Etnik Sorun Kimin Sorunu?

63

 

Etnik sorun Türk Milletinin bir sorunu değil, bazı yönetenlerin ve işbirlikçi malum marjinal çevrelerin sorunudur. Sorun, dışarıdan ısmarlama ve ithal bir mal gibidir. Etnik sorun, bölücü ve ırkçı terörü hak elde etmede doğal bir yöntem olarak kabul edenlerin varmak istedikleri hedeftir. Terör örgütünün tehdidi altında onun taleplerini karşılayacak ve şiddeti yatıştırmak için anayasa yaptırılıyor ve barış süreci sürdürülüyor. Çözüm ile çözülme birbirine karıştırılıyor.

Terör örgütüne ve teröriste pozitif ayrımcılık yapılıyor. Terör ve teröristin haklarını teslim etmek üzerinden ülke sözde çözüme zorlanıyor. Bu durum, demokrasinin teröre yenik düşürülmesi değil midir?

AKP Genel Başkan Yardımcısı sayın Mehmet Ali Şahin’in “Ya çözüm, ya bölünme riski arasında çözümü tercih ettik” sözü düşündürücüdür. Demek ki Türkiye son on senede, nereden nereye getirilmiştir. Anayasanın 66. Maddesinde Türk kavramı geçtiği için bunun ırkı işaret edeceği iddiası da temelden yanlıştır.

Anayasa’nın 66. Maddesindeki bu ifade hukuki vatandaşlık bağıdır. Antropolojik ve sosyolojik boyutların dışında kimlik ele alınmaktadır. Alman veya Fransız kavramları, Almanya ve Fransa’da ırk ve etniklik çağrışımı mı yapıyor ki, bazıları Anayasada Türk kavramı kalırsa; kendisini Türk hissetmeyen 10-15 milyona ayıp olmaz mı diyebiliyor. Araştırmalar ise tersini ortaya koyuyor.

Türk, sadece bir kavmin adı değil; Anadolu’da, Balkanlar’da ve Avrasya’daki kültür birliğinin mührüdür. Bu birliği bozmak için, Türkiye’de Türk ile uğraşılıyor. Milliyet ve milli kimlik etniklik seviyesine indiriliyor. Türk, milli kimlik ve milliyetin adıdır; etnik sıfatlarla mukayese edilemez ve eş anlamlı kullanılamaz.

Bir milliyetin içinde farklı etniklikler bulunabilir ama milliyet etnikliklerle rakip konuma sokulamaz. “Ne yapalım herkes Türk mü olacak ?” sorusu akıl ve mantık dışıdır. Açık bir cehalet örneğidir. T.C. Devleti ve Türk Milleti var oldukça, vatandaşlarının sıfatı Türk‘tür.

Almanya’daki Neonazi davası dolayısıyla Sayın Bülent Arınç “Türk basınına ambargo uygulanıyor” diyor. “Türkiyeli basın” veya “T.C. vatandaşı basın” demiyor. Sayın Egemen Bağış, Kıbrıs Rum Kesimi’nde Türk Bayrağının yakılmasına haklı tepki göstererek “Kurban olsunlar Türk Bayrağına” diyor. “Türkiyeli bayrak” veya “T.C. vatandaşlarının bayrağı” demiyor. 10 Mart 2013 tarihinde Almanya’nın Stuttgart şehrinde 8 Türk yangında hayatını kaybetmişti. Haber böyle verildi. Bunların hangisi Gürcü’dür, Çerkes’dir, Kürt veya Zaza’dır diye araştırılmıyor. Tâbiyet ve milliyet, etnikliğin önünde yer alıyor. Kemik, kulak ve burun şekilleriyle uğraşılmıyor.

Etniklik konusunda yapılan yanlışlar ve yorumlar maalesef Kürt asıllı vatandaşlarımızı zan altına sokuyor. Kurmançça konuşan herkes neredeyse örgüt üyesi damgasını yiyor. Türk’e düşman olunarak İslam’a dost olunamayacağı anlaşılmalı, yeni haçlı seferlerinde malzeme olunmamalıdır.

 

 

 

Önceki İçerikDevlet Adamı Nasıl Olmalı?
Sonraki İçerikYeni Anayasa Tartışmaları Çerçevesinde Dine Dair Meseleler ve Bazı Çözüm Önerileri
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)