Entelektüel Özentiliği

108

 

“Türklerin bile hafızalarında karşılığı olmayan bir Türkçülük ve Milliyetçilik üretildi…

Bunu yapanlar Türklüğe ve Anadolu’ya aidiyeti de sorunlu kimselerdi…”

Bu sözlerin neresinden tutsanız her tarafı dökülüyor.

Bu sözleri söyleyen kişi, bu konuları hiç bilmiyor.

Bu nedenle ciddiye almamak gerekebilirdi belki ama, bu ifadelerden alınmayan insanları uyarmak bakımından sözleri söyleyeni değil, bu sözlerden bazılarının nasıl rahatsız olmadıklarını görmek için cevap vermek gerekir diye düşündüm.

Şimdi bakın!

Türklerin bile hafızalarında olmayan Türkçülük ve Milliyetçilik üretilmiş…

Milliyetçilik, her şeyden önce, 19.yüzyıl kavramıdır. Elbette, tarih boyunca Milliyetçilik vardır, ama, ideolojik bir kavram olarak görülmesi 19. Yüzyılda gerçekleşmiştir.

Türkçülük kavramı, zaten 20. Yüzyılda, başka Müslüman milletlerin yaptıkları sonucunda Türklerin istemeden kabullenmek zorunda oldukları bir kavramdır. Türk aydınları, Osmanlı Devletinin dağılmaması için her türlü fedakârlığı yapmış, fakat, sonuç alınamayınca kendi Milliyetinin korunmasına girişmiştir. Ayrıca, Anadolu dışındaki Türkler de bütün baskılar karşısında kendi özlerini korumak gereğini anlamışlardır.

Yanlış mı yapmışlar ey arkadaşlar?

İlk cümle içi boş, dünyanın akla uygun gidişatına ve gelişmesine uymayan bir cümle. Bunu geç.

Gelelim ikinci cümleye!

Türkçülüğü ve Milliyetçiliği yapanlar, Türklüğe ve Anadolu’ya aidiyeti sorunlu kimselerdi.

Bir kere, şu aidiyet meselesinden başlayalım.

Demek ki!

Türklüğe aidiyet meselesi son derece önemli. Bu ifadeleri sarf eden şahısla burada anlaşıyoruz.

Kendinde Türklüğe aidiyet hissetmeyenler devamlı sıkıntı çıkarmışlardır. Bu doğru.

Peki kim bu Türkçülüğü, Milliyetçiliği çıkaran ve Türklüğe aidiyeti olmayan şahıslar?

Sayalım, Sultan GALİYEF, Yusuf AKÇURA, Zeki Velidi TOGAN, Sadri Maksudi ARSAL, Ahmet AĞAOĞLU ve diğerleri.

Şimdi bu isimleri saydıktan sonra ve bu isimlerin yaptıkları işleri bildikten sonra, yukarıdaki sözleri daha fazla ciddiye almak mümkün olabilir mi?

Haaa!

Bir yerden okunmuş veya bir yerde hatırlatılmış MoizTEKİN’den bahsediyorsa; bu kişi hakkında biraz daha bilgi edinmesini, en azından otelde ölü bulunan Arthur KOSTLER’in 13. Kabile kitabını, edinebilirse, okumasını tavsiye ederiz.

Şimdi gelelim bu sözleri sarf edenin adına…

Ömer ÇELİK…

Kültür Bakanı ve Adana aidiyetli(!) kişi…

Neden çok fazla bilmediği bir konuda böyle bir ifadede bulunuyor diye soran olursa;

1-    Yazının Başlığı

2-    Konjonktür

3-    Görev

diye cevap verebilirim.