Yerel Seçimler

119

“Herkes her şeyi söyledi. Seçmenler de, özgürce oyunu kullandı.” Yerel seçimler sona erdi. 

Propaganda süreci olağanüstü sert söylemlere ve gerginliklere sahne olan 2014 yerel seçimleri nihayet geride kaldı. 

17 Aralık  2013’te  okyanus ötesinden kurgulandığı genel kabul gören bir operasyon, gündeme oturdu. Başbakan ve bakanları haksız ve akçalı çıkar sağlamakla suçlanıyorlardı. 

Muhalefet partileri, bu iddiaları seçim süreci boyunca gündemlerinde tutarak, iktidar partisini ve Başbakan’ı yıpratmayı seçmişlerdi. 

İktidar partisi sözcüleri ise bu iddianın asılsız, ancak devlet kademelerindeki bazı kişilerin kullanılarak meydana getirildiğini söylemişlerdir. Yani paralel devlet teşebbüsü içinde tehlikeli bir girişim olduğunu açıklamışlardır. 

Kısa sürede paralel yapının gücü kırılmış ve zanlıların hukuki önlemlerle takibe alındığı gözlenmiştir. 

Seçimlerin sonuçlarına bakınca, okyanus ötesindeki örgütün siyasi alanda kayda değer bir etkisi olmadığı anlaşılmıştır. Cemaat’in başındaki zat, sert bir ikazla karşı karşıya kalmıştır. Hem kendi içindeki, hem de dışındaki önemli kanaat önderlerince tasvip görmemiştir. 

Anamuhalefet Partisi Genel Başkan’ı, propaganda süresince yaptığı konuşmalarda  Pensilvanya’dan servis edilen Başbakan’ı çürütme ve itibarsızlaştırma siyaseti söylemleriyle kısıtlı kalmıştır. 

Türk insanının yaşam kalitesini yükseltecek, hiç bir yeniliği vaadetmemiştir. Genç kuşakların geleceğine yönelik herhangi bir tutarlı proje gündeme getirmemiştir. Söylediği tek şey, ” Recep Bey ne veriyorsa, ben daha fazlasını vereceğim” olmuştur. 

CHP seçim kaybetmeye alışık bir partidir. Ancak demokrasi açısından ülkemizin ihtiyacı olan bir siyasi kuruluştur.  Özellikle genç kuşak parti üyelerinin, çağdaş normlarda politika yapacak ve ülke siyasetine katkı sağlayacak  yeni bir parti imajını halka sunması gerekmektedir. 

Milliyetçi Hareket Partisi seçimden az da olsa kazançlı çıkmıştır. Ancak İstanbul’daki % 4, Ankara ve İzmir’deki % 7’lik  oy oranlarının sorumlusu kimdir? 

MHP Genel Başkan’ı sayın Bahçeli, bozkurt işaretini yanlış yapan CHP Genel Başkanı’nı eleştirmiş ve kınamıştır. Bozkurt işaretinin nasıl yapılması gerektiğini açık ve net olarak göstererek üyelerini uyarmış ve oylarını kendi adaylarına vermelerini istemiştir. 

MHP gibi disiplinli bir partide, başka partiye oy kayması varsa ki öyle görünmektedir. Bu konunun açıklığa kavuşturulması, kaçınılmaz olmalıdır. 

Seçmen, Cemaat’in siyasi girişimini reddetmiş ve hiçbir etkisinin olmadığını göstermiştir. Ayrıca, aylardır belli bir medya grubunun her fırsatta her konuda, iktidara ve sayın Başbakan’a yaptığı ağır eleştiriler de seçim sonuçlarına  beklenen etkiyi yapamamıştır.

Bir kısım iç ve dış medyanın ve sosyal medyanın yurtiçi ve yurtdışı kötü niyetli ve bilhassa çirkin ve küfürlü üsluplu  tüm saldırıları da, işe yaramamış tam aksine seçmenin tepkisine neden olmuştur. 

Önemli bir  gelişmede Aralık 2013 girişiminden itibaren yerel seçimin, genel seçim hatta referandum havasına sokulmuş olmasıdır. 

Ancak son 12 yılda Başbakan ve partisi 3 kere genel, 3 defa mahalli ve 2 seferde referandum olmak üzere seçmenin karşısına çıkmıştır. Seçimlerin tümünden de büyük başarı kazanarak yoluna devam etmektedir. 

Bu büyük bir deneyim, bilgi ve birikimdir. Çok önemli bir siyasi zaferlerin göstergesidir. 

Halk Başbakanına sahip çıkmıştır. 

Ancak iktidar partisi ve Başbakan’ın şimdi 17 Aralık olaylarıyla itham edilen parti mensuplarının davalarının, T.C. mahkemelerince, hukuk kuralları içinde sonuçlanmasına özen göstermeleri gerekmektedir.

Ya suçlayanlar ya da gereksiz yere suçlananlar ve görevlerini kötüye kullananlar, adâlet önünde hesaba çekilerek, kamu vicdanı rahatlatılmalıdır.