Hoş Görü Ama Nasıl- 2

62

Medine dönemine gelince bu kavramlar daha da net anlaşılıyor.

Müslümanlar Medine’ye hicret edimce Orada Araplarla beraber Yahudi kabileleri de yaşıyordu.

Evs ve Hazrec kabileleri Araptı ve Müslüman olmuşlardı.

Peygamberimiz Müslüman olmayan diğer kabilelerle

Bunların içerisinde Yahudilerde vardır

Bir vatandaşlık sözleşmesi imzalamıştır.

Buna İslam tarihinde Medine vesikası da denir.

Bu aynı zamanda Müslümanların ilk yazılı anayasasıdır.

Bu anlaşmanın maddeleri

Diyalog içerisinde, eşit şartlarda

Karşılıklı hak ve menfaatler esas alınarak yapılmıştır.

İşte diyalog budur

Müslümanlar medeni insanlardır

Konuşmadan anlaşılmaz.

Konuşmadan sıkıntılar giderilemez.

Müslümanlar önce kendi içlerinde diyalog halinde olmalıdırlar.

Sonra yahudisiyle de hıristiyanı ile de bu diyalog mümkündür

Müslümanlardan esirgediğimiz diyalog ve hoşgörüyü gayrimüslimlere karşı göstermek

‘Muhammet Allahın resulüdür.

O’nun beraberinde olanlar kâfirlere karşı şiddetli,

Müslümanlara karşı ise çok merhametlidirler’

Ayetini ters yüz etmek demek değil midir?

İslam’a göre müsamaha şudur

Medine döneminde peygamberimiz(sav) ashabıyla beraber mescidi nebide oturup sohbet ederlerken

Bir bedevi gelir mescidin içerisine küçük abdestini bozar.

Bedevi art niyetli değildir.

Olay hakaret âmâcıda taşımamaktadır.

Bu durumu gören sahabe şaşkın bir vaziyette peygamberimiz(sav)yüzüne bakarlarken

Hz Ömer(ra) hışımla ayağa kalkarak kılıcını çeker.

Ya Resulallah müsaade et şu keferenin kafasını uçurayım der.

Hz Peygamber otur Ya Ömer diye emreder

Sahabelerden birine bir kova su getirmesini emreder.

Orayı su ile temizletir.

Bir anda ölüm korkusuna kapılan bedevi

Affedildiğini görünce sevinir ve Müslüman olur.

Bu olay ikinci üçüncü sefer tekrarlanmaz.

Şayet tekrarlansa idi Peygamberimizin aynı müsamahayı göstermesi söz konusu olur muydu?

Bu olayda görüldüğü gibi hoşgörü yâda müsamahanın müslümanlar açısından da bir getirisi olmalıdır.

Bu davranış birden çok tekrarlansa ve her seferinde de affedilse bu hoşgörü olur mu?

Yoksa zilleti kabullenmek mi olur?

Tevazu ile zillet arasında ince bir çizgi vardır.

Çoğu zaman insanlar bu çizgiyi fark edemezler.

Hoşgörü elbette güzel bir olaydır.

Bunu önce Müslümanların bir birlerine karşı göstermeleri gerekmez mi?

Zalimlere karşı gösterdiğimiz hoşgörüyü aradığımız diyalogu din kardeşlerimizden esirgersek

O zaman bu durumun adını doğru koymamız gerekir

Şimdi size bir soru

ABESE süresinin nüzul sebebi nedir?

İşin özü bu sorunun cevabındadır.

Onu da siz araştırın.

                                                              Devam edecek