CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş’ın mal varlığını açıklamasından sonra AKP’nin ve MHP’nin ortak adayı Turgut Altınok da mal varlığını açıkladı. Bu mal beyanının çeşitli yönlerden tartışması yapılıyor.
Benim açımdan önemli gördüğüm hususları açıklamadan önce kısaca Turgut Altınok hakkında derlediğim bilgileri özetleyelim:
TURGUT ALTINOK 1994 yerel seçimlerinde MHP’den, 1999 yerel seçimlerinde ise FP’den Keçiören Belediye Başkanı seçildi. 2004 yerel seçimlerinde AK Parti’den Keçiören Belediye Başkanı oldu. 2019’da yeniden AK Parti’den Keçiören Belediye Başkanı seçildi.
Turgut Altınok 4 dönem (20 yıl) belediye başkanlığı yapmış. Altınok, Belediye Başkanı seçildikten 2 sene sonra, dışarıdan Keçiören Kalaba lisesinden diploma almış.
Keçiören Belediyesi’nin resmi sitesinde yer alan bilgiye göre de “Yükseköğrenimini uluslararası hukuk alanında yapan Altınok, Azerbaycan Uluslararası Vektör İlim Merkezi ve Kazakistan Abay Devlet Üniversitesi`nden ‘Profesör’ payesi aldı.”
Çok eski bir arkadaşı olan gazeteci Yavuz Selim Demirağ, Turgut Altınok’un “hukuk diploması aldığı Bakü’deki üniversitenin Fetöcülerin olduğu ve devlet tarafından kapatıldığı” bilgisini veriyor.
Anlaşılan, Turgut Altınok orta ve yüksek öğretim diplomalarını öğrenci olarak okula devam etmeden almış. Profesörlüğü de “fahri profesör” denilen bir taltif unvanı olsa gerektir.
********************************
“Allah’ın Emanet Ettiği” Malların Listesi
Turgut Altınok mal beyanını açıklamakta oldukça çekingen davrandı. “Mülk bizim değil Allah’ın, hepsi Allah’ın, biz emanetçisiyiz” diyerek geçiştirmeye çalıştı.
Ama rakibi Mansur Yavaş “galiba dairelerini saymakla uğraşıyor” diye sıkıştırınca, Altınok uzunca bir liste tutan mallarının listesini verdi.
Altınok’un açıklamasından 22 tane arsa, 13 tane ev, 25 tane tarla, 1 benzin istasyonu, aile şirketinin (184 daire ve 12 dükkanından) kendi payına düşen 67 daire, 4 dükkanı olduğu görülüyor.
Turgut Altınok bütün bu taşınmazların anne ve babasından kaldığını veya 1987 yılından önce aldığını, o zamandan sonra malvarlığında artış olmadığını iddia ediyor. Anne ve babanın bu serveti nasıl edindiği herhalde ileride açığa çıkacaktır.
Ama çoğu kişi “Allah’ın bu kadar malı neden bir kuluna emanet ettiğini” anlayamadıklarını söylüyor. Bu “emanetlerin” gelirleri “fakir fukaraya, garip gurabaya” harcandıysa Altınok’un “mal Allah’ın biz emanetçiyiz” sözüne hak veririz.
****
Gazeteci Murat Ağırel, Altınok’un açıkladığı taşınmazlar üzerinde bir çalışma yapmış. “Beyan ettiği arsaların büyüklüklerinin toplam 6 milyon metrekare! Yani 6 bin Dönüm! 6 Kilometrekare! Monako’nun yüzölçümünden büyük…” diyor.
Altınok’un mal beyanında çok önemli EKSİKLİKLER olduğu vurgulanıyor:
Açıklanan beyanda sadece taşınmazların adı ve yeri var. Bu taşınmazların büyüklükleri ve ederleri açıklanmadı. Banka hesaplarında ne kadar TL, döviz, altın vd yatırım araçları bulunduğu, kira gelirleri, araç, banka haricinde bulunan altın, döviz, ziynet eşyalarına dair bilgi verilmedi.
“Acaba başka illerde Gayrimenkul şirketi adına devam eden inşaatlar var mı? Devam eden inşaatlarda kaç yüz daire yapılacak?” sorusunun cevabı da açıklamada yok.
Ayrıca yetişkin evlatlarının üzerinde olan taşınmazlar ve diğer varlıklar hakkında da bilgi yok. Altınok ailesinin çok sayıda benzinliği olduğu fakat sadece Turgut Altınok’un üzerinde görünen bir tanesinin açıklandığı iddia ediliyor.
Mansur Yavaş’ın rakibinin servetinin kaynağı hakkında bir takım bilgilere sahip olduğu anlaşılıyor. Bu yönüyle rakibini zor duruma düşüren Yavaş’ın eksik olan bilgilerin açıklanmasını isteyeceğini sanıyorum.
********************************
Çok Mal Haramsız…
Dilimizde “çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz” diye bir atasözümüz var. Ama edinilen servet meşru yollardan elde ediliyorsa diyecek bir sözümüz olamaz. Kapitalist sistemde zengin olmak kusur değildir. Zaten üretim veya ticaret yaparak daha büyük zenginliklere erişmiş olanların serveti tartışılmıyor. Demek ki servetin kaynağı önemli.
Biz “nereden buldun yasası” veya “siyasi etik yasasını” çıkarmayı başaramamış bir ülkeyiz.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu (AK Parti Genel Başkanı olduğu sırada) “İMAR VE SİYASİ ETİK YASALARI çıkarmaya çalıştığını ama bunların çıkarılmasının engellendiğini“ anlatmıştı.
O dönemde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve halen Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Selçuk Özdağ, eski bir açıklamasında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’na müdahale etti. Neticede bu yasalar çıkarılamadı. Türkiye’de ‘nereden buldun yasası’ çıkarılsa çok sayıda siyasetçi, bürokrat ya da belediye başkanı malvarlıklarının izahını yapamaz” demişti.
Turgut Altınok’un malvarlığı tartışmasının “NEREDEN BULDUN YASASI” çıkarılması için yeni bir fırsat olarak değerlendirilmesini dilerim.
Böyle bir yasa çıkarılmazsa “SİYASETİN FİNANSMANI” konusunun demokrasimizin var olan seviyesini de sürekli aşağıya çekmesinin önüne geçemeyiz. Yasal bir denetim sistemi olmayınca, siyaset devlet gücünü kullanarak zenginleşmeye çalışanların rağbet ettiği ve sadece zengin olanların seçilecek yerlere gelebildiği bir alana dönüşüyor.
Devlet kurumlarını veya belediyeleri ele geçiren partilerin kamu kaynaklarını partilerine aktarması bizde herkesin bildiği sırdır. Bu yol açılınca şahısların payını alması da normal karşılanıyor.
Mevcut durumda önemli olan ilk husus, kamu görevlilerinin makamlarından aldıkları gücü şahsı veya yakınlarının zenginleşmesi için kullanıp kullanmamasıdır. Mal beyanları bunun için istenir. Ancak resmen açıklanmayan beyanların alınmasının bir faydası olmamaktadır.
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun açıklamasından sonra Turgut Altınok’un da mal beyanını açıklaması iyi bir başlangıçtır. Turgut Altınok’un beyanındaki banka hesabı, ziynet, döviz vs. kalemleri de tamamlaması, İstanbul AKP adayı Murat Kurum’un ve diğer bütün adayların mal beyanında bulunması gerekir.
Ayrıca adayların TV’lerde karşılıklı olarak tartışabildiği, malvarlıkları dahil her konuyu konuşabildikleri, bir demokrasi seviyesine geldiğimizi görmek istiyoruz.