ABD başkanlık seçimi yaklaştıkça
adayların beyanları da tartışılıyor. Türkiye’ye bakışta Trump ve Biden’ın
görüşleri arasında farklar olması pek beklenmemelidir. Biden’ın sekiz ay önce
verdiği beyanattan çok bugün Türkiye ile ilgili neler söylediği daha
önceliklidir.
Dünya
dengeleri değiştikten, soğuk harp şekil değiştirdikten sonra ABD’nin dostluk ve
müttefiklik anlayışı tamamen milli çıkarları üzerine kuruludur. Yıllardır süren
ABD politikası bize dostça yaklaşmadı ki; adaylar dost olabilsin. Önemli olan
ABD ile ilişkilerde menfaatlerimiz arasında optimal bir noktayı bulabilmektir.
Milletlerarası hukuka göre, kimin haklı olduğu ve insan hakları kavramları
milli çıkarlara göre şekil alır.
Demokrasiye
saygı seçilmiş iktidarlara ve milli iradeye saygıdır. Ülkeleri hallaç pamuğu
gibi atan, iktidarları çıkarları uğruna seçimsiz değiştirebilen, içişlerine
pervasızca karışan, baskı kuran, çirkin pazarlıklar içine giren, değişik
ülkelerde taşeron uşaklar ve işbirlikçiler bulan, sözde demokrasi mücahidi
ABD’nin çirkin yüzü birçok yerde kendini göstermiştir. İşine gelen terör
örgütlerini destekleyen ve kullanan, işi biteni yok edebilen, aslında demokrasi
ve özgürlük düşmanı, milli devletlere saygısız, BM’yi ve NATO’yu istediği gibi
kullanan terörist devlet ABD başkanlık seçimine gidiyor. Her iki adayı da artık
tanıyoruz. Biden’ın son küstahça verdiği beyanat dikkat çekicidir. Kendisi bir
kısmı Kürt de olmayan bazılarını Ortadoğu’daki çıkarları için kullanmaya devam
edeceğini, Türkiye’de iktidarı darbe ile değil; seçimle değiştirebileceğini
iddia edebiliyor. Muhalefete tam destek verip yönetimi değiştireceğinden
bahsediyor. Bu açıklama diplomatik nezakete uygun olmayan, saygısızca ve
küstahça verilmiştir. Açık olarak Türkiye’nin milli bağımsızlığı, toprak
bütünlüğü, demokrasisi hedef alınmıştır. Başta HDP hariç muhalefet partilerinin
sesi daha da gür çıkmalı, hele yeni piyasaya çıkan bazı partilerin babalarından
miras kalmış gibi ülkeyi açık artırmaya çıkarma çirkinliği bir tarafa
bırakılmalı ve uygun üslupla bu dünya barışı için tehlikeli zat protesto
edilmelidir.
Bizzat Sayın Cumhurbaşkanı bölücü ve
ırkçı terör örgütünün TBMM’deki temsilcisi olan parti dışındaki diğer parti
liderlerini bir araya getirmeli, yıllardır süren kısır tartışmalar ve kayıkçı
kavgası terkedilerek ortak güçlü bir açıklama yapılmalıdır.
Bu çirkin
ifadeyi Aydınlar Ocağı olarak şiddetle protesto eder, Türkiye ile dostluğu rafa
kaldırmış olan ve asıl niyetini son yıllarda açıkça ortaya koyan sözde
müttefikimizi hayallerden kurtulmaya davet ederiz. Diğer bazı sivil toplum
kuruluşlarını da göreve ve tatil uyuşukluğundan sıyrılmaya çağırırız.