Haccı Anlamak

121

Değerli okuyucular.

Sizlerden bir ay  ayrı kaldım. Bu zaman zarfında kendimle baş başa
idim. Yaşadığımız bu çevrede yoğun bir trafikten olacak ki kendimizle
baş başa kalma fırsatı elde edemiyoruz. Hayatın akışı bizi rutin bir
mücadelenin içinde eritip duruyor. Günlerin ayların senelerin bile bu
kadar süratli geçmesine şaşırıyoruz. Hayatımızın hızla sonlandığının
farkına bile varamıyoruz. Daha çok işler yapacağız diye planlar
hazırlarken bir bakıyoruz ki hayatımız sona ermiş.

Bir mezar taşında okumuştum. Şöyle yazıyordu;

“Niçin burada olduğumu  anlayabilmiş değilim. Halbuki yapacak o kadar çok işim vardı ki.”

Bende aylar önce kuraya iştirak etmek üzere Müftülüğe müracaat
etmiştim. Meğer nasipmiş. İleri bir tarihte kura bana çıkabilir diye
düşünürken bu sene gidebilirsin dediler.

1 Aralıkta kutsal topraklara doğru yol aldık. Müthiş güzellikler
yaşadım. Geri dönüş tarihimiz olan 24 Aralık’a kadar yaşadıklarımı
burada hakkı ile anlatmam mümkün değil. Ancak yaşanarak anlaşılabilir.
Günde üç saat uyku ile yaşanan müthiş güzel bir 23 gün diyerek
özetlemek istiyorum. İnsanın kendini hesaba çektiği, Yaratanı ile baş
başa kalma fırsatı bulduğu, yaradılış sebebi olan kulluğun gereklerini
dolu dolu yerine getirebildiği 23 gün.

Sabrın sınırlarının zorlandığı halde, kendine hakim olmanın ne demek
olduğunun anlaşıldığı en güzel yer. Bir şehirde Kabei-Muazzama nın,
diğer şehirde Ravzai-Mutahhara’nın müthiş ihtişamı, ulviyeti ve
güzelliği insanı tarifsiz bir huzur içine çekiyor.. Sınırsız bir huzur
duyuyorsunuz. Bu beldede fiziğinizle nefsinizle aklınızla bir
hercümercin içerisindeyken orada tamamen ruhunuzla baş başa
kalıyorsunuz. Orda ruhunuzun şarj olduğunu, maneviyatınızın zevk
aldığını hissediyorsunuz.

Değerli okuyucular.

Bu görev her imkanı olan Müslümana farz olduğuna göre, görevi genç
iken yerine getirmek daha güzel. Zira hacc yapmak enerji istiyor,
dayanıklılık istiyor, sağlam bir bünye istiyor. Güçlü bir adale yapısı
istiyor. Bunun içinde gençlik gerek, İmkanınız varsa gençken bu farzı
yerine getiriniz. Yaş ilerledikçe iş zorlaşıyor.

Size oralardan hiç bahsetmedim. Bu sınırlı alanı kullanarak anlatmak
 mümkün değil. Görme özürlüye  kırmızıyı tarif etmek gibi bir şey.
Yaşamak gerekiyor. Şayet gitmek nasip  olurda giderseniz sizde
dostlarınıza benim gibi söyleyeceksiniz. Son olarak şunu
söyleyebilirim.

Orada yaşadığınız duyguları burası ile mukayese ettiğinizde
hayatınızda boşa harcadığınız ne kadar çok vakit olduğunun farkına
varıyorsunuz.

Haftaya inşallah görüşmek üzere..