Karne Hediyesi

126

022-2023 eğitim öğretim yılının ilk karne dönemi 20 Ocak
2023 günü sona erdi ve öğrenciler karnelerini aldılar. Kamuoyunu derinden
etkileyen ise karne haberi ise “et
hediyesi”
konusu oldu. Bir TV kanalında 21 Ocak 2023 günü bir haber yayınlandı.
Yayınlanan haberde, bir öğrencinin; “annem
karne hediyesi olarak et aldı”
sözleri ülke gündemine bomba gibi düştü.

Gözüküşte olay
vahimdi. Artık aileler uzun süredir et yiyemeyen çocuklarına, karne hediyesi
olarak et almaya başlamışlardı. Bir muhabirin kasapta bir öğrenciye sorduğu
soruya; küçük çocuğun “annem karne
hediyesi et aldı”
sözleri gerçekten yürek burkmuştu.

Ülkedeki hayat
pahalılığının, aileleri ne vahim duruma düşürdüğüne büyük örnek teşkil edecek
bu haber, derhal medyaya taşındı. Manşetlerde yer almaya başladı. Gerçekten de
kamuoyu bu durumdan çok etkilenmişti. Bu vahim olaya tercüman olan açıklamalar
yapıldı.

Fakat bu
durumu öğrenen çocuğun annesi, karne hediyesi olarak et alma gibi bir durumun
olmadığını söyledi. Fakir olmadıklarını,
Şişli’de yaşadıklarını, ev ve arabalarının bulunduğunu, Gelir durumlarının iyi
olduğunu,
muhabirin, kasıtlı olarak çocuğunu yönlendirdiğini, yalan
haberlerle siyasete alet edildiklerini açıkladı. Habere konu olan kasap da
ilgili ailenin sürekli müşterileri olduğunu ve o gün de normal olarak
kendilerinden alış veriş yapmaya geldiklerini açıkladı. İddianın gerçeği
yansıtmadığını belirtti.

Bu haberi
duyan bazı duyarlı muhabirler, olayın perde arkasını araştırmaya başladılar.
Çıkan sonuç çok vahim ve etik dışıydı. Muhabirin, kasıtlı olarak cevabı
öğrenciye tekrarlattıktan sonra, “soru
sorduğumda annem karne hediyesi olarak bana et aldı diyeceksin”
diye
tembihlediği ortaya çıktı. Hem de röportaj yapan muhabirin, kendi sesinden,
durumun senaryo olduğu, TV kanallarında yeniden yayımlandı. Tüm kamuoyu
tarafından izlendi.

Çelişkili
haberler üzerine, konuyu haber yapan TV kanalı, başlattığı inceleme neticesinde;
“muhabirlerinin haberde konuşan çocukla
gazetecilik ilke ve kurallarına aykırı olarak, çocuğa nasıl konuşacağına
ilişkin dikte edici ve yönlendirici nitelikte ön konuşma yaptığı ve çocuğun bu
yönlendirme doğrultusunda konuştuğu”
tespit edil.  Bu tespitin üzerine ilgili kanal, haberi yapan
muhabirin görevine son verildi.

Arkasından bu haberi kanallarına ve gazetelerine taşıyan
bazı kesimler de özür dileyerek yanıltıldıklarını ifade ettiler. Fakat bazı
haber kanallarından nedense hiç ses çıkmadı. Yalan da olsa haber işlerine
yaramıştı galiba. Oysa gerçeği kabullenmek de büyük bir erdemdir. Hem de
haberciliğin etik kurallarından biridir.  “Basın
etiği mi?”
Canım yeri geldiğinde, “etik”
sözcüğünü yine kimselere bırakmazlar böyleleri.

Görevine son verilen muhabirin yaptığı açıklama ise daha
vahimdir. “2017 yılından beri çalışmakta
olduğum Ciner Yayın Holding tarafından bugün itibariyle iş akdim feshedilmiş
bulunmaktadır. Pek çok gazeteci üstadımın geçmişte yaşayıp anlattığı hikâyeleri
ben de maalesef yaşamış bulunmaktayım. Daha çok etkileneceğimi düşünmüş olmama
rağmen şu aşamada vicdanım rahat; zira kendimden, yaptıklarımdan ve
gazeteciliğimden eminim…”

Keşke bu kötü haber ilk ve son olsaydı, bir istisna
olabilseydi. Şimdi akla gelen soru şu, dürüst ve vicdanlı olmayan sözde
muhabirlerin buna benzer haberleri ile bizler acaba ne kadar yanıltıldık? Bu
yalan ve abartılı haberlere inanarak birilerine; kızdık, öfkelendik. Belki de
düşman olduk. Sanırım bundan sonra haberler, daha temkinli karşılanacak, “acaba” sorusu bir nebze zihinleri
zorlayacaktır.

27 Mayıs 2022 tarih ve 216 karar no lu “Basın Ahlak
Esaslarına Dair Genel Kurul Kararları” nın 7. Maddesinde:

 (1) Bir kamu hizmeti olan gazetecilik,
kişisel veya ahlaka aykırı amaç ve çıkarlara alet edilemez ve kamu yararına aykırı
bir şekilde kullanılamaz
.

(2) Haberlerde ve
olayların yorumunda gerçeklerden saptırma, çarpıtma veya kısaltma yoluyla
amaçlı olarak ayrılınamaz.

(3) Haberler ve
yorumlar gerçeği gösterir, yanlış ya da yanıltıcı olamaz.

(4) Haber
başlıklarında, haberin içeriği saptırılamaz, yanıltıcı olunamaz ve çelişki yaratılamaz.

(5) Doğruluğu kuşku
uyandırabilen ve araştırılması gazetecilik imkânları içinde bulunan haberler,
araştırılıp doğruluğu ve görünürdeki gerçekliği teyit edilmeden yayınlanamaz.

Denilmektedir.

Dokuzuncu maddesindeki “Çocukların korunması” başlığında ise:

(2) Çocukların konu
edildikleri yayınlarda, çocukların üstün yararı gözetilir, onların sağlıklı ve
güvenli geleceği için her türlü hassasiyet göz önünde bulundurulur……

(3) Kamu yararı ile
çocuğun yararının karşılaştığı hallerde çocuğun üstün yararı esas alınır.

Denilmektedir.

 Görüleceği üzere,
yapılan bu haber, “Basın Ahlak Esaslarına  aykırı, halkın ve özellikle de çocukların
suiistimal edilmesine sebep bir haberdir.
Yani “basın ahlakı” yerle bir
edilmiş, bir minicik öğrenciye “yalan
söylemesi
” telkin edilerek kötü örnek sergilenmiştir.

Anne babalar başta olmak üzere, öğretmenler, yetişkinler,
sorumlular, etkili ve yetkili kişiler çocuklara örnek olmadığı sürece,
geleceğin ideal toplumunu asla oluşturamayız. Çünkü öğrenmenin en etkili bir
yolu da “örnek model” olmaktır.
Örnek alınan model dürüstse, güzel yaşantıları varsa çocuk bunu farkında
olmadan alıp içselleştirmektedir. Kötü örnekleri gördüğünde de aynısı
olmaktadır.

“Çocuğunuzu Kötü
Etmenin Yolları”
ya da “Yengeç
Kitabı”
nın yazarı C.G. Salzman,
yazdığı kitap için yengeçlerden etkilenmiştir. Kırda gezinti yaparken,
kendisini gören yavru yengeçlerin anneleriyle beraber geri geri kaçtıklarını
görünce, çocukların kötü alışkanlıkları ailelerinden nasıl öğrendiklerini
anlatan bir kitap yazmıştır. Salzman, ın örneklerinden sadece birisin konuyu
ilgilendirdiği için yazıma aldım:

Çocuğu
kandırırsanız, başkalarına yalan söylerseniz, suçlarını itiraf ettiklerinde
bile azarlarsanız çocuklarınızı yalana alıştırırsınız.”

Çocuk anne babasını ve diğer yetişkinleri, özellikle de
imrenip model aldıklarını taklit ederek sosyal yaşama alışır. Aile içinden ve
çevresinden seçtiği örnek kişi, bozuk kişilik yapısına sahipse, kötü davranış
şeklinin çocukta da görülme ihtimali yüksektir.

Anne-babanın ve biz yetişkinlerin iyi örnek olması çok
önemlidir. Bu yüzden büyüklerin, sözlerinden çok davranışlarıyla model olmaları
gerekir.

Bu gidişle galiba biz çocuklarda ders almaya başlayacağız.

Sevgiyle kalın…