Hekimler ve14 Mart Tıp Bayramı

81

“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz.” M. Kemal Atatürk

Hekimlerimiz ve tüm sağlık çalışanlarımız için 14 Mart anlamlı bir gündür. Bu sebeple 14 Mart’ın içinde olduğu hafta, tabip odalarımızca Tıp Bayramı olarak kutlanmaktadır. Kocaeli Tabip Odası bu haftayı çeşitli etkinliklerle kutlarken Yunus Emre Kültür Merkezinde, mesleğinde 25,40 ve 50. yılını dolduran hekimlere çiçek ve plaket töreni düzenlemiştir. 50. Yıl plaketi alanlardan biri olarak şahsıma da bir mutluluk yaşatmıştır. Ayrıca çalışmakta olduğum Atakent Cihan Hastanesi de 14 Mart sebebiyle tertiplediği yemekli bir toplantıda tebrik ve çiçek takdimiyle güzel bir anı yaşatmış olup, bu tarihle ilgili bir konuşma talep etmişlerdir.

Niçin 14 Mart?

Bu tarih ülkemizde yeni anlayıştaki hekimlik eğitiminin başlangıcıdır. 1800’lerde Sultan III. Selim’in hekimbaşı olan Mustafa Behçet Efendi, o günkü hekim ve cerrahlardaki eksikliği görüp sultandan, bilgi ve beceri yönünden daha eğitimli hekimlere ihtiyaç olduğunu işaretle yeni bir eğitim kurumu gerekliliğini bildirir. O günkü dini fetva makamlarının Türk ve Müslüman gençlerinin anatomi ve kadavra eğitimi almalarının dinen doğru olmayacağı fetvası sebebiyle başarılı olamaz. Dini anlamdaki bu yanlışlık Sultan II. Mahmut döneminde aşılıp 14 Mart 1827’de yeni anlamda hekim ve cerrah yetiştirmek üzere Tıbbiye-i Şahane açılır. Bu tarih yeni anlamda tıp eğitiminin başlangıç tarihidir.

14 Mart’ın bayram hüviyetine kavuşması ise 14 Mart 1919 tarihine tekabül etmektedir. 1919’da İstanbul İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan askerleri tarafından işgal altındadır. İstanbul Boğazımız bu ülkelerin harp gemileri ile doludur. Bu işgalde Haydarpaşa’daki iki kuleli tıbbiye binası da işgal kuvvetleri tarafından karargâh olarak seçilen yerlerdendir. O gün bu binanın iki kulesi arasına 3. sınıf tıbbiye öğrencisi Hikmet önderliğindeki okul öğrencileri, nöbetçi askerleri aşıp büyük bir Türk bayrağı asarlar. Bu olay işgalcileri çok rahatsız ederken, İstanbul halkı için çok gurur verici ve umutlandırıcıdır. Tıbbiye öğrencileri tutuklanıp hapse atılırlar. O zamanın yöneticileri 14 Mart tarihinin okul kuruluş günü olduğu ve bu etkinliğin o sebeple yapıldığını söyleyip öğrencileri serbest bıraktırırlar. İşte bu olay 14 Mart’ın Tıp Bayramı olarak kutlanmasının diğer gerekçesi olur.

Tıbbiyeli Hikmet daha sonra Sivas kongresine gençlik temsilcisi olarak katılmıştır. Burada İngiliz ve Amerikan mandacılık fikrine karşı tam bağımsızlık yanlısı konuşması ile M. Kemal Paşanın da dikkatini çekmiştir. Hikmet ve arkadaşları daha sonra Kurtuluş Savaşına iştirak etmişlerdir. Bu öğrencilerden şehit olmayanlar madalyaları ile eğitimlerini tamamlayıp hekim olarak insanlarımızın sağlık hizmetlerine koşmuşlardır. Doktor Hikmet 1940’ta Tabip Subay olarak gönüllü Sarıkamış’a gitmiş, orada tüberküloza yakalanmıştır. O gün için tedavisi zor olan bu hastalıktan kurtulamayarak 1945’te vefat etmiş olup, Karacaahmet mezarlığında yatmaktadır. 2017 yılında Balıkesir Tabip Odasınca, doğum yeri olan Savaştepe’de adına bir anıt yapılmıştır. Balıkesir Tabip Odası her sene burada bir anma yapmaktadır. Doktor Hikmet sanatçı/spiker Orhan Boran’ın babasıdır.

Hekimlik, verdiği hizmet şekli ve insan ilişkileri sebebiyle bulunduğu toplumlarda hep saygınlık görmüş bir meslektir. Türk hekimleri insanımıza sevgi, saygı, hoşgörü ve doğru bilgilenme ile sağlık hizmeti verirken, 80’li yıllara kadar siyaset dâhil sosyal alanlarda da öncü rol almış bir konumda olmuşlardır. Doktor Hikmet Boran ve arkadaşlarını rahmet ve minnetle anarken, sağlık ordumuzun tüm çalışanlarına şükran duygularımla nice 14 Mart Tıp Bayramı kutlamalarını dilerim.