Bağımsız Türk Cumhuriyetleri

160

Prof. Dr. Ahmet Kanlıdere ve Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu tarafından yayına hazırlanan 16,5 X 23,5 santim ölçülerinde 214 sayfalık eserin zengin bir yazar kadrosu var.

Her biri alâkalı olduğu bağımsız Türk Cumhuriyeti hakkında târihî ve aktüel derinlikli ve tâze bilgilere sâhip öğretim üyesi yazarlar,  bölge ve dünya ticâretinde ve siyâsetinde söz sâhibi olmuş veya olacak devletleri; târihî, sosyal, siyâsî ve ticârî yönden tanıtıyor.

Hazin bir tecellidir ki, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını elde eden Türk cumhuriyetleri, birlik oluşturamamışlardır. Türkiye ile de arzu edilen ölçüde diyalog kuramamışlar, ticârî ilişkileri geliştirememişler, müşterek sanayi yatırımları tesis edememişlerdir.

Geniş bir ormanlık alan, taş duvarlarla 2’ye, 3’e veya 5’e bölünse bile, altta kökler, üstte dallar birbirleriyle temas hâlinde olur. Bu tabiat kanununu, aynı kökten gelen ana-baba bir kardeş milletler sosyal hayata uygulayamamıştır.  Oysaki Atatürk bu birliğin hayâlini 1933 yılında seslendirmiş ve neler yapılması gerektiğini açıklamıştı.   

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra 2023 yılı itibariyle 32 yıl geçmiştir. Dünyâ ve hattâ devletler/milletler târihi itibâriyle uzun zaman sayılmamakla birlikte, aynı kökten gelen milletler söz konusu olduğunda, geçen zamanı, ‘heba edilmiş fırsatlar hâzinesi’ olarak değerlendirmek, akıl ve mantığın gereğidir.

***

Kitabın ilk bölümünde Dr. Öğretim Üyesi İbrâhim Kalkan, Sovyet yönetiminin Orta Asya’da uyguladığı politikaları mercek altına alıyor. Sonraki bölümlerde Doç. Dr. Vügar İmambeyli Azerbaycan’ın bağımsızlık sürecini, siyâset ve kültür alanındaki gelişmeleri, işbirliği düşüncesinin geliştirilmesindeki zorlukları tahlil ediyor. Prof. Dr. Ahmet Kanlıdere Özbekistan’ı anlatıyor. İbrâhim Kalkan Kazakistan’da 1986 yılında yaşanan Jeltoksan olaylarını özetleyip, ülkenin iktisâdiyatı, etnik problemleri, dış ilişkileri, bu ilişkilerle alâkalı Rus ve Çin faktörünü inceliyor.

Kazakistan 2022 yılında yeni bir isyankâr çalkalanmalara sahne oldu:

 Kazakistan’da Nur Sultan Nazarbayev 24 Nisan 1990’dan Mart 2019’a kadar istikrarlı bir ortamda cumhurbaşkanlığı görevini îfa etti. Görevi kızı Darga Nazarbayeva’ya devredeceği konuşulurken Kasım Cömert Tokayev Cumhurbaşkanı seçildi. 5 Ocak 2022 târihinde Kazakistan’ın hemen her bsölgesinde; ülkeyi perde gerisinden Nursultan Nazarbayev ve ailesi fertleri tarafından idâre edildiği ileri sürülerek ayaklanma başlatıldı. Nazarbayev Kazakistan Güvenlik Konseyi Başkanlığı görevinden alındı. Protestolar sebebiyle 164 kişi öldü, 9.900 kişi tevkif edildi.

Türkmenistan, Sefer Murat Türkmenbaşı’nın şüpheli ölümünden sonra yönetime gelen Gurbanguly Berdimuhammedov döneminde güçlenmiş görünmekle birlikte halkın refah seviyesinde önemli bir gelişme sağlanamamıştır. 

Gurbanguly Berdimuhammedov 22 Eylül 1981 doğumlu (teknik ilimler dalında) Dr. unvanına sâhip oğlu Serdar Berdimuhammedov’u 19 Mart 2022 târihinde, oyların %73’ünü alarak cumhurbaşkanı seçtirdi.

Yeni cumhurbaşkanı iyi bir eğitim görmüş bir yöneticidir. Babasının döneminde kısa sürelerle çok sayıda önemli görevler üstlenerek tecrübe kazanmıştır. Askerliğini, Türkmenistan’a has bir sistemle ‘Albay’ rütbesiyle yapmıştır. Çalışma hayatı boyunca bol miktarda madalyaya, fahri unvanlara lâyık görülmüştür. Bu unvanlardan biri de ‘Değerli Köpek Yetiştiricisi’dir.

Prof. Dr. Ahmet KANLIDERE: 1982’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeniçağ Târihi Kürsüsünden mezun oldu. 1983’te Boğaziçi Üniversitesinde başladığı yüksek lisans eğimini Marmara Üniversitesi Târih Bölümünde tamamladı. 1988-1996 yıllarında doktorasını New York’ta, Columbia Üniversitesi Orta Asya Araştırmaları Anabilim Dalında yaptı. Türkiye’ye döndükten ve dört yıl Marmara Üniversitesinde çalıştıktan sonra, 1999-2000 eğitim-öğretim yılında, Kazakistan’daki Ahmed Yesevî Üniversitesi’nin Çimkent şubesinde ders verdi. 2004-2007 yılları arasında Taşkent’te Kültür Müşâviri olarak görev yaptıktan sonra Marmara Üniversitesi’ne döndü ve 2009’da Profesör oldu. 2016-2018 arasında Târih Bölümü Başkanlığını yürüttü. Hâlen aynı üniversitede Genel Türk Târihi Anabilim Dalı Başkanı olarak görevdedir. Başlıca eserleri: *Reform within İslam: The Tajdid and Jadid Movement among the Kazan Tatars (1809-1917); *Kadimle Cedid Arasında: Musa Cârullah; *Orta Asya Türk Târihi (ed.); *19. Yüzyıl Türk Dünyası, (ed.); *Çağdaş Türk Dünyası, (ed. İ. Kemaloğlu ile); *Sosyalizmden Türkçülüğe Kazanlı Ayaz İshakî; *Yusuf Akçura, Damolla Âlimcan el-BarudîTercüme-i Hâli; *Ötüken’den Kırım’a Türk Dünyası Kültür Târihi, (ed. İ. Kemaloğlu ile birlikte); *Doğu ve Batı Arasında Bir Tatar Mollası: Zahir Bigi’nin Hayatı, Romanları ve Seyahatnames; *İdil-Ural ve Türkistan’da Fikir Hareketleri: Dinî Islahçılık ve Ceditçilik; *Muallim, Muharrir, Müverrih: Yusuf Akçura.
Prof. Dr. İlyas KEMALOĞLU: 2001’de Marmara Üniversitesi Târih Bölümü’nde lisansını, 2003’te ‘Altın Orda – İlhanlı Münasebetleri’ başlıklı tezle yüksek lisansını ve 2008’de MSGSÜ’de ‘Altın Orda ve Rusya: Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi’ başlıklı tezle doktorasını tamamladı. 2012’de doçent, 2017’de profesör oldu. Rusça, İngilizce, Farsça ve çeşitli Slav ve Türk lehçelerini bilen Kemaloğlu, 2004-2008 yılları arasında Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde Rusya-Ukrayna Masası’nda görev yaptı. 2009-2012 yılları arasında Türk Târih Kurumu’nda çalıştı. 2009-2013 ORSAM’da Avrasya Danışmanı olarak görev yaptı. 2013-2020 yıllarında MSGSÜ Fen Edebiyat Fakültesi Târih Bölümü Öğretim Üyesi olarak çalıştı. 2020 yılından itibaren Marmara Üniversitesi’nde görev yapmaktadır. 2013 ve 2018 yıllarında arka arkaya iki kez Türk Târih Kurumu Bilim Kurulu’na aslî üye seçildi. Altın Orda ve Rusya: Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi adlı çalışması, 2011’de TTK Teşvik Ödülü’ne, 2019’da İlim Yayma Sosyal Bilimler Ödülü’ne lâyık görüldü. Başlıca kitap çalışmaları: *Moğolların Kafkasya Politikası; *Altın Orda ve Rusya: Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi; *Rusların Gözüyle Türkler; *Altın Orda Hanlığı’na Ait Resmî Yazışmalar (A. Melek Özyetgin ile birlikte,); *Avrasya Fatihi Tatarlar (haz.); *Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme (haz.,); *Rus Elçi Raporlarında Astrahan Seferi (haz.,); *Türk Dünyasında Sürgün ve Göç, (ed. N. Sarıahmetoğlu ile birlikte, 2015); İkinci Dünya Savaşı ve Türk Dünyası, (ed. N. Sa- rıahmetoğlu ile birlikte, 2016); Avrasya’nın Sekiz Asrı: Çengizoğulları, (ed. H. Alan ile birlikte); Rus Genelkurmay Belgelerinde İkinci Abdülhamid ve Osmanlı Ordusu (haz. M. Bashanov ile birlikte); Atlas Tartarica, (çev.) 

KATKIDA BULUNANLAR

Dr. Öğr. Üyesi Abzal DOSBOLOV: 1988 yılında Kazakistan’ın Türkistan şehrinde doğdu. 201l’de Hoca Ahmet Yesevi Milletlerarası Türk-Kazak Üniversitesi Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. 2014’te Yalova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Millerlerarası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. 202l’de Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Milletlerarası İlişkiler bölümünde ‘Postkolonyal Teori Çerçevesinde Kazakistan’ın Kültür Politikaları’ adlı doktora tezini savundu. Ocak 2022 târihinden itibâren Hoca Ahmet Yesevi Milletlerarası Türk-Kazak Üniversitesi, Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

Prof. Dr. Fırat PURTAŞ: 1994 yılında Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F. Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. 1995 yılında aynı bölümde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. Rusya Federasyonu Millî Eğitim Bakanlığı’nın bursunu kazanarak 1997-2000 yılları arasında St. Petersburg Devlet Üniversitesi Milletlerarası İlişkiler Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı. Doktorasını 2004 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı. 2008 yılında doçent, Şubat 2014’te profesör oldu. 2009-2012 yılları arasında Gazi Üniversitesi Dış İlişkiler Ofisi Koordinatörü olarak çalıştı. 2008-2019 yılları arasında Milletlerarası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürüttü. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu bünyesinde kurulmuş Kültürlerarası Yakınlaşma İhtisas Komitesi’nin üyesidir. Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin akademik yayını olan ve SSCI’de taranan Bilig Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi’nin editörüdür. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İİBF Dekanıdır. Kazakistan Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığının 25. Yılı devlet madalyası sâhibidir. İngilizce ve Rusça bilmektedir.

Dr. Öğr. Üyesi İbrahim KALKAN: ODTÜ Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde Yüksek Lisans ve Doktora çalışmalarını tamamladı. Orta Asya târihi ve siyâseti konularında çeşitli makaleleri yayımlandı. İlgi ve uzmanlık alanları Orta Asya düşünce târihi, Orta Asyalı aydınlar, modernleşme hareketleri, Orta Asya bölgesi ile Rusya ve Çin arasındaki ilişkilerdir. Hâlen Kırklareli Üniversitesi, İİBF, Milletlerarası İlişkiler Bölümü öğretim üyesidir. Dr. İbrahim Kalkan’ın çok sayıdaki makalelerinin yanı sıra bir kitabı da yayımlanmıştır: Kazakistan’da Siyâsî Modernleşmenin Kökenleri (1822-1920).

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL: 1993’te Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. 1995’te BÜ’de yüksek lisans çalışmasını, 2005 yılında da Ankara Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı. 2009 yılında ‘Milletlerarası İlişkiler’ alanında doçent, 2014’te profesör unvanlarını aldı. ASAM, SDE, USGAM, YTSAM ve Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) gibi think tanklarda kurucu başkanlık, merkez müdürlüğü, enstitü başkanlığı gibi görevlerde bulundu. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Lâtin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) ders verdi. 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi ve Ankara Kriz ve Siyâset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak akademik çalışmalarını devam ettirmektedir.

Türk Dış Politikası, Orta Asya, Güvenlik, Jeopolitik ve Kriz Yönetimi başlıca çalışma alanlarını oluşturmaktadır. 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı ‘Türk Dünyası Hizmet Ödülü’, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından ‘2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü’ başta olmak üzere çok sayıda Millî-Milletlerarası ödüle lâyık görüldü.

Doç. Dr. Vügar İMANBEYLİ: Lisans ve yüksek lisansını târih alanında İstanbul ve Boğaziçi üniversitelerinde tamamladı. Doktora çalışmasını Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nde yaptı. 2009-2020 yılları arasında İstanbul Şehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nde çalıştı. Ekim 2020’den beri Marmara Üniversitesi Orta Doğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesidir. Akademik ilgi alanı genel hatlarıyla post-Sovyet coğrafyada târih, siyâset ve mukayeseli dış politikadır. Ali Merdan Topçubaşı, Azerbaycan-Osmanlı İlişkileri 1918, Avrasyacılık: Rusya’nın Kimlik Arayışı, Azerbaycan’da Din ve Kimlik (Sevinç A. Özcan ile birlikte) isimli kitap çalışmalarının yanı sıra Rusçadan yaptığı tercümeleri (A. G. Dugin, Rus Jeopolitiği: Avrasyacı Yaklaşım; N. S. Trubetskoy, Avrupa ve Beşeriyet; N. S. Trubetskoy, Rus Ben-İdraki; M. E. Resulzade, Pan-Turanizm ve Kafkasya Meselesi; Y. T. Gaydar, İmparatorluğun Çöküşü: Sovyetlerden Dersler) yayımlanmıştır.

ÖTÜKEN NEŞRİYAT A. Ş

İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu 34433 İstanbul Telefon: 0.212- 251 03 50 

Belgegeçer: 0.212-251 00 12 e-Posta: otuken@otuken.com.tr  www.otuken.com.tr 

DERKENAR

TÜRK DÜNYASI:                                                                                  ESÂRETTEN BAĞIMSIZLIĞA,                                                       BAĞIMSIZLIKTAN TÜRK BİRLİĞİ’NE

OĞUZ ÇETİNOĞLU

Türk cumhuriyetlerinde alfabe ve dil; birlik için ‘olmazsa olmaz’ unsurdur. Moskova yönetimi her bir Türk topluluğuna ayrı bir alfabe dayatmıştı. Bağımsızlıktan sonra Özbekistan ve Kazakistan, alfabede yaptığı değişikliklerle, Rusya dönemindekini aratacak yeni bir yapılanmayı tercih etmiştir. Kırgızistan ise bölgenin en fakir ülkesi olarak henüz alfabe meselesini gündeme getirememiştir.

Etnik problemler ve Çin baskısı moral bozucudur.

En istikrarlı ülke Özbekistan; Taşkent, Buhara, Semerkant, Fergana gibi târihî şehirleriyle göz kamaştırıyor.  Bölgenin en zengin ülkesidir. Türkiye ile temaslar sık ve ümit verici olmakla birlikte Rusya’nın etkisi devam ettiğinden ümit edilen neticeler hayli uzaktadır.  

Her Türk Orta Asya Cumhuriyetleri’ndeki soydaşlarımızın varlıklarını nasıl devam ettirebileceklerini, nasıl güçlü hâle gelebileceklerini ve nasıl birlik olabileceklerini düşünmek ve fikir üretmekle vazifelidir.

Kasıt veya cehâlet sebebiyle ‘Azerî’, ‘Kazak’, ‘Kırgız’, ‘Özbek’ ve ‘Türkmen’ olarak anılan soydaşlarımızın ve dindaşlarımızın varlıklarını koruyabilmek, daha huzurlu ve daha müreffeh bir gelecek inşa edebilmek için tek alfabeli, tek dilli olmaları; ticârî, sınâî, sosyal ve askerî birlikler oluşturmaları şarttır. Bu vazife Mustafa Kemal Atatürk tarafından:

Bugün Sovyet Rusya, dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir. Bugün elinde tuttuğu milletler, avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşır. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim, bu dostumuzun idâresinde dili bir, inancı bir, öz kardeşlerimiz vardır. Onlara sâhip çıkmaya hazır olmalıyız.

Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir, hazırlanmak lâzımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Mânevî köprülerini sağlam tutarak! Dil, bir köprüdür; inanç, bir köprüdür; târih, bir köprüdür.

Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli… Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü târihimizin içinde bütünleşmeliyiz.

İfâdeleriyle Türk milletine ve yöneticilerine tebliğ edilmişti.

Atatürk, 1 Aralık 1921 târihinde TBMM’nde yaptığı bir konuşmada ise Pan-Türkizm ve Pan-İslâmizm konusunda şu sözleriyle îkazda bulunmuştur:

Dünya yüzünde mevcut bütün dindaşlarımızın huzurlu ve refah içinde yaşamalarını isteriz. Fakat bu toplumun büyük bir imparatorluk hâlinde, bir noktadan sevk ve idâresini düşünmek istiyorsak, bu hayaldir…

Tek dilli, tek alfabeli ve daha güçlü ve topraklarını daha iyi koruyabilen bir Orta Asyalı, ister Özbek, ister Kırgız, ister Kazak… adına ne derseniz deyin böyle bir birliktelik nasıl olmalı ve nasıl korunmalı diye düşünmemiz gerekir.

Bu tebligat ve ikazın gereklerini en samîmi tarzda benimseyen ve sınırlı imkânlarına rağmen uygulamaya geçen tek kişi Prof. Dr. merhum Turan Yazgan olmuştur. (1938-2012) Câlib-i dikkattir: Henüz Sovyetler Birliği dağılmadan 1980 yılında kurduğu Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı ile devletin yapmaya teşebbüs etme cesâretini bile gösteremediği büyük işleri üstlenmiş ve imkânlarının fevkinde hizmetler gerçekleştirmiştir.

***

Türk Birliği: Hayâlden İdeale ve Sonra Gerçeğe…

1992 yılında Ankara’da Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi gerçekleştirildi. 2006 yılındaki toplantıda Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Zirve toplantıları adının, ‘Türk Dili Konuşan Ülkeler Konseyi’ olarak değiştirilmesini teklif etti. Teklif, 3 Ekim 2009 târihinde Nahcivan’da; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye Cumhurbaşkanlarının iştirakiyle yapılan toplantıda imzalanan anlaşma ile kabul edildi. Özbekistan 14 Eylül 2019’da Konsey üyesi, Macaristan ise gözlemci üye oldu.

12 Kasım 2021’de İstanbul’da yapılan toplantıda konseyin adı, ‘Türk Devletleri Teşkilâtı’ olarak değiştirdi. Teşkilâtın Genel Sekreterliği İstanbul’dadır. Türkmenistan Teşkilata gözlemci üye olarak dâhil oldu.

Teşkilâtın; ‘Milletlerarası Türk Kültürü, Türk Devletleri Parlâmenterleri… gibi organları vardır.

03 Kasım 2023 târihinde İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıda; teşkilat üyeleri arasında vize işlemlerinin kolaylaştırılması, ‘Türk Yatırım Fonu’ oluşturulması, ‘Alfabe Birliği’nin sağlanması gibi temennilerde bulunuldu.

Gönül arzu eder ki: Bu temenniler; Avrupa Birliği’nde olduğu gibi ‘Şengen Anlaşması’ benzeri bir düzenleme ile vize sistemi tamamen kaldırılsın.

Birlik üyeleri arasında gümrük birliği kurulsun.

Üye ülkelerde üretim maksatlı sıfırdan sanayi tesisleri kuracaklara verilmek üzere güçlü bir fon teşkil edilsin.

Bunlar şimdilik hayâl olmakla birlikte, birkaç sene içerisinde ideal hâline getirilirse hakikate dönüşmesi kolaylaşır.

Akıl ve mantık bunu gerektirir. 

Birlik budur. 

Güç bundadır. 

Huzur ve refah ortamı böyle sağlanır. 

Önceki İçerikOlacaksa Eğer Bir Türk Tarikatı Olmasını Çok İsterdim
Sonraki İçerikKonudan Konuya  (38)
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.