Türkiye Başbakanı Süleyman Demirel ile eşleri, Tahran, 1970
12 Mart Dönemi
Ana madde: 12 Mart Muhtırası
Parti içi muhalefet gibi Demirel iktidarının cendere altına alındığı bir diğer sorun haşhaştı. 1970 yılında Richard Nixon yönetimindeki ABD hükûmeti, Demirel hükûmetinden Türkiye’de haşhaş ekiminin yasaklanmasını istedi. 1960’lı yılların ikinci yarısında Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki yakınlaşmadan rahatsızlık duyan ABD yönetiminin bu talebinin, siyasi tabanı kırsal nüfusa dayanan Demirel tarafından reddedilmesiyle zaten yolunda gitmeyen ABD-Türkiye ilişkileri iyice gerildi.
İktisadi durumun bozulması, Türkiye tarihindeki en büyük işçi eylemlerinden biri olan 15-16 Haziran 1970 Olayları, Türk lirasının değerinin yüzde 66 oranında düşürülmesi (10 Ağustos 1970),[19] 1968 öğrenci olayları, grevler ve anarşi karşısında Demirel, 1961 Anayasası’nı suçlayarak bu anayasayla ülkenin yönetilemeyeceğini savundu. Bu konuyu da kullanan Millî Demokratik Devrimciler 1971 yılında 9 Mart darbe teşebbüsüne kalkışınca önce bu kalkışma önlendi, ardından ordunun komuta kademesinin verdiği 12 Mart Muhtırası ile hükûmet istifaya zorlandı. Demirel istifa etti. İki hafta sonra Nihat Erim hükûmeti kuruldu.
Anayasa’da Demirel’in istediği yönde değişiklikler 12 Mart döneminde gerçekleştirildi, o da partisinin başkanı olarak “partilerüstü” denilen hükûmetleri bakan vererek destekledi. Bir yandan da parlamentodaki gücüne dayanarak askerî kesim karşısında üstünlük elde etmeye çalıştı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri gündemdeyken Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar ile görüştü fakat bu görüşmeyi önce inkâr etti. Sancar’ın ise görüştüklerini açıklamasından sonra, “Dün dündür, bugün bugündür.” diyerek cevap verdi. 1973 ilkbaharında CHP ile anlaşarak 15. Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Faruk Gürler’in cumhurbaşkanı seçilmesini önledi. Bu göreve, iki partinin de üzerinde anlaştığı Fahri Korutürk getirildi.
1973’ten 12 Eylül 1980’e
14 Ekim 1973 genel seçimlerinde, siyasi rakibi olan Bülent Ecevit’in liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demirel’in AP’sinden daha çok oy aldı, böylece AP 11 yıl aradan sonra CHP’nin karşısında ikinci parti durumuna düştü.
Adalet Partisinin bu başarısızlığının ardında, 1972’de CHP liderliğine seçilen Ecevit’in halk nezdindeki popülaritesi kadar Adalet Partisi içindeki bölünmeler de büyük rol oynamıştı. 1965 seçimlerinde oyların yarısını alan AP; sağ siyasetin her rengini, küçüğünden büyüğüne ülkedeki sermaye sahibi tüm kesimlerin çıkarlarını temsil eden bir koalisyondu. Ancak gelişen kapitalist ekonominin yol açtığı toplumsal sonuçlar 1960’ların sonlarında Türk sağında parçalanmalara neden olmuştu. AP’nin 1960’ların sonlarına doğru gitgide salt büyük sermayenin çıkarlarını savunarak ithalata dayanan bir sanayileşme politikası gütmeye başlaması, özellikle İstanbul merkezli olarak Marmara Bölgesi’ndeki sanayileri desteklemesi, yabancı sermaye uzantısı büyük kartellerin oluşmasına neden olmuş, bunun sonucu olarak piyasanın rekabet koşullarıyla baş edemez hâle gelen Anadolulu küçük tüccar, esnaf ve toprak sahipleri büyük bir yıkım yaşamıştır.[20] Yaşananların siyasete etkisiyle; Necmettin Erbakan’ın MSP’si ile birlikte aynı toplumsal tabana (Anadolulu küçük tüccar, esnaf ve zanaatkârlar) hitap eden, AP’den kopanların kurduğu Demokratik Parti 1973 seçimlerinde toplam yüzde 23 oy (iki partini toplamı) oranına erişirken Demirel liderliğindeki AP’nin oyları yüzde 17 oranında geriledi, AP yüzde 29 aldı.[21]
Seçimlerden ikinci parti olarak AP’nin çıkması sonucu CHP-AP koalisyonu beklendi. Ancak Demirel’in liderliğindeki AP, CHP ile bir araya gelmek istemedi. Demirel, “Biz ancak savaşta bir araya gelebiliriz.” ifadelerini kullandı. Daha sonra CHP-MSP koalisyonu kuruldu.[22] Kurulan CHP-MSP koalisyonu, Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştirmesine rağmen Kıbrıs başta olmak üzere birçok konuda kendi içinde anlaşmazlığa düşmüştü. Başbakan Ecevit erken seçime gidebilmek için 18 Eylül 1974’te istifa etmesine rağmen bu istifa erken seçimin yapılmasını sağlayamadığı gibi Eylül 1974’ten Mart 1975’e kadar 200 günü aşkın süren bir hükûmet krizine neden oldu. Sonunda güvenoyu alamayan Sadi Irmak hükûmetinin ardından 31 Mart 1975’te AP Genel Başkanı Süleyman Demirel’in başkanlığında Adalet Partisi (AP), Millî Selamet Partisi (MSP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Cumhuriyetçi Güven Partisi’nden (CGP) oluşan koalisyon hükûmeti kuruldu. Sola karşı hemen hemen bütün sağ partilerin birliğini oluşturan Demirel hükûmeti, “I. Milliyetçi Cephe Hükûmeti” olarak anıldı. Dört yıl aradan sonra başbakanlık koltuğuna oturan Demirel, koalisyonu yürütebilmek için MSP ve MHP destekçilerinin devlet kurumları içinde kadrolaşmalarına göz yumdu. Bu hükûmet döneminde ülkede yeniden yoğun terör olayları ve toplumsal hareketler başladı. Ülke, dış ödemeler açığı ve hızlı enflasyondan kaynaklanan bir ekonomik bunalıma girdi.
1975 yılında kardeşi Hacı Ali Demirel’in oğlu Yahya Kemal Demirel’in adı hayali mobilya ihracatı yaptığı iddiasıyla gündeme geldi. Yurt dışına mobilya yerine sunta gönderdiği, devletten haksız vergi iadesi aldığı iddia edildi. Bu iddia gazeteci Uğur Mumcu tarafından haberleştirildi ve Altan Öymen’le birlikte hazırladıkları “Mobilya Dosyası” adlı kitapta belgeleriyle yayımlandı. Yahya Demirel kısa bir süre de cezaevinde yattı.
Dönemin Romanya Cumhurbaşkanı Nicolae Ceauşescu, Süleyman Demirel ile yaptığı görüşmede, 23 Haziran 1976, Ankara
AP, 1977 seçimlerinde bir derece güçlenip yüzde 36,9 oy oranına çıkmasına rağmen oylarını 8 puan artırarak yüzde 41,4 oy alan CHP’nin ardından ikinci parti olabildi. Seçim sonrasında kurulan Ecevit hükûmeti güvenoyu alamayınca Ağustos 1977’de MSP ve MHP’nin de katılımıyla oluşan II. Milliyetçi Cephe Hükûmeti’nin başbakanı oldu. Bu hükûmet, Güneş Motel Olayı diye anılan operasyonla (CHP’nin Adalet Partisinden seçilmiş 13 milletvekilini bakanlık vaadiyle transfer etmesi) 31 Aralık 1977’de CHP’nin gensoru önergesiyle düşürüldü. 1978 başında Ecevit tek başına iktidar oldu. AP’den transfer edilen milletvekillerinin çoğuna bakanlık verildi. İktidarı yitiren Demirel, CHP ağırlıklı hükûmetle diyalog kurmayı reddedip Ecevit’e karşı hırçın bir muhalefet yürüttü. Sürekli olarak Ecevit’ten “başbakan” değil, “hükûmetin başı” diye bahsetti. Maraş Katliamı sırasında yaptığı, “Bana, ‘Sağcılar ve milliyetçiler cinayet işliyor.’ dedirtemezsiniz.” açıklaması büyük tepki çekti.[24] 1 Şubat 1979’da hükûmeti, “Dünyanın hiçbir ülkesinde zimmetinde 1200 ölü, %70 enflasyon, itibarsızlık, zulüm, işkence, adaletsiz ve merhametsiz partizanlık bulunan böyle bir hükûmet bir gün dahi ayakta duramaz. Hırsı boyunu aşmış bir kadro, idareyi gasbetti.” şeklinde tanımladı. 21 Şubat 1979’da Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e, sıkıyönetimin uzatılmasına karşı olduklarını açıkladı.
ABD ambargosunun getirdiği sıkıntılar, enflasyon ve tırmanan anarşi ve terör, Ecevit iktidarının halkın nezdinde güven kaybetmesine neden oldu. 14 Ekim 1979 ara seçimlerinde sol grupların da boykot etmesiyle oyları gerileyen CHP iktidardan çekildi. Büyük bir farkla seçimleri kazanan AP’nin lideri Demirel, önceki Milliyetçi Cephe hükûmetlerinin yarattığı olumsuz hava nedeniyle hükûmetini dışarıdan desteklenen bir azınlık hükûmeti olarak kurdu. Kasım 1979’da MHP ve MSP’nin dışarıdan desteğiyle kurulan 6. Demirel hükûmetiyle tekrar başbakan olan Demirel, 12 Eylül 1980 Darbesi’ne kadar görevini sürdürdü.
Demirel, bu dönemdeki başbakanlıkları sırasında 268 imam hatip okulu açtı. En çok imam hatip okulu açan siyasilerden biri oldu.
Ülkenin büyük boyutlara varan iktisadi sorunları karşısında, kredi veren uluslararası kurumların önerdiği önlemleri (24 Ocak Kararları) uygulamak durumunda kaldı. Bu sırada başbakanlık müsteşarlığına Turgut Özal’ı getirdi. 24 Ocak 1980, Türkiye’nin liberal ekonomiye geçişinde tam bir dönüm noktası oldu.
12 Eylül Darbesi
Ana madde: 12 Eylül Darbesi
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve kuvvet komutanlarının 1979 yılının son günlerinde cumhurbaşkanına verdikleri “uyarı mektubu”ndan (27 Aralık Muhtırası) sonra askerî darbenin beklenir duruma gelmesine karşın ana muhalefet partisi başkanı Bülent Ecevit ile tırmanan teröre (Ölü sayısı her geçen gün artıyor; eski tekel bakanı MHP’li Gün Sazak, eski başbakan Nihat Erim, Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler gibi önemli kişilikler de suikastlarla öldürülüyordu.) karşı ortak bir çözüm üzerinde anlaşmaktan kaçındı. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün süresini doldurarak görevinden ayrılmasından (Nisan 1980) sonra ortaya çıkan cumhurbaşkanı seçim sorununun çözülmesini geciktirdi. 12 Eylül 1980’e kadar cumhurbaşkanı seçilemedi.
12 Eylül 1980 tarihinde yapılan askerî darbe ile başbakanlığı sona erdi ve Hamzakoy’da (Gelibolu) yaklaşık bir ay gözetim altında tutuldu (13 Eylül-11 Ekim 1980). Partisi 16 Ekim 1981’de kapatılıncaya kadar başkanlıktan ayrılmadı. 7 Kasım 1982 halk oylamasında kabul edilen 1982 Anayasası’nın geçici 4. maddesi ile 10 yıl siyaset yasaklıları kapsamına alındı. Ancak partisinin eski yöneticileriyle bağlantılarını sürdürdü. Mayıs 1983’te siyasi partilerin kurulmasına izin verilmesinden sonra Demirel, “Tapulu arazime gecekondu yaptırmam.” diyerek ne askerî yönetimin Bülend Ulusu’ya kurdurmaya çalıştığı partiye ne Turgut Sunalp liderliğindeki Milliyetçi Demokrasi Partisine ne de Turgut Özal liderliğindeki Anavatan Partisine (ANAP) destek verdi.[26] 20 Mayıs 1983’te AP’nin devamı olarak Büyük Türkiye Partisi (BTP) kuruldu. Ancak 31 Mayıs 1983’te AP’nin devamı olduğu gerekçesiyle Millî Güvenlik Konseyi tarafından kapatıldı. Demirel de siyaset yasağını çiğnediği gerekçesiyle bazı CHP ve AP’lilerle birlikte bir süre Çanakkale, Zincirbozan’da dört ay zorunlu ikamete tabi tutuldu. Doğru Yol Partisi (DYP) kurulunca onu destekledi. 6 Eylül 1987’deki halk oylaması sonucunda siyaset yasağı kalkan (%50,16 ile) Demirel, DYP’nin o tarihteki genel başkanı Hüsamettin Cindoruk’un istifası ile 24 Eylül 1987’de DYP’nin genel başkanlığına seçildi. 29 Kasım 1987 seçimlerinde Isparta’dan milletvekili seçilerek TBMM’ye girdi. 1988 ve 1990 yıllarında yapılan büyük kongrelerde DYP genel başkanlığına yeniden seçildi. Bu dönemde, 24 Ocak Kararları’nı beraber hazırladığı Turgut Özal’a karşı sert bir muhalefet yürüttü.
Son başbakanlığı
Eski Yunanistan Başbakanı Konstantin Miçotakis ve Başbakan Süleyman Demirel Dünya Ekonomik Forumu’nda, 1992
20 Ekim 1991 genel seçimlerinde DYP oyların yüzde 27’sini alarak çıkardığı 178 milletvekiliyle TBMM’de birinci parti durumuna gelince Demirel, hükûmeti kurmakla görevlendirildi. 20 Kasım 1991’de Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) ile bir koalisyon hükûmeti kurdu.
Bu dönemde Cumhurbaşkanı Turgut Özal’la Süleyman Demirel hükûmeti arasındaki yetki çatışması uzun süre siyaset gündemini belirledi ve parlamenter sistemde cumhurbaşkanının konumuyla ilgili bir sistem tartışmasına yol açtı. DYP-SHP hükûmetinin demokratikleşme yolunda attığı en önemli adımlar; “Kürt realitesinin tanındığının” açıklanması,[27] Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi, 27 Mayıs 1960’tan sonra kapatılan Demokrat Parti ile 12 Eylül’den sonra kapatılan siyasi partilerin açılması ve sendikal özgürlüklerle ilgili bazı uluslararası sözleşmelerin onaylanması oldu.
Süleyman Demirel’in başbakanlığı döneminde DYP-SHP hükûmeti, enflasyon konusunda söz verdiği başarıyı gösterememekle birlikte ekonomik büyümeyi canlandırmakta ve ücretlilerin reel gelirlerini artırmakta bir ölçüde başarılı oldu. 1992 yılında herhangi bir sosyal güvencesi olmayan vatandaşların sağlık giderlerini karşılamak için “Yeşil Kart” uygulaması başlatıldı.[28] 1987 yılında başlatılan, emeklilikte belirli bir süre prim ödeme ve belirli bir süre sigortalı olma şartının yanında üçüncü bir şart olarak da belirli bir yaşı tamamlama şartı uygulaması Demirel döneminde değiştirildi. 1992 yılında çıkarılan 3774 sayılı Kanun’la emeklilikte “yaş” şartı tamamen kaldırıldı, böylece kadınlar 38 ve erkekler 43 yaşında emeklilik hakkı elde etti.[
Büyük kentlerdeki aşırı sol terör eylemlerinin denetim altına alınmasında da ilerleme sağlandı. Buna karşılık laiklik yanlısı gazeteci, araştırmacı ve yazar Uğur Mumcu’nun 24 Ocak 1993’te bombalı bir suikast sonucunda öldürülmesi, hükûmetin radikal İslamcı terör karşısındaki duyarlılığının sınanmasına yol açtı. Mumcu’nun ailesini taziye sırasında Demirel, “suikastın aydınlatılacağını, bunun devletin namus borcu olduğunu” ifade etti ancak failler bulunamadı.[30] Türkiye’yi sarsan bir diğer ölüm ise Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in ölümü oldu. Bitlis’in ölümünün kaza mı suikast mı olduğu uzun süre tartışıldı.
Koalisyonun iki ortağı da geçmişte Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde olağanüstü hâlin ve koruculuk sisteminin kaldırılmasını, Çekiç Güç’ün görevine son verilmesini savundukları hâlde DYP-SHP hükûmeti bu uygulamaları sürdürdü.
Cumhurbaşkanlığı (1993-2000)
Haydar Aliyev ve Süleyman Demirel, Azerbaycan posta pulu, 2013
Süleyman Demirel, resmî ziyaret kapsamında Türkiye’de bulunan ABD Başkanı Bill Clinton ile Çankaya Köşkü’nde, 15 Kasım 1999
17 Nisan 1993 tarihinde 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, kalp ve koroner yetmezliğine bağlı tansiyon düşmesi sonucunda yaşamını yitirdi. Süleyman Demirel 4 Mayıs tarihinde, Turgut Özal’ın beklenmeyen ölümüyle boşalan cumhurbaşkanlığına adaylığını ilan etti. 8 Mayıs günü TBMM’de yapılan seçimin ilk turunda Demirel 234 oyda kalarak yeterli çoğunluğu sağlayamadı. İkinci turda Demirel 225, öteki partilerin adayları Kamran İnan (ANAP) 95, Lütfi Doğan (RP) 49, İsmail Cem (CHP) 25 oy aldı. 16 Mayıs’taki üçüncü turda Doğru Yol Partisi dışında koalisyon ortağı Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) desteğiyle 244 oy olan Demirel, Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı olarak seçildi.
Cumhurbaşkanı olduktan bir buçuk ay sonra 2 Temmuz 1993 günü Sivas Katliamı yaşandı. 35 kişinin yanarak veya yangın dumanıyla boğularak öldüğü katliamın önlenememesi ve olaydan sonra yaptığı, “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş… Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır… Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır.” açıklaması tepki çekti.
Mart 1995’te Azerbaycan’da Haydar Aliyev’e karşı gerçekleştirilen darbe girişimini önceden haber alıp Aliyev’i bilgilendirdi.
18 Mayıs 1996 tarihinde İzmit’te katıldığı bir alışveriş merkezinin temel atma töreni sırasında İbrahim Gümrükçüoğlu adlı bir eylemcinin ateşli silahla düzenlediği suikast girişiminden yara almadan kurtuldu. Saldırıda, silahını ateşlemek üzere çıkaran İbrahim Gümrükçüoğlu’nun üzerine atlayan koruma müdürü Şükrü Çukurlu kolundan, bir gazeteci ise ayağından yaralandı.
28 Şubat Süreci olarak bilinen dönemde bazı çevrelerce Refahyol Hükûmetine karşı oluşan cephenin başaktörü olmakla itham edilirken[33] bazı çevrelerce de gerginliği yumuşatarak bir darbeyi engellediği öne sürüldü.[34] Bu süreçten sonra Refah ve Doğru Yol Partisi arasındaki protokole binaen Erbakan’ın başbakanlıktan istifade edip görevi Tansu Çiller’e devretmesini kabul etmedi. Hükûmet kurma görevini Mesut Yılmaz’a verdi. Buna RP, DYP, BBP karşı çıksa da kararından dönmedi.[35]
1997 yılında Fethullah Gülen’in onursal başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının düzenlediği organizasyona katıldı, Fethullah Gülen’in elinden “Devlet Adamı Ulusal Uzlaşma Ödülü”nü aldı.[36]
Görev süresinin bitimine doğru cumhurbaşkanlığı süresinin beş yıl daha uzatılmasını öngören T.C. Anayasası’nın 101. maddesi ilgili değişiklik teklifi, 5 Nisan 2000 tarihinde TBMM Genel Kurulunda reddedildi.[37] TBMM’de 351 sandalyesi bulunan koalisyon ortakları Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisinin liderlerinin mutabakat açıklamalarına karşın bir kişinin beşer yıllığına iki kez cumhurbaşkanı olabilmesini öngören anayasa değişiklik teklifine verilen oyların 303’te kalmasıyla Demirel köşke veda etmek zorunda kaldı. 16 Mayıs 2000 tarihinde görevini Ahmet Necdet Sezer’e devretmiştir.
Eşi Nazmiye Demirel, Alzheimer tedavisi gördüğü hastanede 27 Mayıs 2013’te yaşamını yitirdi.
Demirel’in, memurluktan cumhurbaşkanlığının sona erdiği döneme kadar geçen sürede kullandığı eşyalarının sergilendiği “Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi” Isparta’da 26 Ekim 2014 tarihinde açıldı.
Ölümü
Vikihaber’de bu konuyla ilgili haber var:
Süleyman Demirel 90 yaşında hayatını kaybetti
13 Mayıs 2015 tarihinde böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve akut solunum yolları enfeksiyonu sebebiyle Güven Hastanesine yatırılan Demirel, 17 Haziran 2015 günü saat 02.05’te solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle aynı hastanede öldü. 19 Haziran 2015’te Türkiye Büyük Millet Meclisindeki devlet töreni ile Kocatepe Camisi’ndeki dinî törenden sonra Demirel’in naaşı memleketi Isparta’ya götürüldü. Naaşı ertesi gün memleketi Isparta, İslamköy’deki anıt mezar olarak tahsis edilen yerde toprağa verildi.[6][7] 2019’da Süleyman Demirel Anıt Mezarı tamamlanarak ziyarete açıldı.
Ödülleri
1993: Polonya Beyaz Kartal Nişanı
1994: Hırvatistan Kral Tomislav Grand Madalyası, Zagreb
1996: İtalya Liyakat Nişanı
1997: Estonya Terra Mariana Haç Nişanı
1997: Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Devlet Adamı Ulusal Uzlaşma Ödülü (Fethullah Gülen’in elinden)
1999: Romanya Romanya Yıldız Nişanı
1999: Gürcistan Altın Post
2000: Almanya Liyakat Nişanı
Notlar
Siyasi kariyeri boyunca; çocukluk yıllarında çobanlık yaptığı için “Çoban Sülü”, 1950’li yıllardaki Devlet Su İşlerindeki çalışmaları için “Barajlar Kralı”,[39] 1960’ların başlarında çalıştığı Amerikalı Morrison Knudsen adlı mühendislik firması nedeniyle “Morrison Süleyman”,[40] 12 Eylül Darbesi sonrasında siyasi yasaklı olduğu dönemde “Bir Bilen”[41] gibi lakaplarla anılmıştır.
Popüler kültürdeki yeri
Fikret Kızılok, “Yadigâr” (1995) albümündeki “Demirbaş” şarkısıyla, Süleyman Demirel’in siyaset sahnesinden uzaklaşamamasını esprili bir dille anlatmıştır. Barış Manço’nun 1992 tarihli “Mega Manço” albümünün hit şarkılarından biri olan “Süleyman”, yine bir Süleyman Demirel taşlamasıydı. Demirel 2007 yapımı “Zincirbozan” filminde Haldun Boysan tarafından canlandırılmıştır. Cem Karaca’nın “Raptiye” eserinde de Demirel’e göndermeler vardır.[42] Ayrıca Demirel “Cumhurbaşkanı Öteki Türkiye’de” filminde de konuk oyuncu olarak yer almıştır.
TRT 1’de yayınlanmış olan Kıbrıs: Zafere Doğru dizisinde kendisini Nejmi Aykar canlandırmıştır.
Adının verildiği yerler
Süleyman Demirel’in adı memleketi Isparta’da yapılan bir havalimanına, bir üniversiteye ve çok sayıda okula verildi. Bunların bir kısmı:
Afyon Süleyman Demirel Fen Lisesi
Adana Süleyman Demirel Bulvarı
Erciyes Üniversitesi Süleyman Demirel Kapalı Spor Salonu
Isparta Süleyman Demirel Havalimanı[43]
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Süleyman Demirel Konferans Salonu
Isparta Süleyman Demirel Bulvarı
Isparta Süleyman Demirel Fen Lisesi
Kırıkkale Süleyman Demirel Anadolu Lisesi
Süleyman Demirel Üniversitesi[44]
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi
Tiflis Özel Demirel Koleji
İstanbul Kartal Süleyman Demirel Anadolu Lisesi[45]
İstanbul Teknik Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi[46]
İzmir Karşıyaka Emlakbank Süleyman Demirel Anadolu Lisesi[47]
İzmir Bornova Süleyman Demirel Çok Programlı Lisesi[48]
Şırnak Silopi Süleyman Demirel İlkokulu[49]
Hatay Dörtyol Süleyman Demirel Anadolu Lisesi[50]
Ankara Sincan Süleyman Demirel Anadolu Lisesi[51]
Kahramanmaraş Süleyman Demirel Fen Lisesi
Edirne Süleyman Demirel Fen Lisesi
Kahramanmaraş Süleyman Demirel İlkokulu
Isparta Keçiborlu Süleyman Demirel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi[52]
Isparta Süleyman Demirel Eğitim Kompleksi
Çankırı Süleyman Demirel Fen Lisesi
Aydın Efeler Süleyman Demirel Anadolu Lisesi[53]
Zonguldak Kdz. Ereğli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel İmam Hatip Ortaokulu
Zonguldak Kdz. Ereğli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Ortaokulu
Gebze Süleyman Demirel Anadolu Lisesi
Giresun Espiye Süleyman Demirel İlkokulu
Konuyla ilgili eserler
Bora, Tanıl (2023). Demirel (Türkçe). İletişim Yayınları.
İlgili sayfalar
Güniz Sokak
Kaynakça
^ “Arşivlenmiş kopya”. 3 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2021.
^ “TBMM Albümü 3. Cilt (1983-2010)” (PDF). TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü. 20 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF).
^ “Arşivlenmiş kopya”. 17 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2015.
^ “Arşivlenmiş kopya”. 30 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mayıs 2013.
^ “TC Dışişleri bakanlığı resmî sitesi”. 17 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2013.
^ a b “9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel vefat etti”. NTV. 17 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2015.
^ a b “Süleyman Demirel için bugünden itibaren 3 gün ulusal yas ilan edildi”. NTV. 17 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2015.
^ “Arşivlenmiş kopya”. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
^ “Arşivlenmiş kopya”. 13 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
^ “Arşivlenmiş kopya”. 26 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Temmuz 2011.
^ Liderlerin Arkasındaki Kadınlar 22 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Milliyet, 7 Ekim 1987
^ Siyaset’in Zirvesinde 30 Yıl 22 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Milliyet, 17 Mayıs 1993.
^ Bülent Arınç Erbakan Hoca’sının Yüzüne Nasıl Bakacak? 4 Kasım 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Odatv, 12/11/2008.
^ “Demirel, Ezici Bir Farkla Başkan Oldu”. Milliyet Gazetesi, Haftasonu ilavesi. 30 Kasım 1964. s. 7.
^ “Demirel’in Babası Belediye Başkanı Oldu”. Miliyet Gazetesi. 20 Temmuz 1965. s. 1.
^ Demirel 1966’da neden cumhurbaşkanı olmadı? 5 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., İsmet Berkan, Radikal, 22 Aralık 2006.
^ Çavuşoğlu, Hüseyin (2009). “Türk Siyasi Hayatında Merkez Sağ Çizginin Tarihi”. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 2 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2013.
^ “27 Mayıs Darbesi Sonrası Celal Bayar ve Eski Demokrat Partililerin Türk Siyasi Hayatına Etkileri” (PDF). 9 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2013.
^ “Devalüasyon Uygulamalarinin Diş Ticarete Etkileri”. 13 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Nisan 2013.
^ “27 Mayıs’tan 12 Mart’a Adalet Partisi ve Türkiye 20 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.”, acikerisimarsiv.selcuk.edu.tr
^ Millî Görüş neden doğdu? 4 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Murat Cop, ntvmsnbc, 24 Nisan 2011
^ “12 Eylül Belgeseli 1. Bölüm: Renklerin Çatışması”. 19 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2021.
^ Yahya Demirel hayatını kaybetti! 12 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Vatan 8 Kasım 2012.
^ “Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 26 Aralık 1978”. 26 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
^ “Dünden Bugüne İmam Hatip Liseleri”. 20 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2021.
^ “Merkez Sağda 27 Mayıs ve 12 Eylül Sonrası Partileşme” (PDF). 13 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Ağustos 2013.
^ Demirel’in ‘Kürt realitesi’ ile Erdoğan’ın ‘Kürt sorunu’ 5 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Fikret Bila, Milliyet, 17 Ağustos 2005.
^ “Yeşil Kart”a dokunmayın! 5 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Prof. Dr. Şükrü Hatun, ttb.org.tr.
^ Yaşı bekleyenlere bir defalık emeklilik hakkı gelir mi? 9 Şubat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., alitezel.com
^ “28 Şubat belgeseli – 1. Bölüm”. 9 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2021.
^ Demirel rahat ilk turda:234 1 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Milliyet, 9 Mayıs 1993.
^ Çiller, Bakü darbesine karıştı mı? 20 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Sedat Ergin, Hürriyet.
^ Arınç Demirel’i hedef aldı: 28 Şubat’ın başaktörü 5 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., ulusalkanal.com.tr,
^ Ilıcak: Demirel daha sıcak bir darbeyi engelledi, Radikal, 28 Haziran 2012
^ “Refahyol Hükümeti’nin İstifası ve Demirel Hakkındaki Basın Açıklaması”. 20 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2021.
^ “Süleyman Demirel-Fethullah Gülen”. 20 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2021.
^ “Hürriyet Almanak 2000”. 19 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2011.
^ “Arşivlenmiş kopya”. 27 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2014.
^ “‘Barajlar Kralı’ Sıfatı Bana Ait-haberler.com”. 11 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2011.
^ “arsiv.sol.org.tr”. 4 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2011.
^ “cihandergi.com”. 5 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2011.
^ Sabancı, Genco (2006). Bir ceviz ağacı: Cem Karaca. 1 Mayıs’in devrimcisi, isçinin tamirci çırağı. İstanbul: Akis Kitap. s. 189. ISBN 9799759129650.
^ “Isparta Süleyman Demirel Havalimanı”. 15 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2013.
^ “Süleyman Demirel Üniversitesi”. 24 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2013.
^ “Süleyman Demirel Anadolu Lisesi”. 16 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2013.
^ “İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi (SDKM)”. 22 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2020.
^ Emlakbank Süleyman Demirel Anadolu Lisesi
^ “İzmir, Bornova, Süleyman Demirel Çok Programlı Lisesi”. 28 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2013.
^ “Silopi Süleyman Demirel İlköğretim Okulu”. 30 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2013.
^ Dörtyol Süleyman Demirel Anadolu Lisesi
^ Sincan Süleyman Demirel Anadolu Lisesi
^ “Süleyman Demirel Teknik Lise ve Çok Programlı Lisesi”. 18 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2013.
^ “Efeler-Süleyman Demirel Anadolu Lisesi”. 12 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2014.