Bizi Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktınız

61

İktidar yanlıları sanıyorlar ki, memleketin içinde bulunduğu sıkıntıları dile
getirince ferahlıyoruz. Sanıyorlar ki, kötü yönetim örneklerini ve bunun
vatandaşa yansıyan acı sonuçlarını yazınca mutlu oluyoruz.

 

Hayır!
Yazdığımız her sıkıntı, çözülemeyen her mesele beynimizde “bir zehirli
kıymık” gibi bize acı veriyor.

 

Ülkemizin
her alanda “kör kuyularda merdivensiz bırakılmış” olduğunu hissetmenin acısını, “denizler ortasında yelkensiz
bırakılmanın” çaresizliğini hiç anlamıyorlar.

 

Ümit
Yaşar Oğuzcan’ın şiirindeki, (Münir Nureddin Selçuk’un bestelediği şarkıdaki)
ruh halini sosyal alanda yaşıyoruz:

 

“Beni
kör kuyularda merdivensiz bıraktın / Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
/

Öylesine
yıktın ki bütün inançlarımı / Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın.”

 

Böyle
bir “çaresizlik psikolojisini”
yaşamanın kolay olduğunu sanıyorlar… Hayır, kolay değil.

Endişe içindeyiz… Korkuyoruz!

*************************

Nereden Nereye…

Endişe içindeyiz… Korkuyoruz!.. Çünkü;

 

Yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları (3Y) kaldırmak için gelenlerin yolsuzluk bataklığını büyüttüklerini gördük. Yirmili
yaşlardaki çocuklar bile milyonlar ve milyar dolarlar götürüyor.

 

Yoksulluk nüfusun büyük kesimine yayıldı. Geçim derdi yüzünden her gün birkaç
intihar vakası duyuyoruz.

 

Yasakların hayatımızı kararttığı bir otoriter demokrasi dönemi yaşıyoruz. Yolsuzluk haberlerine yayın
yasağı, 65 yaş üstüne sokağa
çıkma yasağı, virüs bulaşmasını azaltmak
için(!) içki satış yasağı gibi
saçmalıklar; polisin orantısız davranışlarını kameraya çekme yasağı gibi tuhaflıklar icat edildi.

 

Keşke
3Y karabasanını artarak yaşamak durumunda
olmasaydık.

 

Keşke
“Avrupa’nın hasta adamı olarak
nitelendirmeyi hak etmiyoruz” diyebileceğimiz güçte olsaydık.

 

Keşke “gavurdan” borç da almasak,
buyruk da.

 

Keşke
dindarlık, Müslümanlık adına sergilenen davranışlarıyla, ateist sayısını
artırdıkları için Ateizm Derneklerinin
teşekkür ettiği din, bilim ve siyaset adamlarımız olmasaydı.

Keşke
“alnı secdeye değen” insanların dürüst, ahlaklı ve karakterli olduğuna inanmaya
devam edebilseydik. Siyasal İslamcıların sayesinde din, inanç ve milli
değerlerden bahseden herkese şüpheyle bakar olduk.

 

Keşke
bizi yönetenler dürüst kalabilseydi. Kendilerine “mücahit” diyenlerin bir kısmının devlet kaynaklarından
beslenen “müteahhit”, bir kısmının “her
şeye müsait” hale geldiğini gördük. 

*************************

Çıkmaz Sokak

Bir
süreliğine iktidar emanetini verdiklerimiz, size sesleniyoruz!

 

“Demokrasi” dediniz, “hukuk” dediniz, “insan hakları”
dediniz de geldiniz. “Kuvvetler ayrılığını” ortadan kaldırıp “otoriter bir yönetim” oldunuz.

 

“Özgürlük ve hukuk” gibi kavramları sadece kendiniz için istediğiniz anlaşıldı. “Haklının değil, güçlünün
hukukunu” seçtiniz.

 

“Liyakat” dediniz, “meşveret” dediniz de geldiniz. Devletten ve kurumlardan ehliyet ve
liyakati uzaklaştırdınız. Yakınlarınız,
partilileriniz, iş birliği yaptıklarınızı makamlara getirdiniz. Kamuda ve hatta
sivil kuruluşlarda bile herkes sarayın işaretine göre tavır alır oldu. İstişareyi,
ortak aklı yok ettiniz.

 

Devletin
kurumsal yapısını bozdunuz, beşerî
sermayesini çökerttiniz. Devletin tecrübesinin kayıtlı olduğu hard diski formatladınız.

 

Öylesine yıktınız ki inançlarımızı… Bizi kendinizden uzaklaştırdınız… Daha da kötüsü, bizi
değerlerimizden soğuttunuz.

 

Sizi
dostça uyaranları, iyiliği ve hakkı tavsiye edip, kötülükten sakınmaya
davet edenleri “düşman” gördünüz, “hain” ilan ettiniz.

 

Bütün
bu yaptıklarınıza rağmen hala kalabalıksınız. Sizi, Necip Fazıl’ın ifadesiyle uyarmak
istiyoruz:

“Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz
sokak!”

 

Çıkmaz sokaktan geri dönmek ilerlemektir.
Geri dönün!

*************************

Çaresiz Değiliz

Biz
ülkemizin içinde bulunduğu dertleri ümitsizlik,
karamsarlık ve çaresizlik duygusu yaymak için dile getiriyor değiliz.

 

Halkımızın
bir kesimi, ağır meselelerle kuşatılmışlığımıza rağmen, olanların farkında
değil.

 

Bu
kesimde farkındalığın artması için
bilgilerimizi, duygularımızı paylaşıyoruz.

 

Ümitsiz
değiliz. Türkiye’nin beşerî sermayesi, tarihten tevarüs ettiği birikimi,
stratejik coğrafi konumu birçok imkanlar bahşediyor.

 

Bugünleri
aşarız. Yeter ki akıl ve bilim
çerçevesinde sorunlarımızı tanımlayalım, hal çarelerini medeni bir şekilde
tartışabilelim.

 

Adalet, hukuk, özgürlük gibi kavramların ülkemizde hayata geçirilmesiyle siyasi olarak da ekonomik olarak da güçleneceğimizi biliyoruz.

 

“Yolsuzluğun,
Yoksulluğun ve Yasakların”, “kuvvetler ayrılığına” dayalı “tam demokratik” bir Türkiye’de kalkabileceğini anlatabiliriz.

 

“Hukukun üstün olduğu” diğer ülkelerde olduğu gibi iş, aş ve ekmek sorunlarının kalmadığını gösterebiliriz.

 

Rejim
otoriterleştikçe kişi başına milli gelirimizin 12.500 dolardan 7 bin dolar mertebesine düşmesi tesadüf değil.

 

Asıl sorunun, sorunları çözmesi
gerekenler olduğunu; “iktidarın gücünün
dengelenmediği ve denetlenemediği bir sistem”
olduğunu kitlelerin fark etmesini sağlayabiliriz.

 

Böylece
“kör kuyulardan” çıkabilir, “denizler ortasından” güvenli sahillere
erişebiliriz.

 

Biz Türklerin
bilimde, teknolojide, sanatta, ekonomide, medeniyetin her alanında insanlığa
örnek ve rehber olabilecek imkân ve kabiliyetimiz vardır.

 

Yeter
ki inanalım, yapabiliriz.

Önceki İçerikTürkler ve Türkçe
Sonraki İçerikKıbrıs Konusunda Rumlar Hala Takılmış Plak!
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.