Mahalli seçimler yaklaşırken ülkücüleri birden kardeş ilân edenler ve akıllarınca tavlamaya çalışan tilkiler yine ortaya çıktı. Seçimlerden sonra ise; bu kardeşlere! Irkçı, kanla beslenen Fatiha bilmeyen ve aşırı sağcı suçlamaları yapılır. Bazıları yine dolduruşa getirilmeye çalışılıyor. Aynen 12 Eylül 2011 tarihli Anayasa Referandumunda yıkım ve çözülmeye “evet” verme telkinlerinde olduğu gibi…
Siyasi çıkarları uğruna bazıları hala trafik lambaları gibi sağcılık ve solculukla uğraşıyor. İnsanlar çok saf kabul ediliyor. Sayın Salih Kapısız ve ekranlarda eli ile beş parmağını gösteren Büyük Şehir Belediye Başkanı hala 1970’leri yaşıyor. Sağın milliyetsiz, vatansız, milli kimliksiz, Cumhuriyet, milli mücadele, milli ve üniter devlet karşıtı federasyoncuları ile, ülkeyi soyan ve hortumlayanlarla, dünün teslimiyetçi mandacılarının devamı olanlarla, Türk Milleti dışında Türkiye’de milletler yaratmaya uğraşanlarla, terör örgütü ile müzakere ve pazarlık yapanlarla, şehitlere saygı göstermeyenlerle ülkücülerin ortak bir tarafı olamaz. Ülkücüler Türk düşmanlarına, etnik ırkçılığı teşvik eden açılımcılara destek vermezler ki; onlardan oy beklensin. Seçimler yaklaşınca iktidarı bayrak ve İstiklal Marşı sevdası sarıverdi. Bunun sürekli olmasını dileriz. Milliyetçileri etnik ırkçı ve bölücü cinayet şebekesiyle aynı kefeye koyanlar gaflet içinde olmuşlardır.
***
Kırım veya başka bir Türk yurdundaki sorunlara ABD, AB ve batının kuyruğuna takılarak bakmayı binlerce yıllık bir devlet geleneğine sahip Türk Milletinin bir ferdi olarak kabullenemiyorum.
Bir başka içime sindiremediğim husus da, Kırım’daki Rus işgali ve ilhakının karşısında Türk Dünyası’nın ve Türkiye’de çoğu sivil olmaktan uzaklaşmış güdümlü STK’ların suskunluğudur. Kırım’daki sorun bütün Türklerin sorunudur.
Rusya Putin ile tekrar eski gücüne ve tesirliliğine kavuşmak için genişleme peşindedir. Rusya Sırbistan’dan kopan Kosova’nın rövanşını Kırım’da almak istiyor. Bugün Putin’in yaptığı teklifleri dün Lenin yapmış ve sonuç hüsran olmuştu. Batı Brezenski’nin dediği gibi “Avrasya Satranç Tahtası”nda ilerlemek istiyor. Batı, soruna kendi iktisadi çıkarları açısından bakıyor.
Kırım’da tehlikeli senaryolar oynanıyor. Katil Sırp çeteleri Kırım’a götürülüyor. Kırım Tatar Türkleri arasındaki marjinal guruplar ve özellikle İslâmcı diye dolaşan maceracılar, silahlı çatışma için tahrik edilerek Ruslara askeri müdahale ortamı yaratılıyor.
Kıbrıs’ta rahmetli Rauf Denktaş ne ise, Kırım’da da Mustafa Cemil Kırımoğluodur. Gerek Sayın Kırımoğlu’na ve gerek Kırım Tatar Meclisinin kararlarına uyulmalıdır. Dünün bazı aşırı sol çevrelerinin “Ruslarla anlaşın” tavsiyeleri zihinlerindeki eski ideolojik bir kalıntıdır. Kıpçak Türklerine dayanan Tatarların anlaşılmaz bir şekilde Türklüklerini tartışanların ABD veya Rusya’dan yana mı çalıştıklarını bilemiyoruz.
Ukrayna ve Kırım’daki sorun Rusya ve ABD’nin birbiri aleyhine genişleme ve rövanş alma mücadelesidir. Sorun; Ukrayna’nın toprak bütünlüğü kadar Kırım Tatar Türklüğünün demokrasi, insan hakları ve yaşama mücadelesidir. Ukrayna Kırım’dan vazgeçmiş ise, milletlerarası hukuk işletilmelidir. Soydaşlarımızın Türkiye’ye göçü büyük bir yanlış olur. Kırım’la ilgili gerekli bilgiler İstanbul’daki Kırım Türkleri Derneği‘nin internet sayfasından elde edilebilir. İstanbul’da yapılan geniş çaplı protestoyu haber ajanslarının “Ukraynalı gelinler”e bağlaması, ciddiyetsizlik ve ilkesizliktir. Aklımızı biraz da milli davalara ayıralım.