Allahümme Ecirnâ Min Şerri’l – ABD

68

İsrail‘in şerri Amerika‘nın şerrinin yanında tüy siklet sayılır. Irak, Afganistan, Pakistan, Kırgızistan, Kore, Tayvan, Endonezya, Sudan, Somali, Kolombiya.. Dünyada hangi ülke karışıyor ve karışacaksa taşın altında Sam Emice vardır. Bkz: İran.

Davos‘ta Amerikan müsaadeli iç politik ‘One Minute Şovu‘nu teoriden pratiğe dökmek isteyen Hükümet, ABD tarafından satıldı. İran‘la yapılan Takas Anlaşması için de yol veren ABD, anlaşmanın daha mürekkebi kurumadan Türkiye ve Brezilya‘yı bir çırpıda satmıştı.

Amerika için çifte standart yoktur, üçyüzlülük beşyüzlülük vardır. Hatta çok yüzlülükte 7 Kocalı Hürmüz gibidir. Ve ABD‘nin bütün başkanları tarihte I.Makyavelli, II.Makyavelli, 44.Makyavelli diye geçer.

Bu bakımdan BM Güvenlik Konseyi‘nde İran’ın Nükleer Programı‘na yönelik ambargoya ‘evet‘ ve ‘çekimser‘ yerine ‘hayır‘ diyen tüm yetkilileri tebrik ediyorum. ABD‘nin talebi üzerine yapılan toplantıda Türkiye‘nin dik duruşu Dafos‘tan, Gaz’ze‘den çok daha önemlidir. Bir tezkere krizi sırasında, bir de şimdilerde canını yakabildik ABD‘nin. Onların düzineleri bulan çuval‘ları karşısında şeref sayılarımızdır.

Daha önce Suriye, Katar, Ürdün, Libya ve Irak’la vizelerin kaldırılmasını teberrüken ifade etmiştik. Son hafta itibariyle Lübnan, Ürdün ve Suriye ile sınırların kaldırılması anlamına gelecek bir sosyo – ekonomik işbirliğine imza atılması da şâyan-ı takdirdir. Bizi hinterlandımızla buluşturacak her çalışmaya şapka çıkarırız.

Bu da şu demektir. ‘Stratejik Derinlik‘e dayalı yanlışlarla dolu dış politik kurgumuz zaman zaman başarılı işlere imza atabiliyor. Biz de bozuk saat günde 2 defa doğruyu gösterir kabilinden alkışlıyoruz. Ha, 1-2 daha böyle güzel iş ve eylem yapılırsa bozuk saat yerine artılar/eksiler denklemine bile gireriz.

Birileri Barak Hüseyin Obama‘ya kurban kesip övgüler düzerken biz ‘al birini vur ötekine‘ deyimine o zâtı örnekliyorduk. Maçın sonlarına doğru da olsa ayan tüm Millî Takım oyuncularımızı kutlar, giderayak yaptıkları birkaç güzel hareketi de başka maçlarda da göstermelerini umarım.

Nedense bunları yazarken o Ege türküsü dilime takıldı durdu:

“Ah bir ataş ver, gâvur sinem ko yansın
 Arkadaşlar uykulardan uyansın