Hayatımızdaki Roller ve Pencerelerimiz

68

Hepimizin hayatımızda üstelendiğimiz çeşitli sayıda rollerimiz vardır. Değişik alanlarda kendiliğinden veya sonradan kazanılmış (yeteneklerimiz, karakterimiz ve çevremizin belirlediği) rollerimiz ilgi alanlarımızı da belirler.

Bu rollerin kendimize kazandırdığı bakış açıları ile hayatı değerlendiririz.

Bir sosyal veya siyasi olayı değerlendirirken de üstlendiğimiz rollerin bize açtığı pencerelerden gördüklerimiz etkili olur.

Diyelim ki “Afrin Harekâtını” değerlendireceğiz. Hepsi de Türk vatandaşı olan, bir şehit anası ile bir gazino işletmecisinin, bir asker ile bir sanatçının, mühendisin veya doktorun değerlendirmeleri farklı olabilir.

Esasen hepimizin hayatımızda tek bir rolü ve hayata baktığımız tek bir penceremiz yoktur. Çoğunluğumuz ana-baba, kendi ana-babamızın oğlu veya kızı rollerimizin yanında mesleğimiz sebebiyle avukat/ doktor/ esnaf/ patron/ işçi vd gibi bir rolümüz daha var.

Ayrıca spor merakı olanların futbolcu/ güreşçi/ tenisçi gibi rolleri olabiliyor. Müzikle ilgilenenleri tamburi/ gitarist, bağlamacı/ korist/ solist gibi isimlerle tanıyoruz. Spor kulüpleri taraftarı olarak Beşiktaşlı, Fenerbahçeli/ Galatasaraylı vd taraftar isimleri benimseyebiliyoruz.

Bazılarımızın özel hobileri var. Hayvanlarla, tabiatla, bitkilerle ilgilenenlerimiz var.

Bütün bunların üstüne hepimiz ülkemizin vatandaşıyız. Ülkemizin meseleleri vatandaş olarak çoğumuzun ilgi alanımızda. Fakat bunları çözmek için etki alanımız çok sınırlı.

Bu yüzden etki alanımızı birleşerek genişletmek istiyoruz. Siyasi partilerimizin yöneticisi/ üyesi / taraftarı oluyoruz.

Kimimiz Ak Partili, kimimiz CHP’li, kimimiz İYİ Partili, kimimiz MHP’li/ SP’li/ HDP’li, BBP’liyiz. Hangi partiyi seçtiğimiz dünya görüşümüzle ilgili. Fakat bu rollerimizin bize kazandırdığı bakış açılarımız da var.

Hayatımızdaki rollerin sayısı arttıkça hayata baktığımız pencereler de çoğalır. Bunu yaptıkça diğer insanlarla ve kendi içimizde denge ve uyum sağlarız.

Kendimizi bir role kaptırmamak, hayatımızda aynı derecede hatta daha önemli rolleri de etkin tutmak önemlidir.

*********************************

Empati Yapabilmek İçin

Ben sohbet ettiğim gençlere genellikle yukarıda yazdığım ve benzeri konuları anlatıyorum. Bu konuları içselleştirmeleri için Stephen Covey’in “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” adlı kitabını tavsiye ediyorum.

Daha önce çalıştığım Türkiye’nin en büyük şirketinde, bütün yöneticilere bu kitapta yazılanlar üç tam günlük eğitim olarak verilmişti.

Bu eğitimde çok tecrübeli müdürlerden bazılarının “hayatınızdaki rolleri yazar mısınız?” denildiğinde ana-baba/ müdür rolleri dışında iki üç tane daha rol yazmakta zorlandıklarını görmüştüm.

Oysa iş hayatının dışında hepimizin üstlenebileceği o kadar çok rol var ki… Oysa hepimizin hayatlarında farklı başka pencereler açmaya o kadar ihtiyaçlarımız var ki…

Belki bir sivil toplum kuruluşunda, bir hayır işinde, çevreye ve topluma hizmet alanında çalışmak… Belki hobi olarak bahçede çalışmak, maket yapmak, müzikle uğraşmak… Belki bilgi ve birikimlerimizi gençlerle ve toplumla paylaşmak için yazmak, konferans vermek gibi işlerle uğraşmak gerekiyor.

Ya da tamamen sizin hayal gücünüz ve yeteneklerinizle sınırlı çeşitli roller üstlenebilirsiniz.

Hayattaki rollerimizi tanımlar, hedefler belirler ve belli bir program dâhilinde bu hedeflere yönelik çalışırsak “etkili insan olma” yolunda önemli bir mesafe kazanmış oluruz.

“İnsanlar arası iletişim alışkanlığında gerçekten etkili olmak istiyorsanız, bunu sadece teknikle başaramazsınız. Açık yüreklilik ve güven sağlayan bir karakter temeli üzerine, empatiyle dinleme becerisini yerleştirmelisiniz.”

Empati yapabilmek için karşınızdakinin üstlendiği rolün ve hayata baktığı pencereden neler gördüğünü bilmek veya anlamak gerekir.

“Genellikle, önce anlaşılmak isteriz. Çoğu insan karşısındakini anlamak değil, cevaplamak amacıyla dinler. Çoğumuz, kendi hayat hikâyemizle ve haklı olduğumuz düşüncesiyle dolu oluruz. Empatiyle dinlemekten kastedilen, anlama niyetiyle dinlemektir. Empatiyle dinlemenin özü, karşınızdakiyle aynı fikirde olmanız değildir. Onu tam anlamıyla, derinlemesine, hem duygusal, hem de zihinsel açıdan anlamanızdır.” (Stephen Covey)

Böyle yapabilirsek yani önce anlamaya çalışırsak, muhataplarımızın bizi anlaması kolaylaşır.

Ben bu yazdıklarımı hayatımda uygulamaya çalışıyorum. Dilerim siz de uyguluyorsunuzdur.

(Gençlere bir örnek olsun diye kendi rollerim ve pencerelerimden bir kısmını açıklıyorum: Bir mühendis olarak çalışırken hukuk tahsili yaptım. Olayları bir de hukukçu kimliğiyle değerlendirme şansı elde ettim. Halen Avukatlık ve Arabuluculuk yapıyorum. 33 senedir Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın üye ve başkan olarak faaliyetlerinin içindeyim. On seneyi aşkın bir süredir yerel gazete ve internet sitelerinde köşe yazısı yapıyorum. TV programı yapımcılığı ve sunuculuğu yaptım. İYİ Parti kurucularındanım. 11 senedir Tüpraş Türk Sanat Müziği Korosu’nun bir mensubuyum vs.)

********************************

Bir Empati Çalışması

Yukarıdaki yazıyı yazmamı etkileyen şeyler son üç günde yaşadıklarım.

Önceki gün sosyal medyada benimle ilgili bir haber altına yapılan hakaret, iftira ve küfür dolu yorumlarla ilgili bir köşe yazısı yazdım. Bu onlara cevap niteliğinde değildi.

Onların bu tavırlarını anlamaya (empati / duygudaşlık yapmaya) çalıştığım bir düşüncenin ürünü idi.

Umarım o yazımı okudularsa muhataplarım da beni daha iyi anlamıştır.

***

Tüpraş TSM Korosu Konseri

Diğer yaşadığım olay ise, Tüpraş Türk Sanat Müziği Korosu olarak S. Demirel Kültür Merkezinde verdiğimiz konserde teneffüs ettiğimiz muhteşem hava idi.

Salondaki farklı görüşlerden insanlarımızı, kültürümüzün nadide eserlerini dinlerken, ortak duygular içinde görmenin mutluluğunu yaşadık.

Şef Coşkun Açıkgöz‘ün muhteşem yorumlarıyla sunduğumuz şarkılarla, içinde bulunduğumuz karamsarlıktan, sosyal ve siyasi çekişmelerin gerginliğinden uzak saatler yaşadık.

Bir tatlı huzur aldığımız bu geceyi yaşatan herkese (Tüpraş yetkilileri, Coşkun Açıkgöz Hocamız, saz heyeti, koro arkadaşlarım ve salonu dolduran müzik dostlarına) şükranlarımı sunuyorum.

 

 

Önceki İçerikAfrin Üzerinden Suriyeleşme Tehlikesi
Sonraki İçerik15 Temmuz 2016’da Yaşanan Darbe Teşebbüsü Süreci ve Sonrası;
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.