Kavala ve Yunanlara Dair Notlarım

214

Yunanistan gezimize dair bu üçüncü ve son yazım olacak. En son ziyaret ettiğimiz Kavala’yı ve Yunanlara dair tespitlerimi bu son bölüme bıraktım.

KAVALA: Yunanistan’ın Türkiye’ye en yakın illerinden biri olan KAVALA Osmanlı döneminde Balkanların en önemli şehirlerinden biri idi. Halen küçük ama çok güzel bir sahil şehri.

Kavala şehir girişine bir Kıbrıs haritasının yer aldığı büyükçe bir tabela konulmuş. Bu haritanın KKTC bölümü kanlı bir şekilde çizilmiş ve “Kıbrıs’ı Hatırla!” (Unutma!) ibaresi yer alıyor. 1973 Türk çıkartması sırasında Kuzey Kıbrıs’ta ölen Yunan askerlerinin büyük çoğunluğu Kavalalı imiş. Halen burada erkek nüfus yüzde 20 mertebesinde imiş. (Muhtemelen AB üyeliğinden sonra erkek işgücünün Avrupa’ya göçünün de tesiriyle böyle olmuştur sanıyorum.)

Kavala küçük bir köy iken, stratejik konumu sebebiyle, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle köye uzak dağlardan su getiren kanallar yaptırılmış. Saraçhanedekilerin benzeri su kemerleriyle su getirildikten sonra şehirleşme başlamış. Mimari ve estetik açıdan çok değerli olan su kemerleri halen bütün ihtişamı ile ayakta.

1923 yılında yapılan nüfus mübadelesinde Kavala’dan 43.500 Türk ve Müslüman mübadil Türkiye’ye gönderilmiş.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa (1769- 1849) burada doğmuş. Osmanlı İmparatorluğu’nun Mısır Valisi olan bu paşanın önce büyük hizmetleri oldu. Vahhabi ve Mora isyanlarını bastırdı. Fakat beklentileri karşılanmayınca isyan etti. Osmanlı ordusunu yenerek Mısır’dan Kütahya’ya kadar toprakları ele geçirdi. İngiltere, Fransa ve Rusya’nın araya girmesiyle geri çekildi. Mısır Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve soyundan gelenlere bırakıldı.

“Düşmanımın düşmanı dostumdur” diye düşünen Yunanistan, Osmanlı’ya isyan edip kök söktüren, Kavalalı’nın doğduğu evi restore ettirmiş ve önüne at üstünde heykelini kondurmuş.

Kavala’nın en büyük camisi olan Pargalı İbrahim Paşa Camisi 1926’da Ortodoks Kilisesine dönüştürülmüş. Minaresini kısaltıp çan kulesine çevirmişler. Yapının dış duvarlarının bir kısmını kapatacak şekilde renkli mozaikten bir resimli tablo koymuşlar. Ve Aziz Nikolai Kilisesi adını vermişler. Osmanlı eseri Şifahaneyi de otele çevirmişler.

Eski Bakanlardan Bülent Akarcalı’ya göre, “Yunanistan 4 binin üzerinde Osmanlı eserini yok etti.”

****

Meşhur Kavala kurabiyelerini satan dükkanlarda Türkçe tabelalar da var. Kurabiyenin tarihçesi hakkında Türkçe bilgi verilmesi ve “helal sertifikalı kurabiye burada satılır” notlarının olması dikkat çekici idi. 

****

Kavala’dan İpsala sınır kapısına doğru giderken yolda PORTO LAGOS denilen bir yere uğradık.Biri göl kenarında bir diğeri ise göl içinde yapılmış olan ve göl üzerine yapılmış tahta köprü üzerinden yürüyerek ulaşılan küçük kiliseleri ve çevrenin manzarası ile ilginç, uğramaya değer güzellikte bir turistik merkez. 

*****************************

Yunanlar

Yunanlar ile Türklerin belli davranış biçimlerinde benzerlikler var. Bunu ister sıcakkanlı Akdenizli olmakla açıklayın, isterseniz Kaan Arslanoğlu’nun yazdığı gibi akraba olduğumuza inanın.

Kaan Arslanoğlu’na göre “Yunanca Türkçe’den türedi. Çünkü o topraklarda Helen’den önce Pelasg (Balak) vardı. Pelasglar Türkik Sakaların bir koluydu. Yunanistan’da da önce onlar vardı, aslında onlardan önce de başka Turanlılar vardı.”

“Yunanca Türkçeden türeme, çünkü önce Turan dili vardı. Aslında Helen diye de bir şey yok büyük olasılıkla, onlar da Turanlıdır bence. Helen ismi de Türkçe ‘kalık’ (halk)dan gelir (A. Atabek).”

Uzaktan akraba olmamız doğru mu bilmiyorum. Yunanlar içinde bizi sevmeyen de var, çok seven de. Bana çoğunluk ön yargısız gibi geldi. Ama Yunanistan devleti ülkede Türk eserleri ve Türkçeyi silme politikasını benimsemiş.

Yunanların da bizim gibi sıcak kanlı insanlar olduğu muhakkak. Fakat sanki bize nazaran çalışmayı daha az seven bir topluluk.

Yunanlar, bizden farklı olarak, öğle saatlerinde işi gücü bırakıp siesta tatili yapan, çok kazanmak ve biriktirmek kaygısı olmayan insanlar. Kazandığı gelirini ayın ilk on gününde “vur patlasın çal oynasın” tarzı eğlencelerde tüketen, evlerinde pek yemek yapılmayan bir toplum.

Yunanistan AB üyesi ve para birimi Euro. Normalde eskiden Avrupa’da Euro bazında gördüğümüz her şeyin fiyatı bize çok yüksek gelirdi. Fakat son zamanlarda yeme içme ve giyim kuşam konusunda Türkiye’deki fiyatlar Euro bazında Yunanistan’dan daha yüksek veya yakın seviyede. Yani Türkiye’de restoran ve kafelerdeki fiyatlar Euro bazında Yunanistan’dan aşağıda değil, hatta çoğu yerde fazla bile. Üstelik Yunanistan’da porsiyonlar bol kepçe, bizdekinin iki katına yakın.

Yunanistan’da turist olarak kazıklanmayacağınıza dair güven içinde oluyorsunuz. Çünkü denetim mekanizmaları çalışıyor. Benzer kalitedeki ürünlerin fiyatları hemen hemen her yerde aynı.

Atina’daki düzensizlik ile İstanbul’un belli bölgeleri çok benziyor. Sahil kentlerinde genellikle balkonlu evler tercih edilmiş. Komşuların evinden kolayca geçilebilecek tarzda yapılmış evlerde bile pencerelerde demir parmaklıklar ve benzeri güvenlik tedbirleri alınmamış. Son zamanlarda aldığı göçler (sığınmacılar) sebebiyle önceden güvenli olan şehirlerde hırsızlık vakaları artmaya başlamış.

Avrupa’nın en düşük doğum oranına sahip ülkelerinden biri olan Yunanistan’da doğum oranları 2011 ile 2021 yılları arasında yüzde 30 düşmüş.

AB üyesi olduktan sonra yüz binlerce genç Yunanistan’ı terk etmiş. Kalanların da birçoğu 30’lu yaşlarında aileleriyle yaşıyormuş.

Yunanistan ortak tarihimiz sebebiyle, güzellikleriyle ve hizmet sektörü ile gezmeye değer bir ülke. Keşke daha önce gezebilmiş olsaydım.

NOT: Gezimiz Joly Tur- Mayak Tur işbirliği ile düzenlenmişti. Rehberimiz Ceren Gülpınar Arslan’ın özverili, candan yaklaşımı ve katılımcıların çok olgun insanlar olması yüzünden sorunsuz, güzel ve verimli bir seyahat oldu. Hepsine teşekkür ediyorum.

Önceki İçerikEdebiyat
Sonraki İçerikNe Kavga Ama!
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.