Kıbrıs’da “Türk Toplumu”ndan “KKTC”ye

48

20. Temmuz 1974 tarihi, Kıbrıs’ta Türklerin yok edilmesinin engellendiği, insan haklarının en önemlisi olan bir toplumun yaşama hakkının elde edildiği gurur ve şeref günüdür.

Zaferin 44.üncü Yıldönümü’nde, Türk toplumu ifadesini çoktan aşan KKTC’yi korumak ve ona sahip çıkmak kendini Türk olarak hisseden herkesin görevidir. Kıbrıs Barış Harekâtı milletlerarası anlaşmalara uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Yıllardır Türklere yönelen baskı, etnik temizlik ve katliamlar artık geride kalmıştır. Ancak toplu mezarlar hâlâ göz önündedir. Rum tarafı Kıbrıs’ın yakın tarihini 20 Temmuz ile başlatsa da; geçmişe Türklere yapılan saldırılar ve katliamlar göz ardı edilemez. Rum tarafının ve onun fanatik ırkçı, ilkel ve bazı dini gerekçelerle destekçilerinin oyunları 20. Temmuz Barış Harekâtı ile bozulmuştur.

Bütün bunlar ve Türkleri yok etme, yok sayma çabaları bugünde sürmektedir. Rum ve Yunanistan ideallerinden vazgeçmiş değildir. “Kıbrıs Kıbrıslılarındır” sloganıyla KKTC’deki Türkleri devşirmeye çalışanlar, “Kıbrıslılık” kimliğini öne sürenler, “birleşmiş Kıbrıs” tezi ile Türkleri ikinci sınıf vatandaş ve uşak yapmak isteyenler, mallarına ve mülklerine göz dikenler, onları Adadan kovmak peşinde olanlar, Enosis yani Yunanistan’a bağlanma peşindekiler, bazı Türklere çeşitli menfaatler sağlama gayretinde olup AB vatandaşlığı oyununu oynayanlar, dün aslında lehlerine olan Annan Planına, daha doğrusu Annan tuzağına bile hayır demişlerdi. Maalesef Türkiye’den giden millî davayı içlerine sindirememiş bazı siyasiler ve bazı iktidar mensuplarımız bile Referandum öncesi Rum tezleri lehinde olan bu planın propagandasını yapmışlardı. Bu ayıp unutulamaz.

20. Temmuz rahmetli Ecevit’in de belirttiği gibi, sadece Türklere değil, Rumlara da faydalar sağlamıştır. Harekât, Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı olan darbeyi ve Kıbrıs’ta kamu düzeninin bozulmasını önlemiştir.

Masa başı tavizler almaya alışık olan küstah Rum tarafı ve onların ekonomik çıkar ortağı bazı Batılı çevreler ve ülkeler, hiçbir zaman niyetlerinden caymış değillerdir. Utanmadan ve sıkılmadan her milletlerarası sorunun çözümünde önümüze Kıbrıs’ta taviz talebini koymuşlardır.

Bizim Türkiye ve KKTC olarak yaptığımız yanlış; düşmanlıkları kolay unutmak, Rumlar gibi kin gütmemek olmuştur. Genç nesillere tarihi gerçekleri, Kıbrıs’ta olup bitenleri yeterince aktaramamış olmamız, genç nesilleri boşlukta bırakmış, arayışa itmiş ve bazılarını pembe hayallere itmiştir. Bu sorumsuzluk affedilir gibi değildir.

20. Temmuz Barış Harekâtı’nın 44.üncü Yıldönümü’nde, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’i, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ı, KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı, Türklüğün gurur kaynağı, değerli devlet adamı Rauf Denktaş’ı, Fazıl Küçük’ü, Barış Harekâtı’nda görev yapan komutan ve askerlerimizi, aziz şehitlerimizi, Kıbrıs Türkünün yiğit mücahitlerini (TMT) saygı ve rahmetle anarız. Hayatta olanlara sağlıklı ve hayırlı ömürler dileriz.

Kıbrıs’ta Türklerin egemenlik ve yaşama haklarına saygı, aynı zamanda demokrasiye ve insan haklarına saygıdır.

Ne Mutlu Türküm Diyene!

 

 

Önceki İçerikMeral Akşener’in Olağanüstü Kurultay Kararı
Sonraki İçerikBabam Cemil Meriç:
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)