İlm-i hâl

104

İlmihal’ olarak da anılan ve yazılan İlm-i Hal kelimesi, temel dinî bilgiler ihtiva eden kitapların
umûmî adıdır. Târihî kaynaklarda ilm-i hal kitaplarının yazılmasına onuncu
yüzyılda başlandığı belirtiliyor. İlm-i hal kitaplarında; îman, namaz, oruç,
helâl ve haram gibi konularda bilgi verilmektedir.

Ebu’l-Leys es-Semerkandî
(Semerkant- vefatı: 0906) tarafından telif edilip Kutbüttin İznikî (Niğde
?-vefatı İznik 1418) tarafından Türkçeye çevrilen ‘Mukaddime’ isimli eser, ilk Türkçe ilm-i hal kitabıdır.  Anadolu sâhasında yazılan ilk Türkçe ilm-i
hal, Birgivî (Balıkesir 1523-İzmir 1573) imzâsını taşır. 1562 yılında
yazılmıştır. ‘İlmihal’ adını taşıyan
ilk kitap 16. Yüzyılda yazıldığı tahmin edilen 
Mızraklı İlmihal’dir. Heyet
tarafından hazırlanan bu kitap, çok okunmuş, çok konuşulmuş ve çok
tartışılmıştır. Kim veya kimler tarafından yazıldığı bilinmeyen eser, 1844
yılında istinsah* edilmiş, Prof. Dr. İsmail Kara tarafından Türk alfabesi ile
yayına hazırlanmış, 2012 yılında yayımlanmıştır. Eserde: abdest, gusül,
teyemmüm, namaz, oruç, hac, peygamberlerin sıfatları, imanla ilgili hususlar,
meleklere ve kitaplara iman, Allah’ın sıfatları, elli dört farz,
iman-İslâm-ihlâs, küfür ve şirk gibi hususlar vardır. Günümüze gelinceye kadar
bir kısmı öncekilerin tekrarı mâhiyetinde olan 100’e yakın ilmihal kitabı
yayınlanmıştır.

Hâl böyle iken, merhum Seyyid
Ahmet Arvasî’nin ‘İlm-i Hâl’ adını
verdiği eserini yazması, üzerinde düşünülmesi ve hakkında inceleme yapılması
gereken bir hizmettir. Merhum Arvasî, derslerinde sohbetlerinde ve
makalelerinde, kitaplarında; dinleyeni-okuyanı tesiri altına almayı başaran
müstesna bir öğretici, kendi ifâdesiyle ‘terbiyeci’dir.
Bilgi hamûlesi son derece yüksek bir insandır. Edindiği bilgileri, mantık
süzgecinden geçirerek dinleyicisine-okuyucusuna sunması O’nu ‘dikkate değer bir insan’ ve ‘müstesna bir mütefekkir’ konumuna
yükseltmiştir. Hazırlamış olduğu İlm-i Hâl’in her sayfasında ve satırında bu
özellikleri görmek, bulmak mümkündür.

O, İslâmiyet’i ve ilm-i hâl
bilgilerini; Yunan Filozof Elatun (M.Ö. 428-M.Ö. 397); Tunus doğumlu mütefekkir
İbn Haldun (1332-1406); İtalyan mütefekkir Machiavelli (1369-1517): Fransız
sosyolog Frederic Le Play (1806-1882); Beynelmilel Komünist ideolog Karl Marks
(1818-1883); Alman Kültür Târihçisi Friedrich Nietzche (1844-1900);   Fransız Sosyolog Emil Durkheim (1858-1917)
gibi batılı ilim adamlarından iktibas edip eserlerine aldığı cümlelerle
karşılaştırmış, İslâm’ın ihtişamını ve erişilmez üstünlüğünü ispat etmiştir.  Diğer ilmihal kitapları da şüphesiz emek
ürünüdür, faydalıdır, değerlidir. Fakat İlm-i
Hâl
’in yeri başkadır. Çocuk eğitiminde göz önünde bulundurulacak
hususlardan, onlara ninni söyleyip, masal ve hikâye anlatılmasına kadar pek çok
tavsiyede bulunur. Sanatın, tiyatro ve sinemanın İslâmiyet’le uyumunu
belirtmeye çalışır. Bizatihi kendisi bir sa’at olan Kur’ân-ı Kerîm’i üstün bir
san’at anlayışı ile anlatır, sevdirir. Kadına bakışı, Mızraklı İlmihal’den çok
farklıdır.

Batılı ilim adamlarının;
pedagogların, mütefekkirlerin, kültür târihçileri ve sosyologların ilmini
İslâm’ın, ezel’i ve ebed’i kuşatan, yüce esas ve ölçülerine dayanarak tahlil
eder ve mükemmel bir terkibe ulaşarak okuyucuya sunar. Ulaştığı netice
müthiştir: ‘Batının ilmi, ancak İslâm’ın aydınlatıcı ışığı ile bir değer ifâde
etmektedir
. İslâm’dan uzaklaşan her ilim ise değer kaybına uğramaktadır.’    

Arvasî’nin çalışması, ilmihal
kavramını yeni bir târife kavuşturuyor: ‘Mücerret insanın yaratılışından ebediyetlere
doğru akışına kadar bütün sırları kurcalayan ilim
İlm-i
Hâl, başta insan olmak üzere, bütün mevcudata, bütün mahlûkata, bütün ruhlar
âlemine, meleklere, cinlere ve her şeye İslâm’ın getirdiği yepyeni bir bakış
tarzı demek… İlm-i Hâl bilmeyen, ne İslâm’ı bilir, ne de O’nun dünyâya ve
kâinata bakışını…
İlm-i Hâl Yüce Allah’ın Şanlı Peygamber’e
vahyettikleri… O’nun da bizlere tebliğ ettiği her şeydir
.’

İlm-i Hâl, zorlaştırarak değil, kolaylaştırarak, korkutarak
sevdirerek İslâmî bilgileri aslına tam sadakatle okuyucuya sunan bir eserdir. Duru
bir dil ve kolay anlaşılabilir ifâdelerle… Dini bilgileri kuru ve soğuk
cümlelerle, emir kipinde değil, kuşatıcı ifâdelerle zihinlere ve gönüllere
aktarır. Ülkenin kalkınmasından, sanayi hamlesinden, ekonomisinden, çocuk eğitiminden,
insanın sanatla huzur bulmasından, çocuklar için sinema ve tiyatroların
yazılması ve oluşturulmasından, prematüre doğan çocuklar için yapılması gerekenden,
ülkenin nüfus planlamasından, kadınların ilim öğrenmesinden ve kadınların her
alanda çalışmasına kadar güncel konuları ele alıyor.

Özellikle Doğu ve Batının eğitim
ilminde uzmanlaşmış ilim adamlarının, sosyologlarının, felsefecilerinin, din
adamlarının, fikir insanlarının görüşlerinden faydalanması okuyucuya yeni ve
engin ufuklar açıyor.  Söyleyen ve yazan
kim olursa olsun, doğru, iyi ve güzel  her ne varsa, İslâm ile yoğurup eseri ile
aydınlanmaya hasret dimağları zenginleştiriyor. 

İlm-i
Hâl’de yer alan mevzulardan bazılarının başlıkları:  

Allah, Tevhid ve Tasavvuf, Varlık Âlemi,
Allah’ın İsimleri, Yaratılmışlar Âlemi, Âlem-i Halk, Sidret’ül- Müntehâ, Âlem-i
Emr, Mâsiva, Ruh, Ruhlar, Bedenlerden Önce Yaratıldı, Şanlı Peygamberimizin
Yüce Ruhu, Kâinatın ve Dünya’nın Yaratılması, Yer ve Gökler Bizim İçin
Yaratıldı, Hayat, Hayat Nasıl Başladı?, İnsanın Yaratılması ve İslâm, Hazreti
Âdem’in Yüce Ruhu, İnsanın Kaabiliyeti, İslâm’a Göre İnsanın Tabiatı, İnsan
Türü, Irklar ve Kavimler, İslâm’da Ruhbanlık Yoktur, İslâm Âlemşümul Bir Dâvettir,
İnsanın Doğumundan Önceki Safha, Doğum Öncesi Büyüme, Tekamül, Doğum, Bebeğin
Cinsiyeti ve Adı, Akika Kurbanı, Kız Çocukları Konusunda Allah’ın Emri, Yeni
Doğmuş Kız ve Erkek Bebekler, Prematüre (Erken Doğum), Birden Fazla Doğumlar,
İkizler, Öz Kardeşler, Üvey Kardeşler, Süt Kardeşliği, Kan Kardeşliği,   İlk Çocukluk Safhası, Ana Okulları ve İslâm,
Terbiyede Cezâ ve Mükâfatın Değeri, İkinci Çocukluk Safhası ve İslâm, Çocuk
Kitapları, Çocuk Filmleri ve Tiyatrosu, Vücud Temizliği, Spor ve Oyun, İş ve
Çıraklık Terbiyesi, Din Bilgisi ve Kur’ân-ı Kerim Öğrenme, Sofra Âdâbı, Ana-Baba
ve Çocuk Münâsebetleri, Çocuklarının Sünneti, Büyüme ve Gelişmenin Kanunları,
Mükelleflik Safhası, Ergenlik ve Bulûğ Safhası, Önce İman, İman ve İslâm,
İmanın Açıklanması, Âmentü, İman Konusunda Birkaç Açıklama, İmanın Şartları,
Allah’a İman, Beşer İdraki ve Allah, Sahte Tanrılar ve Allah, Meleklere İman, Cinler,
Melek Değildir, Kitaplara İman, Kur’ân-ı Kerîm Okumak, Tilâvet Secdesi, Şükür
Secdesi, Kurtuluş Kur’ân-ı Kerîm’de, Peygamberlere İman, Şanlı Peygamberimizin
Ahlâkı, Diğer Peygamberler, Ashab-ı Kiram, Ehl-i Beyt, Oniki İmam Meselesi,
Alevî ve Sünnî Kelimeleri, Âhiret Gününe İman Etmek, Kadere İman Etmek, Ameller
ve Kader, Determinizm ve Volontarizm, Külli İrâde, Cüz’î İrâde ve Kur’ân-ı
Kerîm, İnsanın İrâdesi, Levh-i Mahfuz, İslâmiyet’i Doğru Öğrenmek ve Yaşamak, İçtihad,
 Mezhebler Haktır, Fırka, Dinî
Mücedditler ve Reformcular, Büyük Müctehidler ve Mücedditler, İtikat İmamları,
Mezheb İmamları, Şeriat ve Tasavvufun İki Büyük Üstadı, İslâm’ı Yaşamak,
İslâm’ın Şartları, İman ve İbâdet, Günah, Büyük Günahlar, Diğer Günahlar, Tövbe
Etmek, İslâm Af ve Merhamet Dinidir, İyiliği Emretmek ve Kötülükten
Sakındırmak, İslâm’da Örf ve Âdetlerin Değeri, İbâdet, Farz, Vâcib, Sünnet,
Müstehab, Mubah, Haram, Mekruh, Müfsid, Temizlik İmandandır, Şeriat Açısından
Su, Gusül, Abdestin Farzları ve Sünnetleri, Abdesti Bozan Şeyler, Özürlü
Kimseler, Namaz, Teyemmüm, Mest Üzerine Abdest. Namaz, Sehiv Secdesi, Kaza
Namazları, Taklid-i Mezahib ve Telfik-i Mezahib, Zarûretler ve İslâm, Namaz
Nasıl Kılınır?, Tesbihler ve Dua, İmam, Cemaatle Namaz, İmam Olmanın Şartları,
Yolcu Namazı, Bir Müslüman’ın 24 Saati, Namazın Vakitleri, Namaz Kılınmayan Üç
Zaman, Ezan, Kamet, Selamlaşma, Musafaha, Güzel Sanatlar ve İslâm, Zamanı
Değerlendirme, Akrabayı Ziyaret, Uyku ve Dinlenme, Esneme ve Hapşırma, Vitir
Namazı, Teheccüd Namazı, Nafile Namazlar, Nefs Muhasebesi,  Cuma Günü ve Namazı, Hutbe, Aylar Hakkında
Bilgiler, Ramazan Ayı ve Orucu, Oruç Tutmak Kimlere Farzdır, Kimlere Değildir?
Orucun Farzları, Sahur ve İftar, Teravih Namazı, Kadir Gecesi, İtikâf, Zekât ve
Nisap Miktarı, İslâm’da Zekât ve Vergi Kavramı, Fitre Hakkında Bilgiler,
Ramazan Bayramı, Bayram Namazı, Hacc ve Umre, Tavaf, Kurban Bayramı, Kurban
Kesmek, Yetişkinlik Safhası ve İslâm, Evlenme ile Alâkalı Bilgiler, İslâm’da
Nişanlanma, Nikâhlanma ve Düğün, Mut’a Nikâhı Haramdır, İslâm Sosyolojisi, Aile
Üzerine Kuruludur, İslâm’da Kadın Hakları, Analık Vazifesi, Tesettür ve
Medeniyet, İslâm’da Boşanma, İddet, Hülle, Nüfûs Üretmek, Nüfûs Plânlaması ve
İslâm, Genç Nesilleri İslâmî ve Millî Terbiyeden Geçirmek, Riba (Fâiz),
İslâm’da Şirketler, Banka, İslâm’da Mal ve Hizmetlerin Fiyatı, Karaborsa,
İslâm’da Ticaret Ahlâkı, İslâm Ailesi Çocuklarına Cihad Ruh ve Şuuru Verir,
İslâm Ailesi Yabancı İdeolojiler İle Mücâdele Eder, İhtiyarlık Dönemi ve İslâm,
Ölüm Nedir?, Ölümü Hatırlamak, İslâm’da Vasiyet, Şehidlik Meselesi ve Şehid  Mesh, Cenazeler, Kıyamet ve Yeniden Diriliş,
Yaptıklarının Hesabını Vermek, Şefaat, Bu Dünya ve Öte Dünya.

   Özetlenerek alınan mündericatta
görüleceği üzere eser, ilm-i hâl kitabının ötesindedir ve âdeta bir ‘
İslâmî Bilgiler Ansiklopedisi’dir.

 

İlm-i Hâl’den örnek bir bölüm:

İSLÂM’DA VASİYYET (s: 422, 423’ten özettir)

     Vasiyyet, bir kimsenin, ölümünden sonra,
yapılmasını başkasından dilediği şey demektir.

Vasiyyet, en az
iki şâhid huzurunda yazılı veya sözlü yapılır. Şâyet, şartlarına uygunsa,
ölümden sonra, vasiyyetin hükümlerini kabul etmek şarttır.

     İslâm’da emânetlerin ve borçların
sâhiplerine verilmesini, kazaya kalmış veya birikmiş ibâdet borçlarının
yerine getirilmesini vasiyyet etmek farzdır. Zâlim, mürted, isyankâr ve kötülüğü
ile tanınmış kimselere vasiyyet etmek mekruhtur. Bunun yanında, terekesinden
fakir ve muhtaç yabancı müminlerin de istifade etmeyi istemek ise sünnettir.

     Günah ve haram olan işler vasiyyet
edilmez. Edilse de yerine getirilmez.

     Müminler ölmeden önce, mutlaka vasiyyet
etmeli, bilhassa üzerlerinde kul hakkı bulundurarak öteye geçmemelidirler.
Müminler ölmeden önce, şâhidler huzurunda, başkalarına olan borçlarını,
eşlerine olan mehr borçlarını mutlaka bildirmeli ve yine varsa, aynı şekilde,
gasp, hırsızlık ve zulüm yolu ile edindiği borçları da belirtmelidir.
Bunların terekesinden ödenmesini kesin olarak istemelidir. Öte yandan,
birikmiş fitre ve zekât borçları varsa onları da söylemeli ve ödenmesini
istemelidir. Bunun yanında hacc, oruç, kefaret ve namaz borçları varsa,
bunları da bildirmeli ve şeriata uygun biçimde ödenmesi hususundaki arzusunu
açıklamalıdır.

 

 

BİLGEOĞUZ YAYINLARI:

 Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu:
35/B Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-527 33 65

Belgegeçer:
0.212-527 33 64  e-posta:
bilgi@bilgeoguz.com.tr 
www.bilgeoguz.com.tr

 

SEYYİD AHMET ARVASÎ

     15.02.1932 târihinde Ağrı’nın
Doğubeyazıt ilçesinde doğdu. Ailece Van’ın Bahçesaray (Müküs) kasabasına
bağlı Doğanyayla (Arvas) köyündendir. Muhitlerinde bu köyün adına izâfeten ‘Arvasiler’ olarak tanınırlar. Soyadı
kanunu çıktıktan sonra köylerinin adı soyadları oldu. Babası Abdülhakim
Arvasi’dir.
    
Ailenin altı evlâdının en büyüğü
olan Ahmet Arvasî, Van’da başladığı ilkokulu Doğubeyazıt’ta, Ağrı’da
başladığı ortaokulu Erzurum’da bitirdi. 1952 yılında Erzurum Erkek Öğretmen
Okulu’ndan mezun olduktan sonra aynı yıl Konya / Doğanbeyli İlkokulu’nda
öğretmenliğe başladı. Ağrı / Tutsak ilçesi Molla Çepni (Şemdin) köyü ilkokulunda
üç yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. 
Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü’nü 1958’de bitirdi.
Pedagoji öğretmeni olarak Van / Alpaslan ve Savaştepe İlköğretmen Okulları
ile Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsü, Bursa ve İstanbul Atatürk Eğitim Enstitülerinde
öğretmenlik yaptı. İlk yazılarını 1967 yılında Yeni İstanbul gazetesinde
yayımlamaya başlamıştı. 1970’li yıllarda Hergün gazetesinde yazdı.

     1979 yılında kendi isteği ile emekli
oldu. 1977 yılında Türk Gençlik Vakfı’nı kurdu ve ölümüne kadar başkanlığını
yaptı.
Aynı yıl
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel İdâre Kurulu’na seçildi, İstanbul
Senatör Adayı oldu. Partideki görevine, 12 Eylül 1980 askerî darbesine kadar
devam etti.
Haftalık
Yeni Düşünce ve Devlet gazetelerinde; Ülkü-Bir, Genç Arkadaş, Hasret, Nizam-ı
Alem, Millî Eğitim ve Kültür, Ülkücü Kadro dergilerinde de yazılar yazdı.

     12 Eylül 1980 darbesinden sonra, MHP ve
Ülkücü Kuruluşlar Dâvâsı’ndan yargılandı. Mamak Cezaevi’nde işkence gördü.
İlk kalp krizini
de buradayken geçirdi. Arvasî’nin Mamak’ta geçirdiği kalp krizini Alpaslan
Türkeş şöyle anlatıyordu:

     ‘Tutukevinde
geçirdiği kalp rahatsızlığı dolayısıyla Ankara mevki hastanesi’ne kaldırıldı.
O gün, daha dün gibi hatırımdadır. Görevliler kendisini hastaneye gitmesi için
aşağıya indirdiler. Biz, yukarıda kalmıştık. Odamın penceresinden dış kapının
açıldığı merdivenleri görebiliyordum. Arvasî hocamızı hastaneye götürecek
cankurtaran henüz gelmemişti. Ayakta bekleyecek hali yoktu, bitkin bir
vaziyette taş merdivenlere oturarak cankurtaranın gelmesini bekledi.
Yukarıdan askerlere seslendim. Bir binbaşı çıktı. Kendisine Arvasî Bey’in
rahatsız olduğunu, bir sandalye getirilmesi için emir buyurulmasını rica
ettim. Bu ricamdan sonra bir sandalye getirdiler. Daha sonra cankurtaran
geldi ve uzaktan birbirimize el sallayarak ayrıldık, vedalaştık
.’

     56 senelik ömrünün her bölümünde hep konuştu
ve yazdı. 31 Aralık 1988 tArihinde İstanbul Erenköy’deki evinde, daktilosunda
makalesini yazarken vefat etti.

     Seyyid Ahmet Arvasî’nin  cenaze namazını, akrabası olan Van Eski
Müftüsü Seyyit Kasım Arvasî kıldırdı. Cenazesinde Anadolu’nun çeşitli
yerlerinden gelen binlerce kişi Fatih Camii ile bahçesini doldurmuştu.
Edirnekapı’da, damadı Reşat Yamankaradeniz’in yanında toprağa verildi.

     Hz. Peygamber’in (sav) soyuna bağlı bir
aileden geldiği için ‘Seyyid
unvânına sâhipti. Ahmet Arvasi, savunduğu düşünceleri, bir yazısında şöyle
özetlemişti: ‘Ben, İslâm iman ve
ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk Milleti’ni iki
cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslâm’ı gaye edinen Türk
Milliyetçiliği şuuruna sâhibim. Benim milliyetçilik anlayışında, asla
ırkçılığa, bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur. İster
azınlıklardan gelsin, ister çoğunluktan gelsin, her türlü ırkçılığa karşıyım
.’  

     Özellikle ilk iki eseri olan ‘Kendini Arayan İnsan’ ve ‘İnsan ve İnsan Ötesi’ adlı
kitaplarıyla tanınmış ve geniş ilgi toplamıştır. Eserleri incelendiğinde;
bütün gayretinin imanlı bir gençlik yetişmesi yönünde olduğu görülür. Bunun
için çırpınmış, kafa yormuş ve ölünceye kadar da bu yönünü değiştirmemiştir.

ESERLERİ:

    
Şiir:

*Sır (Ahmet Cezar Arvasi imzasıyla, 1955),* Bütün Şiirlerim (1989).

Deneme-İnceleme: *İleri Türk
Milliyetçiliğinin İlkeleri (1965), *Kendini Arayan İnsan (1968), *İnsan ve
İnsan Ötesi (1970), *Dünyadaki Kaynaşmalar ve Millî Eğitimimiz (1975),
*Eğitim Sosyolojisi (1976), *Türk-İslâm Ülküsü (1983), *Diyalektiğimiz ve
Estetiğimiz (1982), *Doğu Anadolu Gerçeği (1986), *Size Sesleniyorum (1989),
*Hasbihal (6 cilt,1961), *İlm-i Hal (2008),*Emperyalizmin Oyunları, *Devletin
Dini Olur mu?, *Kadın Erkek Üzerine, *İnsanın Yalnızlığı,  *Mamak Günleri, *Sohbetler, *Türkiye’de
Şark Meselesi ve Alınacak Tedbirler.

      Türk milliyetçiliği-ülkücülük
fikriyatının en aktif ve mühim ideologlarından biri olan Seyit Ahmet
Arvasi’nin bütün eserleri 19 cilt hâlinde, Bilgeoğuz Yayınları tarafından yeniden basılarak kültür
hayatımıza kazandırıldı.

Önceki İçerikYa Kıbrıs’ın Kuzeyi Türk’ün Olmasaydı?
Sonraki İçerikBıden Süpriz Yapmadı ki
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.