IŞİD, PKK ve PYD konusunda gözümüzün içine baka baka yalan söyledi.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden‘dan bahsediyorum.
Önce İstanbul’da AK Parti, CHP ve HDP’den milletvekilleriyle görüşen Biden, sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Bu görüşmelerde neler dediği basında açıklandı.
***
IŞİD Konusunda söylenenler doğru olamaz
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden açıklamalarında “IŞİD (DEAŞ) dünyanın en büyük sorunudur. IŞİD hem ABD hem Türkiye için en büyük tehlikedir. IŞİD ile mücadele için daha fazla işbirliği için faaliyete devam ediyoruz. IŞİD/ DAEŞ’in Türkiye’nin güney sınırında ayrı bir devlet kurmasına engel olacağız..” dedi.
Görünüşe ve ABD yetkililerinin açıklamalarına göre ABD, IŞİD (DAEŞ) ile savaşmaktadır.
Bu savaşın ne kadar süreceği konusunda ABD yetkilileri 3-30 yıl arasında süreler vermekte.
Mesela Obama’nın Suriye sorunu özel temsilcisi olan Büyükelçi Brett McGurk, “IŞİD o coğrafyadan temizlendikten sonra bile nokta eylemlerle terör tehdidi olmayı bir süre daha devam ettirebilir” kaydını koyarak, IŞİD’i etkisizleştirmek “3 yıl sürebilir” diyor.
***
IŞİD’İn Gücü
Mademki böyle bir savaş var, tarafları ve güçlerini şöyle bir hatırlayalım.
IŞİD’e karşı savaştığını söyleyen ABD dünyanın bir numaralı süper gücü. Üstelik tek başına değil. İngiltere, Fransa, Almanya, Türkiye, Hollanda ile Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin de katıldığı, 40’a yakın ülkenin destek verdiği bir koalisyonun öncülüğünü yapmakta.
Üstüne Esad Suriye’si var. Yetmedi bir de Rusya “IŞİD ile savaşa” dâhil oldu.
Yani dünya silahlı güçlerinin en az yüzde 90’ı, teknolojik silah üreticisi devletlerin neredeyse tamamı IŞİD ile savaştığını söylemekte.
Peki, IŞİD’in gücü ne kadardır ki, Saddam’ın Irak Devletini, Kaddafi Libya’sını 3’er günde perişan eden koalisyonlardan çok daha büyüğü IŞİD’i 3 yılda bitiremiyor.
CIA (Eylül 2014’te) IŞİD’in Suriye ve Irak’ta toplam 20.000 ile 31.500 arasında savaşçıya sahip olduğunu açıkladı.
Bunların büyük çoğunluğu bölgenin yabancısı, 100 ayrı ülkeden gelmişler.
Uçakları yok, insansız hava araçları yok. ABD öncülüğündeki koalisyon gibi ileri teknoloji silahlarına sahip değil.
Bütün bu güç dengesizliğine rağmen IŞİD’in Irak ve Suriye’de bu kadar geniş bir alanı kontrol edebilmesini izah edebilmek kolay değil.
IŞİD’in işlettiği rafineriler defalarca bombalanmış. ABD, koalisyon ve Rusya’ya rağmen petrol ürünleri satması mümkün olmaması gerekir.
Bu ülkeler silah satmasa IŞİD silahı kimden alacak?
Bütün bunlar “IŞİD ile savaşıyoruz” iddiasını inandırıcı olmaktan çıkarmakta.
Dahası ABD, kendisi dâhil, bu kadar devletin “savaştığı” azami 30 bin kişilik bir örgütü “3 seneden önce etkisiz hale getiremeyiz” diyor.
Kısacası, bize doğruyu söylemiyorlar.
Anlaşılan “IŞİD sonrası coğrafyanın nasıl yeniden çizileceği” konusunda mutabakat sağlanamamış.
IŞİD mutabakat sağlanıncaya kadar “gölün kuşunu, gölün taşı ile vurmak için” kullanılacak bir araç olarak yaşamaya devam edecek.
***********************************************
ABD için PKK Düşman mı?
PKK evlerinden birinde ABD’ye ait bir “İHA (insansız hava aracı)” bulundu. Amerika PYD’ye vermiş, PYD de PKK’lılara göndermiş.
PKK bununla Türkiye’nin asker ve diğer güvenlik güçleri hakkında istihbarat sağlayacakmış.
Bereket, “Oradaki PKK’lının teknolojik bilgi donanımı yeterli olmadığı için uçuramamışlar.”
***
Biden, İstanbul’daki toplantıda, “PKK da DAEŞ ile eşit derecede eşit tehlikedir, kabul edilmeyecek faaliyetlerde bulunmaktadır” demiş. PKK’nın silahları bırakması ve şiddete son vermesi gerektiğini ancak PYD’yi PKK’dan ayrı tutmak gerektiğini” söylemiş.
Bizim Başbakan Ahmet Davutoğlu da PYD’nin PKK ile aynı olduğunu gerekçeleriyle ve delilleriyle anlatmaya çalışmış.
ABD Başkan Yardımcısı bütün bunları bilmez mi?
Bilir bilmesine de işine gelmez.
Gözümüzün içine baka baka “PYD’yi PKK’dan ayrı tutmak gerektir. Çünkü PYD IŞİD’le savaşıyor ve IŞİD dünyanın en büyük sorunudur” demeye devam eder.
Çünkü “IŞİD’le sözde mücadelede”, maşa olarak kullanmak ve daha sonra IŞİD’in çıkarıldığı bölgelere yerleştirmek için, yerli işbirlikçi olarak PYD’ye ihtiyacı var.
PYD‘ye terör örgütü dese yaptığı silah, eğitim yardımları ile işbirliği uluslararası hukuk açısından suç teşkil edecek.
***
Dahası da var.
Güneri Civaoğlu‘nun “Altını Oymak Tezgâhı” yazısından aktaralım:
“Rusya da güneyimizde, sınırın dibindeki PYD kantonundaki Kamışlı’da bir “üs” kurmak yolunda…
İncirlik’teki ABD/NATO üssü gibi büyük ve üstün teknoloji donanımlı Rus üssü tam burnumuzun dibinde olacak.
Bu nasıl iştir ki PYD kantonlarına ABD silah donanımı sağlıyor, uzmanlarıyla eğitim veriyor… Rusya da aynı PYD kantonunda sürekli kalacağı İncirlik gibi büyük ve çok amaçlı bir hava üssü kuruyor.
Rusya, Türkiye’nin güneye açılan tek koridoru olan 94 km’lik bölgeyi havadan bombardımanla oradaki Türkmen ve Arap grupları kırmaya çalışıyor.
İyice mukavemetsiz hale getirdikten sonra hedef PYD’ye (yani PKK’ya) vermek.
Hem ABD hem Rusya Türkiye’nin sınırlarının güneyinde PYD’ye ve IŞİD’e karşı jetlerini uçurmasının önünü kesmekte -neredeyse- anlaşmış gibiler.
Türkiye 65 yıldır ilk kez hem Rusya ve hem ABD karşısında ‘yalnız’ görüntü vermekte.
İçeride bütünlüğü korumak ve ulusal birlik tavrı koymak, hiç değilse Ortadoğu haritası yeniden çizilirken, masada bir de ‘Türkiye coğrafyasının yeni haritası’ olmaması için şimdilik tek yol.“